Houston Rockets'ın dün Oklahoma City Thunder'ı deplasmanda yenerek play-in ısrarını sürdürdü. Zorlu fikstürlerde tökezlemesini beklediğim Houston ilk sınavından başarıyla geçti.
Öte yandan Golden State Orlando karşısında kazanınca 1 galibiyetlik farkı korumuş oldu.
İki takım üç maç sonra Toyoto Center'da karşılaşacak. Houston Rockets evinde oynayacağı maçı kazansa bile Golden State Warriors'ın üstüne çıkamıyor. Çünkü İlk iki maçı Warriors kazandığı için eşitlik halinde avantajlı olan taraf. Tecrübe ve fikstür avantajı Warriors’tan yana. Roketlerin çıkışında yeni sistemde artan süre ve rolün hakkını veren çaylak Amen Thompson önemli rol oynadı. 19 yaşındaki basketbolcu tıpkı Detroit Pistons'da oynayan ikizi Ausar gibi elit seviyede atlet. Amen için altta yazacağım özelliklerin tamamına yakını Ausar için de geçerli. Çok benzer profil.
Atletizmi başka seviye
Amen Thompson atletizme dair ne varsa fazlasına sahip. Patlama gücü, ilk adım hızı, dikey sıçraması, her yöne rahatça süratlenip durabilmesi, hem tek ayak hem de çift ayakla sıçraması, havada uzun süre kalabilmesi 19 yaşındaki forveti bir atletizm hazinesi haline getiriyor. Çember yakınında iyi bitirebilen Amen dripling halinde isabetli pas atacak kadar iyi pasör. Tempoyu oyunda yeteneklerini daha iyi gösteriyor. Hatta öldürücü bir silah haline geliyor. Alperen'in sakatlanması sonrası kısa beşle tempolu oynayan Rockets'da 8.8 sayı olan ortalamasını çift haneye taşıdı. Washington karşısında 25, Cleveland maçında 18 sayı attı. Dünkü Oklahoma galibiyetine yaptığı 25 sayı, 15 ribaund, 4 asistlik katkı çok yönlü oyununun göstergesi. Ribaund rakamından da anlaşılacağı gibi iyi ribaundcu. Hücum ribaundunda etkili. Udoka, onu kısa beşin power forveti olarak kullanıyor ama kariyerine 4 numara olarak devam edeceğini sanmıyorum. Kısa forvet ideal pozisyonu. Zamanla hücum yönlendirmedeki yeteneğini daha fazla sergileyecektir.
Topsuz oyunda etkili
Bu tip atlet oyuncular genelde kolaya kaçarak tempoyu yükseltmek ister, gereksiz zorlamalara yönelir. Amen böyle bir grafik çizmedi. Sistem içinde kalmayı biliyor. Bunda topsuz oyun bilgisinin üst seviye olmasının payı büyük. Boyalı alana topsuz katlarla kolayca sayı bulduğu için set hücumunda etkili olabiliyor.
Zaman zaman konsantrasyon sıkıntısı yaşamakla beraber iyi savunmacı. 198'lik boyu ve 2.13'lük kulaç uzunluğunun avantajını savunmada kullanıyor. Topa baskı yapabiliyor. Ayrıca gard ve kanat savunabiliyor.
İkilemde bırakıyor
Gelelim Amen Thompson'ın eksik yönüne. Bu seneki çoğu çaylak oyuncu gibi şutu problemli. Endişe verici olan problemin büyüklüğü. Yoksa şut gelişebilen bir özellik. Tuğla ustalığından şutöre dönüşen sayısız örnek var. Amen'in şut sorunu tıpkı atletizmi gibi ileri boyutta. Mekaniği bozuk ve topu elinden ağır çıkarıyor. Bu nedenle çok ender şut atıyor. %14.8'i aşamadığı için üç sayı teşebbüsü neredeyse yok. % 66 ile olan faul isabet oranı gelişim gösterdi. Sezon başında 50'lerdeydi. Bu yükseliş şutu adına bir umut beslememe neden oluyor. Sonra şut stili gözümün önüne geliyor. Umut yerini karamsarlığa bırakıyor. Amen Thomson işte böyle ikilemde bırakıyor insanı.
90'lı yıllarda oynasaydı kesinlikle kilit rolü olurdu. Günümüz basketbolunda şut her şey. Benzer stildeki Ben Simmons kaybolmaya yüz tutmuşken, Keldon Johnson gözden düşmüşken , Matisse Thybulle sınırlı rolde kalmışken, Frank Ntikilina kontrat bulamazken, Amen'in nasıl bir kariyeri olacağını merak ediyorum. Thompson, Ben Simmons dışındakilerden çok daha yetenekli. Mutlaka rolü olur. Ancak gene Simmons dışında kalanlar en azından % 30'larda üçlük atıyordu. Amen Thompson o ışığı bile vermiyor.