Bölgesel yağlanmanın önüne geçmenin sırları belli oldu! Tartıya değil vücudunuza kulak verin

Birçoğumuz ideal kilolarımızda olmamıza rağmen bölgesel yağlanmalardan şikayet ediyoruz. Elbette bölgesel yağlanma estetiksel olarak rahatsız edici olsa da aslında üzerinde durulması gereken bir sağlıksal problem olarak karşımıza çıkıyor. Yaşam koşullarımız, beslenme alışkanlıklarımız ve rutinlerimiz vücudumuzu oldukça etkiliyor. Ne kadar ideal kilomuzda olursak olalım eğer genişleyen bel çevresi, kalça ve üst bacak bölgeleri var ise bunların oluşum sebeplerine inmekte fayda var.

Çünkü bölgesel yağlanma, vücudumuzun belirli bölgelerinde biriken yağlardan dolayı vücut şeklimizin bozulması demek ve genellikle sağlıksız beslenme (özellikle yüksek şekerli ve yağlı), hareketsiz yaşam, genetik yatkınlık, hormonal bozukluk, kilo verme sürecinde kilonun yağdan değil kas ve sudan kaybedilmesi durumları, psikolojik etmenler, yavaşlayan metabolizma, vitamin-mineral eksiklikleri ve gereğinden fazla kalori almaktan kaynaklı oluşuyor.

Bölgesel yağlanma konusunda en çok şikayet edilen ve en tehlikeli bölge elbette ‘’göbek bölgesi’’ yağlanmasıdır. Göbek çevresinin en tehlikeli sınıfa konulmasının nedeni o bölgede biriken yağların inflamatuar (iltihabi) olmasıdır. Bu bölgedeki yağlanma vücudun genel hormon yapısının bozulmasına işaret ettiği gibi kalp-damar hastalıkları, kanser hastalıkları, diyabet gibi birçok kronik rahatsızlığa davetiye çıkartıyor.

Dünya Sağlık Örgütü’nün yayınlamış olduğu bir çalışmada kadınlarda bel çevresinin 80 cm, erkeklerde ise 88 cm standart bir değer olarak kabul edilmiş iken, kadınlarda 88 cm, erkeklerde 102 cm den fazla olması kiloya bağlı sağlık açısından oldukça riskli olarak kabul edilir. Bunun yanında bir de bel/kalça oranı kadınlarda 0.8, erkeklerde 1 den yüksek ise bu riskli olarak kabul edilmektedir. Vücut ölçümlerinizin üzerinde durmayı da ihmal etmemelisiniz.

Bölgesel yağlanma vücut tipine göre de değişiklik göstermekle beraber hangi tip yağlanma var ise getirebileceği sağlıksal problemleri göz önünde almakta fayda var. Vücut tipine göre şişmanlama ‘’elma tipi ve armut tipi yağlanma’’ olarak ikiye ayrılır. Elma tipi yağlanma da vücudun karın bölgesi daha çok yağlanırken armut tipi yağlanmada da kalça ve bacak bölgeleri yağlanır. Özellikle elma tipi yağlanmanın üzerinde durmakta fayda var. Çünkü göbek bölgesindeki yağlanma insülin direnci, karaciğer yağlanması, diyabet, kalp-damar ve kanser çeşitlerinin oluşum riskinin hızlanmasına neden olur. Armut tipi yağlanma daha çok kadınlarda görülen bir yağlanma olup genellikle östrojen fazlalığı, sürekli masa başında çalışma ve hareketsizlik, hormonal dengesizliklerden kaynaklı oluşabiliyor.

Bu 2 tip şişmanlamanın önüne geçebilmek ve var olan durumları azaltabilmek mümkün. Aşağıda belirttiğim şekilde yağlanma tiplerine göre mutlaka okumalı ve hayatınıza entegre etmelisiniz.

Hadi gelin bölgesel yağlanmalarımızın önüne geçelim!

Elma tipi yağlanmanın önüne geçmek için neler yapmalıyız?

-Fast food, trans yağ ve yüksek şekerli besinleri hayatınızdan çıkartın.

-Tuzu azaltın.

-Bol bol su tüketin.

-Düzenli ve yeterli uyuyun.

-Düzenli beslenmeye özen gösterin. Ana ve ara öğünlerinizi aksatmayın.

-Şekerli çay ve kahveler yerine, sade çay ve kahve ve günde 2 kupa yeşil çay için.

-Elma sirkesi ve baharatgillerden faydalanın.

-İnflamasyonu önlemek için antioksidan kapasitesi yüksek kırmızı mor meyveler, zerdeçal, yağlı tohumlar, tam tahıllı besinler ve baklagilleri mutfağınızda eksik etmeyin.

-Katı yağlar yerine zeytinyağı, avokado, hindistan cevizi yağı, fındık yağı gibi bitkisel yağlar tüketin.

-Protein ağırlıklı beslenin ve karbonhidrat kaynakları ile kombine edin.

-Alkolü azaltın.

-Kardiyo ve ağırlık egzersizlerini kombine şekilde yapın.

 Armut tipi yağlanmanın önüne geçmek için neler yapmalıyız?

-Egzersiz yaparken basen bölgesini çalıştırmaya yönelik hareketler ve bol bol yürüyüş yapın.

-Çok kahve içiyorsanız kahve tüketimini azaltın ve yanında mutlaka 1 bardak su için.

-Yeşil çay, yeşil elma, ananas, yaban mersini gibi besinler mutlaka beslenmenizde olsun.

-Karbonhidrat, protein ve kalite yağ kombinasyonu ile öğünlerinizi hazırlayın. Kahvaltı, öğle ve akşam yemeklerinizin yanında mutlaka salata kasenizi eksik etmeyin.

-Çok yoğun masa başında çalışıyorsanız kısa molalar verip yürüyün.

-Maydanoz, kiraz sapı, zencefil, ananas, limon dilimleriyle hazırlanmış günlük detoks suları hazırlayıp tüketebilirsiniz.

-Fazla östrojen hormonu üretiminiz var ise yüksek lifli beslenin, Brokoli, brüksel lahanası, karnabahar, yeşil ve kırmızı lahana, çin lahanası gibi besinleri mutfağınızda yer edin, meyve suyu içmek yerine her zaman meyvenin kendisini yiyin ve baklagillere ağırlık verin.

Sağlık sadece tartıdaki rakamların eksilmesi değil vücudumuzun tümünün iyi ve sağlıklı olmasıdır. Yazmış olduğum önerileri dikkate almayı unutmayın. Sağlıklı günler dilerim :)

Etiketler: