İstanbul'dan Kars'a doğru yola çıkmaya hazırlandığım sırada şehir adeta çöl sıcaklarıyla kavruluyordu. O yüzden Kars'a adım attığım ilk dakikalardaki hissiyatım cehennemden cennete gelmişim gibi bir ferahlık hissiydi. Bu şehri seveceğimi o anda anlamıştım. 2021 yılında başlayan, Avrupa Birliği tarafından finanse edilen, Serhat Kalkınma Ajansı tarafından gerçekleştirilen "Tarihi Kimliği ile Kars Kenti Projesi" beni her anlamda büyüledi.
22 MEDENİYETE EV SAHİPLİĞİ YAPMIŞ BİR DÜNYA MİRASI
Turizm rotamızın yıldızı Unesco Dünya Kültür Mirası listesinde yer alan, temelleri Demir Çağı'na kadar uzanan ve tarih boyunca 22 medeniyete ev sahipliği yapmış Ani Ören Yeri'ydi...
Geçmişte Hristiyan ve Müslümanlar yan yana yaşadığı çok kültürlü bir modern şehir Ani'de hem bölge özelinde hem de genel tarihi bilgisiyle bizleri kendisine hayran bırakan rehberimiz Bengül Samgar Toprak sayesinde muazzam bilgiler edindik.
KARS'TA AVM YOK "KÜÇÜK ESNAF"A DESTEK VAR
Toprak bizlere AVM'si olmayan ve bununla da gurur duyan (küçük esnafı desteklemek için) Kars'ta ilk modern AVM'nin Ani Harabeleri içinde olduğunu söyledi. Ani, hanları, hamamları, ibadethaneleri, çarşıları ve evleriyle yüzyıllar boyunca cazibeli bir yaşam merkezi olmayı başarmıştı.
ADETA OUTLANDER SETİNDE DOLAŞIR GİBİ...
Şehrin içinde dolaşırken kendimi romantik tarihi dram dizisi Outlander'ın setinde gibi hissettim. Sanki az sonra Türkiye- Ermenistan sınırını ayıran Arpaçay nehrinin ötesinden geçerek gizemli bir şekilde şehrin en görkemli zamanlarının yaşandığı yıllara geri dönecektim. Denizin dibinde uyuyan Titanic'in kamaralarında dolaşırken geminin bir anda canlanıp o ilk açıldığı ihtişamlı güvertesine adım atmak gibi bir histi. Tarifi zor, kalp atışlarını hızlandıran ve kesinlikle yerinde yaşanması gereken eşsiz bir deneyim.
Ancak beni bu tatlı hislerden uyandırıp günümüzde olduğumuzu hatırlatan bu kıymetli insanlık mirasının yine insan eliyle getirildiği son haliydi. Gürcülerden Ermenilere oradan Türklere, kiliseden camiye dönüştürülen bu değerli yapılar maalesef huncarca zarar görmüştü. Çizilip boyanmış, kazınıp dökülmüştü. Bu acı tablo maalesef toplum olarak bizim en büyük ayıbımız. Bana kalırsa ilkokuldan itibaren çocuklara tarihi eserlerimizi nasıl korumamız gerektiği en azından zarar vermememiz bilincinin aşılanması gerekiyor. Ayrıca güvenlik önlemlerinin de arttırılması şart. Bir şekilde zarar verdiği tespit edilen insanlara cezai yaptırım uygulanması gerekiyor ki caydırıcı olsun.
"ERMENİLERİN, RUSLARIN YAPMADIĞI SOYKIRIMI ENVER PAŞA KENDİ ASKERLERİNE YAPTI"
"Aş yemeden günler geçiriyoruz. Üzerimiz ince üşüyoruz." Bu sözler Savaş Müzesi'nde sergilenen, Sarıkamış Harekatı'nda Allahuekber ve Soğanlı dağlarında şehit düşen 90 bin askerden sadece bir tanesinin mektubu...
"Analar bir bir ağlıyor Anadolu'da. Çok oğul gitmiş diyorlar. Kızma ama gavurun anasını da düşünür oldum ben. Ah ana olmak ne zor bu cihanda?" Bu da oğluna ördüğü yün çorabın onu soğuktan koruyacağına ve sağ salim döneceğine inanan bir annenin mektubu. Düşman askerinin annesini düşünecek kadar da vicdanlı bir yüreği var.
Hem Savaş Müzesi'ni hem de şehitliği ziyaretim sırasında bu ağır hava kalbimi derinden sızlattı. Rehberimiz Bengül Samgar Toprak, bölgede Enver Paşa'dan nefret edildiğini, tarihe ordusunun başında durmayan komutan olarak geçtiğini ve doğan çocuklara Enver adının bile verilmediğini söyledi. Ve ekledi Ermenilerin, Rusların yapmadığı soykırımı kendi askerine yapmıştır Enver Paşa...
Harekatının kışın başlamasına itiraz eden Enver Paşa'nın hocası Hasan İzzet Paşa'nın çektiği telgraflarda kendisini defalarca uyarmaya çalıştığı -Karakış başlamıştır. Bu koşullar altında, bu mevsimde bir ordu harekâtı iyi sonuç vermez- demesi üzerine çok sinirlendiği -Eğer hocam olmasaydınız, sizi idam ettirirdim- dediği de biliniyor.
Bu elim olay da ne yazık tarihimize kara bir leke olarak geçmiştir. İşte her komutan Mustafa Kemal Paşa gibi bir deha olamıyor. Bu ülkenin başına gelmiş en büyük şanstır kurucumuz. Bir kere daha hem onun hem de tüm şehitlerimizin aziz hatırası için minnetlerimizi göklere uçuyoruz. Kars halkının atamıza olan minneti şehrin her köşesinde görmeniz mümkün.
SAVAŞ MÜZESİ'NDE GEÇMİŞİN İZLERİNİN PEŞİNDE HÜZÜNLÜ BİR YOLCULUK...
Kafkas Cephesi Harp Tarihi'nin her adımında Kanlı Tabya'da üzerinde yazlık kıyafetler, ayağında çarıkla dağdaki ölüm yolculuğuna çıkan askerlerin yaşadıklarını iliklerinize kadar hissediyorsunuz.
ESKİ RUS YAPILARI ÖZÜNE DÖNDÜ
"Tarihi Kimliği ile Kars Kenti Projesi" kapsamında Kars Merkez Haydar Aliyev Caddesi üzerinde bulunan Rus yapıları da görme şansımız oldu. Şehre muazzam bir ihtişam katan bu binalar önceki yıllarda rehberimizin dediğine göre pembe, mavi gibi talihsiz renklere boyanarak özlerinden uzaklaştırılmış. Neyse ki bu çalışma çerçevesinde boyalar zımparayla kazınarak orijinaline döndürülerek özüne dönmüş.
SÜTÜN DÖNÜŞÜM SERÜVENİ PEYNİR MÜZESİ'NDE
Şehirle özdeşleşmiş bir başka yer ise tematik peynir müzesi... Gravyer, çeçil ve kaşar başta olmak üzere birçok peynir çeşidinin üretildiği kentte sütün peynire dönüşüm serüvenini anlatan müzedeki balmumu heykeller de tıpkı Savaş Müzesi'nde olduğu gibi çok başarılı...
TURSİTLERE İNTERAKTİF BİR KÖY DENEYİMİ
Ayrıca Kafkas Üniversitesi'nde öğretim görevlisi bir çiftin, Koşapınar köyünde 5 eski ahşap evini restore ederek açık hava müzesine dönüştürerek köy hayatı ile kültürünü tanıtmak hem de turist sayısını artırarak ekonomiye katkı sunmak için "Çiftlik Turizmi" projesi de oldukça yaratıcı. Özellikle yabancı turistlere hitap eden bu şirin konuk evi köy hayatını deneyimlemek için de interaktif bir imkan sunuyor.
Kısacası Kars geçmişten günümüze çok tarihli kültürü ve gastronomisiyle dünya standartlarında bir cazibe merkezi. Elbette Çıldır Gölü dolasıyla kışın ayrıca bir tabiat harikasına dönüşüyor ama yazın da tüm bu noktaları ziyaret etmek için serin bir kaçış noktası. Kısacası ben 40 derece sıcağın altında insan seline dönüşen Bodrum'da 600 liraya lahmacun yiyeceğime Kars'ın püfür püfür ikliminde hem hem kültürel hem de lezzetli bir tatili tercih ederim. Ancak ne kadar anlatsam da bir şeyler eksik kalır. O yüzden size tavsiyem Doğu Ekspresi''ni tercih etmeseniz de (maalesef hem ekonomik hem de sunduğu hizmet açısından eski havasından çok uzakta olduğu için) bir şekilde bölgeyi yerinde deneyimlemeniz. Unutulmaz bir seyahat olacağına eminim.