Dilber'in tabi ki evi yok!

Şu an en çok konuşulan konu İnci Taneleri dizisi. Hatta dizinin önüne geçen Hazar Ergüçlü’nün pavyon dansı.

Bu dansın reklamı öyle güzel yapıldı ki dizi yayınlandığı gün reyting rekorları kırdı. 56 yaşındaki Yılmaz Erdoğan, Kıvanç Tatlıtuğ ve Çağatay Ulusoy’u solladı geçti.

Diziyi izledim. Çok beğendim diyemem. Ama tüm eleştirilere karşın Yılmaz Erdoğan bir zamanların Mükremin’i ile kalbimize dokunmuştu. Şimdilerde Netflix’te yayınlanan Kübra dizisini atası 2003 yılında “Bana Bir Şeyhler Oluyor” oyunuyla yazmıştı bile. Sen “Hiç Ateş Böceği Gördün mü?” oyununu o kadar çok izledim ki repliklerini ezbere bilirim. Bu yüzden Yılmaz Erdoğan’ın kredisi çoktur bende. Karısını öldürdüğü iddiasıyla hapis yatan ve 10 yıl sonra dış dünyaya dönen Azem Öğretmen’i de bu nedenle izledim. Her ne kadar “Senin aşkın değil sadece, failin olmak da varmış” sözlerini zaten her gün kadın cinayetlerinin yaşandığı bir ülkede duymak canımı sıksa da…

Bu yazıda bahsetmek istediğim ise Yılmaz Erdoğan değil. Dilber’i konuşmak istiyorum. Biz çoktandır acıyı yaşamayı unuttuk. Belki bilincimizi kaybettik belki vicdanımızı. Bir hafta sonra birinci yılı dolacak asrın felaketi bile hatırımızda değil artık. Toplumsal reaksiyonlarımızı göstermemiz gereken konulardan çekeli çok oldu. O reaksiyonlar artık başka konularda kendini gösteriyor.

Dilber’in dansının sosyal medyada yayılmasıyla beraber tuhaf bir akım başladı. Giydiği elbisenin fiyatı arttı, pavyon dansı kursları açıldı, ünlü isimler sahnede Dilber dansı yaptı. O da yetmedi; Bolu Büyükşehir Belediye Başkanı Tanju Özcan – sonradan silse de- Dilber dansıyla paylaşım yapıp “Babamdan kalan tarlayı sattım, sana Bolu’dan ev aldım” dedi. Bu paylaşıma tepki gösterenleri ise “geri kafalı” olarak nitelendirdi.

Mevzu buysa ben geri kafalı olmaktan gurur duyarım. Pavyonu insanların ne sandığını bilmiyorum. Ne sanmadıkları konusunda ise eminim. Hiçbir kadın zorunda olmasa pavyonda çalışmaz. O zorunluluk sadece para kazanmak değil üstelik. Kimi zaman bir tacizden doğuyor Dilberler, kimi zaman evden kovuluyorlar, zorla evlendiriyorlar ve bazen o zorla evlendirdikleri adamlar “satıyor” Dilberleri. Dilberler kimi zaman yersiz yurtsuz mültecilerden oluşuyor. Ünzileler yok olmadı, sadece adları değişti; onlara artık Dilber diyoruz.

Ve o Dilberleri bir diziyle tanıdığımız için bundan akım bile yaratıyoruz. Mesele Dilberleri kurtarmak değil, uzaktan baktığımız hayatlarıyla popülerlik yaratmak oldu. Pavyonlarda şarkı söyleyen ve ardından bir yarışmaya katılan Mehtap Yılmaz’ın Bunların hepsini alacaksın bir pavyona koyacaksın, bunlar burada 15 gün dansçı olarak masa masa gezecekler o hayatın gerçek yüzünü görecekler, sonra da “Bizi kurtarın diye yalvaracaklar" isyanı boşuna değil.

Dilber evin barkın yok mu diyorlar ya? Dilber’in evi de yok barkı da.

Olsaydı pavyonda olmazdı zaten.