Bundan tam 10 sene önce Sofar Sounds İstanbul kapsamında omuzuna dökülen siyah saçları, melankolik kazağı, buğulu gözlükleri, puslu sesi ile Galata'da bir evde gitarıyla söylediği "Sadece" şarkısıyla girdi hayatımıza Kalben...
HİÇBİR ŞEY İSTEMEDİM. NE YATAK, NE ODA, NE DE EV...
Hiçbir şey istemedim. "Ne yatak, ne oda, ne de ev. Sen de bırak her şey, sadece beni sev." diye haykırdığı bu dizeler platformun sadece Türkiye'de değil dünyada da en çok izleyen videolarından biri olarak büyük bir başarıya imza atmıştı.
Samimi duruşu, toplumsal meselelere olan duyarlığı ve söz yazımındaki başarısıyla yeri geldi her daim genç ve eylemci Amerikalı folk sanatçısı Joan Baez'e benzetildi bazen de dişi Teoman diye anıldı.
Sonrasını hepiniz biliyorsunuz. Kalben gözümüzün önünde büyüdü, serpildi, gelişti, değişti. Hepimiz gibi de örselendi. O çekingen naif genç kızın yerini, özgüvenli genç bir kadın aldı.
Kalben, birçokları gibi sadece şarkılarını söyleyip konfor alanına çekilen bir müzisyen değil. Yaşadığı memleketin, dünyanın meselelerini dert edinip söz söyleme cesaretine sahip bir kanaat önderi aynı zamanda. Tam da bu sebeple de "sanatçı" kelimesinin içini dolduruyor.
HAYAT KISA MEMELER SARKIYOR
Bir hayranının üstelik de hemcinsinin "Zayıflasan on numara kadınsın" zorbalığına "Hayat kısa, memeler sarkıyor" cevabı beden olumlamanın sloganı olmuştu, hatırlarsınız.
Sanatçının birkaç ay önce kişisel bilgilerinin teşhir edilmesi ve sonrasında yaşadığı tatsız süreci hepiniz biliyorsunuz. Gözümüzün önünde yaşanan bu olay kendisini incitse de hayranlarının desteği çabucak sahnelere dönmesini sağladı. Bunun için de sahneden bir de teşekkürü vardı. "Beni her zaman ve her şartta sarıp sarmaladığınız için teşekkür ederim" dedi dinleyicilerine...
KALBİ KIRILAN CAZ MÜZİSYENİ DOSTLARIMA...
3 gün süren Kaş Caz Festivali'nin açılışını yapan Kalben konserine başlarken "Caz müzik yapmasına rağmen festivalde yer alamadığı için kalbi kırılan müzisyen dostlarına selam göndererek başladı".
Konserden sonra kendisine bu konuyu sorduğumda; "Caz benim çok beslendiğim ve dinleyerek ilham aldığım bir müzik türü. Bu türün direkt olarak bir temsilcisi olmasam da her biri alanında yetkin müzisyen arkadaşlarımla bu sahnede ekipçe var olmak çok kıymetli diye konuştu.
Daha sonra ülkedeki ağır ekonomik şartlara gönderme yaparak; "İnsanların şartlarını zorlayarak sevdikleri konserlere, filmlere, tatillere bütçe ayırmanın ne kadar zor ve değerli olduğunun altını çizdi.
DEMOKRASİYE İNANDIĞIM TEK YER MÜZİK ALANLARI...
Demokrasiye inandığı tek yerin müzik yapılan alanlar olduğunu söyleyen Kalben farklı müzik türlerinin bir arada temsil edildiği bu festivalde hem Kaş hem de caz anlamındaki görünürlüklerinin festivale değer kattığını görmenin çok güzel olduğunu söyledi.
Dilerim ki bundan sonraki festivallerde daha çok caz müzisyeni olsun. Gerçekten bu müzik türüne emek veren, eğitimini alan, kendisini adayan müzisyenler de bol bol yer alabilsinler. Onların da görünürlüğü ve değeri de yükselsin böylelikle hepimiz eşit olduğumuzu hissedebilelim. Müzik icra etmenin özgürlüğünü aramızda bir sınıf farkı olmadan yaşayabildiğimizi fark edebilelim, dedi.
MÜZİĞE İLK BAŞLADIĞIMDA DEĞERSİZ VE YALNIZ HİSSEDİYORDUM...
Müziğe ilk başladığı yıllarda kendisini çok değersiz ve yalnız hissettiğini söyleyen Kalben, müzik yoluyla kendisini değerli, kalabalık ve aile gibi hissetmeye başladığını söyledi. Bu sevginin değerini çok farklı bir yerden tutuyorum, dedi.
KABARE VE FİLM GELİYOR...
Yakın zamanda kendisinden çok güzel tekliler duyacağımızı söyleyen Kalben, 2025 yılında bir albüm çıkaracağını da duyurdu. Sırada bir kabare ve film olduğunu söyleyen Kalben; tüm bunlar için kendime 3-4 yıl veriyorum. Artık hiçbir şey için koşmak, acele etmek istemiyorum, diye konuştu.