'Ağlatan Kafe'nin yürekleri titreten hikayesi... Notaları kalbinden mızıkasına akıtan Şamil'in Janset'e aşkı

Kaynak: Medyatava Haber Merkezi

Çerkeslere ait olan, dinleyenlerin yüreğini titreten Ağlatan Kafe, o zarif dansla birleştiğinde insana hem görsel hem de işitsel bir şölen yaşatıyor. Ağlatan Kafe'nin hikayesi, eseri daha da anlamlı kılıyor. İşte 'Ağlatan Kafe'nin kahramanları Şamil ve Janset'in hikayesi...

AĞLATAN KAFE (DANS)

Çerkeslerin hemen her düğünde çalıp oynadıkları 'Ağlatan Kafe'nin hikayesi son derece üzücü.

Söylenenlere göre Kafkasya'da yaşayan genç ve yağız bir delikanlı olan Şamil, mızıka (akordeon) çalgıcısıdır. Şamil, bir gün katıldığı düğünde gördüğü genç ve güzel bir kıza vurulur. Kızı görünce bütün notaları karıştıran ve düğünde bulunanların dikkatini çeken Şamil, hatasını hemen düzeltir.

Düğünün ardından Şamil, genç kızı merak ederek sorup soruşturur ve kızın isminin Janset olduğunu öğrenir. Ne var ki Janset, Şamil'in köyünden değildir.

Şamil, günlerce Janset'in bulmak için çevre köylerde izini sürer.

Günler, haftalar hatta aylar sonra Şamil güzeller güzeli aşkı Janset'i bulur. Aylardır aradığı kızı bulan Şamil, Janset'i gizlice takip ederek evini öğrenir.

Janset, akşam olduğunda evin kapısını çalan Şamil'i evlerine buyur eder. Şamil, aileye durumu anlatır ve kızı babasından ister.

Baba, Şamil'e sorular sorarak kimlerden olduğunu ve ne iş yaptığını öğrenir. Janset'in babası sonunda sinirlenir ve 'benim çalgıcıya verecek kızım yok' diyerek Şamil'i yaka paça dışarı atar.

Şamil'in mızıka çalgıcısı olduğunu öğrenen Janset'in babası sonunda sinirlenir ve 'benim çalgıcıya verecek kızım yok' diyerek Şamil'i evden kovar.

Bu olaydan sonra müziğe küserek kendisini eve kapatan Şamil'in amcası, aradan birkaç ay geçmesinin ardından kapısını çalar.

Şamil'den o akşam yapılacak bir düğünde mızıka çalmasını ister. Şamil başta istemese de daha sonra teklifi kabul eder ve düğüne gider.

Düğüne gidip mızıka çalmaya başlayan Şamil, geline bakınca onun sevdiği kız Janset olduğunu görür.

Janset'i gören Şamil, yaşadığı bocalamanın ardından göz yaşları içinde mızıkasını çalmaya başlar. Hiçbir müziğe ait olmayan notaları kalbinden mızıkasına akıtan Şamil'in çaldığı beste, gelinle damadın düğün şarkısı olur.

O günden sonra bu müzik eşsiz bir dans ile birleşerek 'Ağlatan Kafe' yani Ağlatan Dans olarak anılmaya ve bütün Çerkes düğünlerinde çalmaya başlar.