Bıktık artık Lütfü Savaş bıktık! Bırak bizi...

Son zamanlarda en çok kimden bıktın deseniz düşünmeksizin Lütfü Savaş derim. Gerçekten bu ismi duyduğumda kanım çekiliyor artık. Daha 13 gün önce 6 Şubat depremlerinin yıl dönümü idi. Yıl dönümü deyince insanın aklına genelde kutlanacak bir şeyler geliyor ama bu onlardan biri değildi. Bir yas günüydü bu. Oysa bizim hafızalarımız çok çabuk unutuyor her şeyi. O nedenle yasımızı bile çok tutmadık. Başka başka yerlere dağıldık.

Gidenler, kalanlar… Kalıp yaşamaya çalışanlar, çalışamayanlar. Yarım yamalak devam edenler. Hissizleşmeler. Bir yandan hayata tutunmak zorunda kalmalar. Bir sürü karmaşık duygu. Bunca duygunun içinde bir de Lütfü Savaş krizi çıktı başımıza.

15 yıl bir şehrin belediye başkanlığını yapan Lütfü Savaş. Yıkılan evlerin müteahhitlerini savunan Lütfü Savaş. Deprem mağdurlarının yanına gitmeyen Lütfü Savaş. Ve hala utanmadan partisi tarafından aday gösterilmeye çalışılan, gelen tepkiler üzerine çekilmeye çalışan karara karşı çıkan, “çekilmeyeceğim” diye bağıran Lütfü Savaş.

Keşke vicdan görünen bir yerimizde olsaydı kimde olup olmadığını hemen görebilseydik. Çünkü bazı insanlarda yok. Ve bazı insanlarda utanma duygusu da yok. Başka türlü depremin yıl dönümünde protestoyla karşılaşıp, o alandan koşarak kaçtıktan sonra “Ben buradayım” diyemez insan.

İnsan ise…

Ki insan olabilir. Nitekim insan doğa üzerindeki en zararlı canlı. Sırtlanlar, aslanlar, kaplanlar falan hikaye. Onların yaptıkları doğanın kanunu. Oysa insanın zararı bilerek, isteyerek. Düşünerek, tartarak, ölçüp biçerek, kendi çıkarları için başkalarını düşünmeyerek…

Lütfü Savaş o gün istifa etmeliydi. Sadece o değil elbette yıkılan diğer şehirlerin belediye başkanları da istifa etmeliydi. Ve hatta yargılanmalılardı. Ama bunun yerine ellerini kollarını sallaya sallaya hala belediyenin ve ülkenin nimetlerinden yararlanarak yaşamaya devam ettiler. Konteynerlerde kalan, yakınlarını, hayatlarını, hayallerini ve geleceklerini kaybeden insanların aksine onlar devam ediyorlar.

Zamanın durduğu bir yerde devam etmek en hafif tabirle ikiyüzlülük.

Hepimizin yaptığı gibi. Ama bizler en azından utancımızdan susabiliyoruz.

Oysa Lütfü Savaş hep bağırıyor. En önde. Ben kazanırım diyor. Ben kazanırım. Bilmem belki gerçekten kazanabilir Lütfü Savaş Hatay’da. Ama çoktan kaybetti vicdanlarda.

Bıktık artık, bıktık. Bırak bizi Lütfü Savaş.