Kelebek
Şartlar her zaman uygun olmayabilir. İşler istediğiniz gibi gitmeyebilir. Böyle zamanlarda pes etmeyen ve çalışmaya devam eden, fırsat geldiğinde tırtılın kelebeğe dönüşmesi gibi bambaşka bir görünüm kazanabilir.
Yeterince değer görmeyen üç oyuncu böylesi bir aşamadan başarıyla geçti.
Doğru takım, doğru oyuncu
Sadece ülkesinde basketbol oynayan Avustralyalı genç bir oyuncusunuz. 20 yaşında hem de 8. sıradan, lotarya seçimi olarak NBA'e seçiliyorsunuz. Yüzbinlerce genç basketbolcunun hayali, gerçeğiniz oldu.
Dyson Daniels'ın New Orleans Pelicans serüveni böyle güzel başladı. Ancak öyle devam etmedi. Daniels benzer türde oyuncu sayısının fazlalığı nedeniyle şans bulmakta ve kendini göstermekte zorlandı. Savunmasıyla geçer not almasına rağmen sadece 4.8 sayı uzun süreler almasına yeterli olmadı. Geri planda kaldı. İki yılın ardından Dejounte Murray takasının parçası olarak Atlanta Hawks'a gönderilen Daniels yeni takımında tam anlamıyla patlama yaptı. Avustralyalı gard, 25 maç 34 dakikada, %51 iki sayı yüzdesiyle 13.4 sayı, 5.1 ribaund, 3.4 asist, 3 top çalma( bu kategoride nba lideri) ile ne kadar değerli olduğunu gösterdi. Parlak istatistik yanında Daniels'ın ligin en iyi kısa savunmacılarından biri olması, onu takımın yıldızı Trae Young için ideal partner haline getirdi. Atletik yetenekleri ve topa baskı yapmadaki başarısıyla Atlanta'nın kilit ismi oldu.
2003 doğumlu oyuncunun ihtiyacı olan kendine uygun sistem ve süreymiş. İkisini birden bulunca potansiyelini göstermeye başladı. 2.03'lük skorer gardın oyununda geliştirmesi gereken yanlar yok değil. Kariyeri boyu sıkıntı yaşadığı şutundaki sorun sürüyor. Üç sayılık atışları %30'la, faulleri ise %65'le atıyor. Bu oranlar kısa oyuncu için kabul edilir değil. Çok iyi bitirici olması ve etkili floater atmasıyla bir şekilde skor üretiyor. Ancak bu yetmez. İdeal rol oyuncusu olmak için şut yüzdesini en azından 35 üstüne çıkarması şart. Günümüz basketbolunda şut atamayan bir oyuncunun uzun süre sahada kalması zor. Dyson Daniels'ın kariyerinin gideceği yönü şutundaki gelişimi belirleyecek.
Payton’un senesi
Nba basketbolu çok süratli. Atlet, uzun kollu ve kalıplı oyuncu dolu. Böyle bir ortamda 1.85 boyunda ve atletizm seviyesi çok yüksek olmayan bir oyuncunun başarılı olması, hele ki şampiyonluk iddiası olan bir takımda çok zor. Payton Pritchard bu zorluğu aşan isimlerden. Geçen sene Boston Celtics'in şampiyonluğuna katkı yaptı. Bu sene üstüne koyarak dış atıcıdan benç skorerine dönüştü. Boston Celtics rotasyonunun vazgeçilmez parçası olabileceğini gösterdi. 26 yaşındaki oyun kurucu, 16.5 sayı, 3.6 ribaund, 3.3 asist, 1 top çalma, %43.5’la maç başına 3.9 üç sayı isabetiyle başarılı bir sezon geçiriyor. Bu performansını sürdürmesi halinde en iyi 6. adam ödülünü kazanabilir.
Maaş/performans (7.5 milyon dolar ×3 yıl) değerlendirmesi yaptığımızda Payton Pritchard ligin en iyi birkaç oyuncusundan biri. Ayrıca Boston gibi penetre etmeyi seven bir takım için %43'le 3.9 üç sayı isabeti bulması onu muhteşem alan açıcı yapıyor. GM Brad Stevens asgari ücrete pırlanta buldu. Nba standartlarına göre kısa oluşu (185) savunmada problem yaşar endişesi oluşturuyor. Ancak azmiyle buna izin vermiyor. Ortalama bir savunmacı. Boston Celtics çok iyi savunma takımı olduğu için bu kadarı yetiyor da artıyor.
Hak ettiği değer verilmedi
Norman Powell, Nba'de hak ettiği değeri görmeyen sayısız oyuncudan biri. Ne Toronto, ne Portland ne de Clippers ona hak ettiği maaş ve rolü vermedi. İşin maddi kısmı değişmedi. Bununla beraber Paul George'un ayrılması ve Kawhi Leonard'ın sakatlığı Norman Powell'e istediği fırsatı getirdi. Elinde skorer kalmayan Koç TyLue, ilk beşe alınca Powell, 32.3 dakikada 23.5 sayı, 2.5 asist, 3 ribaund, üç sayıda %48(maç başına 3.9 üç sayı) isabetiyle verimli oynayan skorer portresi çizdi. Powell, Ivica Zubac ve James Harden'la beraber şartlar ne kadar zor olsa da Clippers’ın yarış içinde kalmasını sağladı. 20 milyon dolardan iki yıl daha sözleşmesi olan Norman Powell, kontratı bittiğinde 33 yaşında olacak. Muhtemelen hak ettiği maaşı gene alamayacak. En azından fırsat verildiğinde iddialı bir takımın ana skoreri olabileceğini, hem de bunu verimli oynayarak yapabileceğini göstermiş oldu.