Efsane yarış atı Bold Pilot ve onun bir araya getirdiği jokey Halis Karataş ile Begüm Atman arasındaki ölümsüz aşkın gerçek hikayesi beyaz perdeye taşıyan Şampiyon filmi, 7 Aralık'ta vizyona girecek. Özel gösterimle filmi izleyen Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök, Şampiyon'u köşesinde yazdı.
Ertuğrul ÖZKÖK / HÜRRİYET
Bir atın genlerindeki şans ve huysuzluk
BU kahraman atın hikâyesi 21 Nisan 1993 günü başladı.
Bold Pilot o gün Persian Bold ve Rosa Palumbo isimli atların tayı olarak dünyaya geldi.
Yarışçı bir babanın yarışçı tayı olarak doğmuştu...
Genlerinde yarışçılık vardı ama aynı genler ona fena bir gelecek hazırlamıştı.
Bold Pilot huysuz bir karaktere sahipti...
Üzerine kimseyi bindirmiyordu. Ahıra girip çıkması bile sorun oluyordu...
Hele hele yarışın başlayacağı starting box’a girmesi bile çok zordu.
Maraza çıkaran bir taydı Bold Pilot...
*
Büyük bir ihtimalle yarışçılık hayatı başlamadan bitecekti.
Ama ona bu huysuz karakteri veren alınyazısı ona iki başka şeyi daha verecekti.
Olağanüstü bir sahip ve onun ortaya çıkardığı olağanüstü bir binici...
*
Bold Pilot’un ilk şansı, “atlara fısıldayan” bir insan olan Özdemir Atman’ın ekürisine girmek oldu.
O bu eküriye girerken, kader oradan epey uzakta bir yerde Bold Pilot’a bir başka sürpriz daha hazırlıyordu. Orada genç bir insan, yaşadığı köyden kalkıp İstanbul’a geliyordu.
O genç adam da “atlara fısıldayan” bir insandı. Hayatı atlarla geçiyordu.
İdolü büyük jokey Mümin Çılgın’dı...
Adı Halis Karataş’tı...
Adana’dan gelip, Sakarya’nın Kaynarca bölgesindeki sakin bir çiftlikte Özdemir Atman’ın yanında çalışmaya başlamıştı.
*
Orada yarışa hazırlanan iki at vardır.
Birisi sakin, öteki huysuz Bold Pilot...
Atman yanına insan yaklaştırmayan huysuz ata tecrübeli bir jokey olan Türkiye şampiyonu Mümin Çılgın’ın binmesini istemektedir.
Ama kader orada, Halis Karataş’ın kendisini sırtından yere atan Bold Pilot’la ilgili şu sözü ile değişir:
“Beyim ben bunda kalayım. Ötekini Mümin ağabey alsın...”
*
İşte Boldi’nin hikâyesi bu cümle ile başlar...
O cümle aynı zamanda Halis Karataş’la Özdemir Atman’ın kızı Begüm arasındaki büyük aşkın da başladığı andır. Begüm’ün ölümcül hastalığı bile bu büyük aşkı ve ikisinin de at sevgisini öldüremeyecektir.
*
Türkiye, 30 Nisan 2015 günü ölen bir atın arkasından ağlamıştı...
O at ve arkasındaki büyük bir aşkın hikâyesi 7 Aralık günü sinema salonlarında bütün Türkiye’nin karşısına çıkıyor.
Şimdiden söyleyeyim, bütün dünyayı etkileyen bir atın hikâyesini anlatan ünlü “Seabiscuit” filminden çok daha etkileyici, çok daha insani bir film bu...
Ben çok sevdim...
Eminim sizler de çok ama çok seveceksiniz, hayvan sevgini ve
insan
aşkını anlatan bu harikulade filmi...
Yazının devamını okumak için TIKLAYIN