Güneşimizi geri verin

21 Aralık’ta dünyanın en uzun gecesi yaşıyor malumunuz. Ama yok henüz gece bitmedi. Her yer karanlık. Gerçi bizim için yıllardır geceler bitmiyor.

Çok erken uyanıyorum. Uyandığımda hava karanlık. Evden çıkıyorum hava karanlık. İşe geliyorum hava karanlık. Bitmedi, işten çıkıyorum hava yine karanlık. Yani ben güneş göremiyorum. Yeterli güneş alamamanın insanın beden ve ruh sağlığını olumsuz etkilediği bilinen bir gerçek. Zaten bu ülkede sinirlerimize hakim olmak ve akıl sağlığımızı korumak çok zor bir de bunu karanlıkta başarmak işleri iyice zorlaştırıyor.

Öte yandan ülkemizde ciddi bir güvenlik sorunu var. Bir kadın olarak karanlıkta yürürken sürekli önüme arkama bakmaktan boynum tutuldu. Şaka değil geçen günlerde kendi gölgemden korktum, biri beni takip ediyor diye. Bir de bunu çocukların yaşadığını düşünün. Zifiri karanlıkta uyanan çocuklar daha kendilerine gelemeden yollara düşüyor. Bu çocuklar daha kendilerine gelemeden dersleri başlıyor, başarıyı sağlamak mümkün mü?

Her sabah ajanslardan geçen kaza haberleriyle güne başlıyorum. TÜİK verilerine baktım 2022 yılında bir önceki yıla kaza sayısı yüzde 3,9 oranında artmış. Tamam motorlu taşı sayısı da yükselmiş ama bu kazaların meydana gelmesinde gerçekten güneşi çalanların suçu hiç mi yok?

NEDEN KALICI SAAT UYGULAMASI?

Ülkemizde gün ışığından daha fazla yararlanmak amacıyla 1973 yılında alınan bir karar vardı. Her yıl mart ayının son pazar günü saat 03.00'ten itibaren bir saat ileri alınır ve her yıl ekim ayının son pazar günü saat 04.00'ten itibaren bir saat geri alınırdı. O karar 2016 yılında dönemin Enerji Bakanı Berat Albayrak’ın önerisi ile son buldu. Yaz saatine kalıcı olarak geçtik. Amacın “enerji tasarrufu sağlamak, gün ışığından daha fazla faydalanmak" olduğu iddia edildi. Avrupa ülkeleri ile demokrasimiz arasındaki fark çağlar kadar uzaktı, saat fakımızda 2’ye çıktı. Üzülmeyin ama Suudi Arabistan’la aynı saat dilimine girdik.

Yetkililerimiz bu uygulamanın enerjide tasarruf sağladığını açıklıyor durmadan. Fakat veriler bu sözlerle çelişiyor. TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) tarafından kalıcı yaz saati uygulamasının ilk yılında yapılan çalışmada bir önceki yılın aynı aylarına göre elektrik enerjisi tüketiminde tasarruf sağlanamadığı saptandı. EMO, sonraki yıllarda da yaptığı açıklamalarla ifadelerini yinelemiş ve kalıcı yaz saati uygulamasında enerji verimliliğinin sağlanamadığını ifade etti.

NEYİ ZORLUYORUZ?

Vatandaş isyanda. Çünkü Türkiye’de stabil bir hayat yaşamak zaten mümkün değil. Her şey üstümüze üstümüze geliyor. Bir de gecenin karanlığında uyanmak zorumuza gidiyor. Tasarruf konusundan eminsek illa bunu güneşimizle mi ödemek zorundayız? Meclis lokantasının fiyatları artsın, bir milletvekili odasını yaptırmak 1,5 milyona mal olmasın, herkes de Mercedes’e binmesin. İtibardan yapılmayan tasarruf sürekli halkın hakkından yapılmasın. Doğanın verdiği nimete de bir zahmet takım elbiseli adamlar karışmasın.