Cumhuriyetimizin kuruluşunun 101. yılını coşkuyla kutladığımız bu haftada vizyonda kurucumuz Mustafa Kemal Atatürk'ün dehasının bambaşka bir yönünü anlatan bir film var; Bir Cumhuriyet Şarkısı...
Filmin konusu şöyle, 1930’lu yılların Türkiye’sinde İran şahı memleketi ziyarete gelecektir.
Atatürk şahı karşılamak için herkesten ilginç fikirler ister.
Ancak klasik fikirlerin dışında pek bir şey çıkmamıştır.
Bunun üzerine (zaten kararını çoktan vermiş olan) Atatürk bir Türk operası sipariş etmeye karar verir.
Normal şartlarda hazırlığı bile birkaç yıl sürecek bu çalışmanın 26 gün gibi kısa bir zamanda sahneye konulmasını ister.
İşte tam da Ata'dan beklenilecek bir davranış...
Herkes aman paşam, olmaz paşam bir aydan kısa bir sürede opera mı bestelenir, memlekette bunu yapabilecek düzeyde orkestra mı var derken o bahane üretmeyi değil her koşulda muvaffak olmayı emreder.
Tıpkı savaş meydanlarında olduğu gibi...
Tıpkı kurtaramazsın dedikleri memleket gibi...
Önce kendine sonra da halkına inanır her zamanki gibi...
Aksinden şüphe duymaz...
“Biz Paşa’dan çekinmeyiz, sadece verdiği çaba ve emeğin karşısında onu incitmek istemeyiz.”
Filmde, operayı zamanında yetiştiremeyip Ata'nın gazabına uğrayacaklarından korkup korkmadıklarına yönelik bir replik de geçer.
İşte orada hepimizin kulağına küpe olması gereken o geleceğe kalacak söz söylenir; “Biz Paşa’dan çekinmeyiz, sadece verdiği çaba ve emeğin karşısında onu incitmek istemeyiz.”
Atatürk'ün bu opera fikrine nerden kapıldığı ise, 1913'te Sofya'da ataşe görevindeyken Bulgaristan'ın ünlü komutanlarından General Stilyan Kovaçev'in kızı Dimitrina ile olan aşkına olan göndermeye vurgulanıyor.
Kimbilir bu opera belki de Atatürk'ün Dimitrina olan vedası ya da kavuşması...
İtiraf etmeyelim ki Atatürk rolünde Aras Bulut İynemli'den sonra kısa zamanda onun performansının üzerine çıkacak bir oyuncu beklemiyordum.
Ertan Saban, özellikle de perdede görmeye pek alışık olmadığımız gerçek göçmen şivesiyle konuştuğu Atatürk performansıyla devleşiyor.
Salih Bademci zaten her rolü oynamadığı yaşadığı için film boyunca onun operayı yetiştirmek için girdiği stresin aynısını bünyemizde, her zerremizde hissediyoruz.
Ahmet Rıfat Şungar, Birce Akalay, Okan Yalabık ve tüm oyuncular hakkını veriyor rolünün ancak Mehmet Özgür ters köşe performansıyla filmin yıldızlarından biri olmayı başarıyor.
Bir Cumhuriyet Şarkısı; ilk Türk operası Öz Soy’un 26 günlük ortaya çıkış sürecini, bir avuç genç, yetenekli ve azimli insanın, önlerindeki tüm engellere rağmen çiçeği burnunda bir ülkede sanat devrimini gerçekleştirmek için verdikleri çabayı nakış gibi işliyor.
Bize düşen ise görüşleri hala çağın ötesinde bir lidere sahip olduğumuz için muhtaç olduğumuz kudretin damarlarımızdaki asil kanda mevcut olduğunu hatırlayıp çalışmak ve çok çalışmak...
Dahili ve harici bedbahtlara karşı...
İlelebet ve sonsuza kadar...