İki tarafın yobazına da tokat atan dizi: Kızıl Goncalar

Öncelikle Kızıl Goncalar dizisinden şikayet eden ve kaldırılmasını isteyen herkese teşekkür ederim. Onlar olmasaydı bu diziyi izlemezdim. Sanırım artık farkındalar insanların ilgisini diziye çektiklerinin.

İyi bir Kızılcık Şerbeti izleyicisi olarak dizinin oradan aşırma olduğunu ve pek de farklı bir şey anlatmayacağını düşünmüştüm. Büyük yanılmışım. Dizinin seküler ve dindar insanlar arasındaki yumuşak geçişle bir ilgisi yok. İki taraf arasındaki duvarı öyle net çiziyor ki.

Başrolleri paylaşan Özcan Deniz ve Özgü Namal oynadıkları karakterlerin hakkını verirken "Faniler" tarikatının veliahtı Cüneyd'e hayat veren Mert Yazıcıoğlu resmen devleşmiş. Senaryoyu yazanlar tabi bu noktada bir alkışı hak ediyor. Cüneyd ile laik doktor Levent arasındaki diyalogları anlamak beyin yakıyor. İkisinin diyaloglarından kitap bile çıkar.

Peki neden bu diziye karşı çıkılıyor? Ve neden cemaatler karşı çıkıyor? Çünkü bu dizide çocuk yaşta evlendirilmekte var, kız çocuklarının okutulmaması da, Kur'an kursundaki şiddette, ağzından günahı düşürmeyenlerin iş ticarete gelince tartının kantarını nasıl bozdukları da...
Her gerçek bir gün ortaya çıkar. Tıpkı başörtüsü taktıkları için okutulmayan kız çocuklarına yapılan zulüm gibi. İşte bu dizide o da anlatılıyor. Ve hiçbir 28 Şubatçı buna karşı çıkamıyor. Dizinin dün yayınlanan ikinci bölümünde iki tarafın yobazına da resmen tokat atıldı. Tarikatın üyelerinden birinin kızı olan üstün zekalı Zeynep, 28 Şubatçı profesör Suavi'yi onun anladığı dilden dövdü. Tahtaya çizdiği formülle cemaatlerle aşırı sekülerlerin kavgasında olanın kız çocuklarına olduğunu anlattı. İşin sonunda iki taraf da onların okumasına karşıydı.

 

Dizinin yapımcısı Faruk Turgut, verdiği röportajda "tarikatların gerçek yüzünü anlatıyoruz" dedi. Bu cümleden çıkışla ve izlediklerim karşısında diyebileceğim gerçekten iyi bir araştırma yapılmış. Tam da bu nedenle cennet terliği satan sakallılar bile dizi yasaklansın diye ayağa kalktı.

Oysa korktuğu bir şeyi olmayanlar için bu sadece bir dizi. Yani "kurgu." Ama bu toprakların gerçeği ve belki de çok azına tanık olduğumuz bir gerçeği.

Ben de bu dizinin yakın zamanda kaldırılacağını düşünenlerdenim. Ama her yasak kendi isyancısını yaratır. Kızıl Goncalar, televizyon ekranından kaldırılsa kendine yayınlanacak bir yer elbet bulur.

Peki o tarikatlarda yaşamayan kız çocukları kendine nerede yer bulacak?

Asıl soru bu.

Diziye karşı çıkanlar için değil elbet bu sorum. Zira bu soruyu sorduran sorunu yaratan onlar.

Dizi kaldırılana kadar keyifli seyirler dilerim.