Aşiyan, şehrin kalabalığından ve curcunasından uzaklaşıp biraz nefes almak isteyenler için tam bir cennet olmanın yanı sıra, müthiş bir hüznün de insanın yüreğine çöreklenmesine neden oluyor. Serveti Fünun edebiyatının öncü isimleri arasında yer alan Tevfik Fikret'in yuvası, Aşiyan Müzesi'ni birlikte gezelim.
Köşkün sahibi Tevfik Fikret'e, eski Robert Koleji’nde (şimdilerde Boğaziçi Üniversitesi) öğretmenlik yaparken yolda zorlanmasın diye Aşiyan’daki bu arazi tahsis edilmiş.
Tevfik Fikret, görebileceğiniz en zarif evlerden biri olan köşkün her bir detayıyla kendisi ilgilenmiş. Öyle ki, evin her yerini Fikret çizmiş. Evin içerisindeki çalışma masasında da taslak çizimleri bulunuyor.
Hayallerle inşa edilen ev, oğlunun büyük umutlarla yurtdışına gönderdiği Fikret'in hayal kırıklıklarını bana derinden hissettirdi. Büyük adam olsun da ülkesine ve dünyaya güzellikler katsın istediği oğlu Haluk, şairin beklentilerinin aksine gittiği ülkede Hıristiyan bir kıza aşık olup bir de Hıristiyan olarak bir daha ülkesine dönmüyor. Bu da Tevfik Fikret'i derin bir hüzne boğuyor. Girişteki salonda da Haluk'a dair pek çok detaya rastlıyor; kendinizi şairin yerine koyarak onun hüznüne ortak oluyorsunuz.
Tevfik Fikret, bugün müzenin bulunduğu binayı 1905-1906 yılları arasında kendisi tasarlamış. 1906-1915 yılları arasında, yani yalnızca dokuz yıl bu evde yaşayan Tevfik Fikret’in ölümünden sonra eşi Nazmiye Hanım ekonomik sıkıntılar çekince Hasan Ali Yücel’in girişimi ile 1940 yılında ev İstanbul Belediyesi tarafından satın alınmış.
İstanbul Belediyesi, evi elden geçirerek 1945 yılında Türkiye’nin ilk edebiyat müzesi olan Edebiyat-ı Cedide Müzesi’ni ziyarete açmış. Tevfik Fikret, boğaz manzarasını tepeden görmesi nedeniyle eve 'kuş yuvası' anlamına gelen Aşiyan ismini koymuş. Aşiyan, Kayalar Köyü semtine de ismini vermiş.
SALON
Girişte yer alan salon, Tevfik Fikret’in misafirlerini ağırladığı yer. İçeride bulunan şairin balmumu heykeli öyle gerçekçi ki, görünce insan canlı sanıyor . Balmumu heykelin hemen yanında son Halife Abdulmecit Efendi’nin Tevfik Fikret’in yazmış olduğu “Sis” şiirinden etkilenip şaire hediye ettiği “Sis” tablosu bulunuyor.
Şair olduğunu herkesin bildiği Tevfik Fikret, aynı zamanda müthiş yetenekli bir ressammış. Evin her bir köşesinde uzaklara dalacağınız harika tabloları yer alıyor.
Salonda ayrıca Fikret'in okuma odası olan şömineli kısım bulunuyor. Şairin babası için yaptığı tablo ve diğer anıları bu kısımda.
EDEBİYAT-I CEDİDE ODASI
Giriş katta salonu geçtikten sonra küçükçe bir oda bulunuyor. Tevfik Fikret’in kurucusu olduğu Edebiyat-ı Cedide akımının fotoğrafları bulunduğu için odaya bu isim verilmiş.
ABDÜHAK HAMIT TARHAN
Giriş katta aynı zamanda üstat Abdülhak Hamit Tarhan’a ayrılan iki oda yer alıyor. Odadaki eşyalar Tarhan’ın ölümünden sonra eşi tarafından İstanbul Belediyesi’ne bağışlanmış.
ÇALIŞMA ODASI
Evin birinci katında ise şairin çalışma odası ve yatak odası bulunuyor. Çalışma odasında şairin kendi tasarımı olan çalışma masası ve kütüphanesi adeta insanı geçmişe götürüyor. Çalışma odasından o dönem Robert Koleji olan, şimdilerde Boğaziçi Üniversitesi'ne ait binaya çıkan bir kapı bulunuyor.
Yatak Odası
19 Ağustos 1915’te henüz 48 yaşında iken hayata gözlerini yumduğu oda evin kuşkusuz en güzel manzarasına sahip. Yatak odasındai şairin hem öldükten sonra çekilen fotoğrafı hem de ölümünden sonra yapılmış olan yüz maskesi bulunuyor. Türkiye’de bu durumun ilk örneği olan maskenin kalıbını ilk kadın ressamımız olan Mihri Müşfik'in, şairin ölümünden hemen sonra yüzünden aldığını öğrendik.
Atatürk, bir konuşmasında ‘’Ben devrim ruhunu ondan aldım" dediği Tevfik Fikret'i çok severmiş. Rehberden öğrendiğime göre, ”Fikri hür, irfanı hür, vicdânı hür” sözleri bilinenin aksine Atatürk'e değil Fikret'e aitmiş. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün şair için sözlerinin yer aldığı küçük bir alan da bulunuyor.
YEMEK ODASI
Bodrum katında şairin büyüleyici yemek odası yer alıyor. Şairin yemek takımlarına tek kelimeyle bayıldım. Odadaki her şey o kadar zevkli ve zarif ki, uzun süre orada kaldım. Odada aynı zamanda natürmort resimler yer alıyor. Tevfik Fikret bu tabloları da bizzat yapmış.
MUTFAK
Mutfak ve çamaşırhanenin bulunduğu bu alan da o dönemi hayal ettirmekle kalmadı, beni o döneme götürdü.
ŞAİR NİGAR HANIM ODASI
Yemek odasının karşısında Şair Nigar’a ait bölüm yer alıyor. Şair Nigar’ın eşyaları, kitapları ve bazı fotoğrafları yakınları tarafından 1959 yılında müzeye bağışlanıyor.
BAHÇE
Müzenin bahçesi, saatlerce oturup sohbet edilebilecek, Tevfik Fikret ve edebiyat hakkında konuşulabilecek nefis bir mekan. Bahçe peyzajının güzelliğinin yanı sıra boğaz manzarasını izlemek de insana keyif veriyor.
TEVFİK FİKRET'İN MEZARI
Bahçede ayrıca Tevfik Fikret’in mezarı yer alıyor.
Mezarın üzerinde Fikret'in defin hikâyesi bulunuyor.
"Tevfik Fikret hayatını kaybettiğinde Aşiyan’a, evinin bahçesine gömülmeyi vasiyet etse de saray ahalisi onu Eyüp Sultan mezarlığına gömmeyi uygun buluyor.
Cumhuriyet’in ilanından sonra Milli Eğitim Bakanı Hasan Âli Yücel, evin İstanbul Belediyesi tarafından alınmasını, ardından da mezarının vasiyete uygun şekilde viraneye dönen evin köşke dönüşmesini ve Fikret'in naaşının getirilmesini sağlıyor.
AŞIYAN MÜZESİ’NE NASIL GİDİLİR?
Aşiyan’a Avrupa Yakası'ndan toplu taşıma ile gelmek çok kolay. Taksim, Kabataş, Beşiktaş yönünden İstinye yönüne giden otobüsler Aşiyan Durağı’ndan geçiyor.
Anadolu Yakası’ndan gelenler için Küçüksu’dan Aşiyan’a motor; Kadıköy veya Üsküdar’dan motor ve vapur ile Beşiktaş’a seferlerini kullanıp Beşiktaş’tan otobüse binebilirsiniz.
Ayrıca Boğaziçi Üniversitesi metro hattı üzerinden Aşiyan durağında inebilirsiniz.
AŞİYAN MÜZESİ ÜCRETLİ Mİ, GİRİŞ ÜCRETİ NE KADAR?
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin himayesindeki Aşiyan Müzesi girişi ücretsiz. Eğer gittiğiniz saatte sizinle ilgilenecek bir rehber yoksa, telefonunuza müzenin uygulamasını indirip QR kodlardan kısa ya da uzun seçeneklerinden birini okutarak evin içerisindeki her bir detayı dinleyebilirsiniz.
Müze, pazartesi günleri hariç her gün 09:00-17:00 saatleri arasında ziyarete açık.