Vergi kurnazlığı! Kes cezayı vatandaş ödesin! Ne ala bir memleket

KES CEZAYI VATANDAŞ ÖDESİN! NE ALA BİR MEMLEKET…

Son zamanlarda o kadar çok sinirliyim ki; anlatamam. Nedeni belli. Sürekli üzerimize oynanan vergi kurnazlığı! Kurnazlık diyorum çünkü en uygun kelime bu bence.

İnsanlar yıllardır ‘öldüm bittim, yeter artır, yeter artık’ diye yırtınıyor, ama nedense bizi ne duyan ne de anlayan var. Tıs yok. Yine bildiklerini okumaya devam ediyorlar.

Yahu arkadaş! Sizin bile bile yaptığınız hataların günahı neden bize yükleniyor? Sizin başarısız yönetiminizin bedelini neden bizler ödüyoruz ve ödemek zorunda bırakılıyoruz? Düşün düşün, işin içinden çıkamıyorum bir türlü.

Yaşım 52 oldu. Bugüne kadar sayısız sınavlardan geçtim, ama inanın bana bu bambaşka bir sınav. Yaşıyor muyum, yoksa diğer tarafa göçtüm de selamı okuyan mı yok, belli değil. Kapandım içime, bunları sorguluyorum.

Geçtiğimiz günlerde 2018 yılında Youtube kanalım için çektiğim bir videoma rast geldim. Üsküdar’da Ünalan semt pazarına gitmişim ve pazarın nabzımı tutuyorum.

Domatesin kilosu 3 lira;

Salatalığın 1 lira;

Ispanağın 2 lira;

Limon 5 tanesi 2 lira;

Enflasyon canavarı Erik bile 5 lira;

İnanılmaz değil mi rakamlar?

Aradan 6 yıl geçmiş ve şu anki fiyatlara bakıldığında her bir ürün en az 10 kat artış göstermiş. Buna can mı dayanır? İnsanlar ne yer ne içer? Bizi yönetenler arasında bunları düşünen bir kişi bile yok? Terk dertleri varsa yoksa vergi kurnazlıkları.

Nasıl etsek de göz göre göre vatandaştan para koparsak? Yatıp kalkıp bunu düşünüyorlar. Evimizde tencere kaynıyor mu? Kiramızı ödeyebildik mi? Çocuğumuza harçlık verebildik mi? Bunlardan bir haber kurnazlığa devam ediyorlar.

Adil olanı gelişmiş ülkeler belirlemiş ve uyguluyorlar. Tüm yükü vatandaşa değil, olması gerektiği gibi paylaştırıyorlar. Bu ülkelerdeki KDV, ÖTV, MTV, damga vergisi gibi dolaylı vergilerin toplam vergiler içerisindeki oranı yüzde 30 civarında iken, bizim gibi sözü ona gelişmekte olan ülkelerde bu oran tersini zorlayarak yüzde 90’a yaklaşmış durumda. Biz size, sizi seçmekten başka ne yapmış olabiliriz ki, bu suç bize reva görüyorsunuz? Anladık gideriniz çok, ama bize hiçbir faydası olmayan giderlerinizin faturasını neden bize kesiyorsunuz? İşin kolayı bu sanırım? Çıkar kanunu ve uygula. Bu kadar basit!

20 yılda orta gelirli insan grubu yok oldu gitti. Artık yüzde 80’imiz dar gelirliyiz. İnanmıyorsanız rakamlara bakalım.

Büro Emekçileri Sendikası Araştırma Merkezi (BES-AR) Haziran ayı açlık ve yoksulluk sınırı rakamlarını hesaplamış. Buna göre; dört kişilik bir memur ailesinin sağlıklı beslenmesi için aylık yapması gereken harcama tutarı 25 bin 374 lira. Gıda harcaması ile giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamaların (yoksulluk sınırı) toplamı ise 70 bin 253 lira.

Peki çalışma hayatının neredeyse yüzde 70’ini oluşturan asgari ücretliler ne kadar alıyor? 17.002 lira.

En düşük emekli maaşının ne kadar olduğunu bilmeyen yoktur sanırım. 10.000 lira.

Peki ya en düşük kira... 15.000 lira. O da temmuz ayında yüzde 25’lik sınır kalkmadan önceki hali.

Gel de işin içinden çık şimdi.

Bu rakamlar ortadayken insanların yeni yüklere dayanma gücü olduğunu sizin aklınız alıyor mu? Benimki almıyor valla.

Ekonomiden hiç anlamasanız bile bu rakamları alt alta koyup, yukarıdan aşağıya, aşağıdan yukarıya sıralasanız, vatandaşın artık yeni kurnazlıkları kaldıracak gücünün olmadığını çok rahat anlayabilirsiniz? Neden bu kadar basit bir hesaplama sizin hesabınıza gelmiyor? Nedenini söyleyeyim;

Yolcu garantisi verilen havalimanları;

Geçiş garantisi verilen otoyollar ve köprüler;

Hasta (!) garantisi verilen şehir hastaneleri…

Vatandaşa gelince taşın altına zorla sokulan onlar. Kendilerine gelince 3-5-10 yerden maaş alan bürokratlar, bir eli yağda bir eli balda mis gibi hayatlar.

Neden peki, neden biz?

Bizleri yönetenler için kurnazlığın en kutsal hali vergiler olmuş durumda. Ne yaparsak yapalım, kaçamıyoruz. Kaçabileceğimiz her yol mayın tarlası gibi. Nereye bassan üzerinde patlıyorsun.

Bence artık bir şeyleri değiştirme vakti geldi de geçiyor. Birileri dur demeli bu gidişe. Muhalefet, orda mısınız acaba? Ses verin artık, lütfen!

Güzel bir hafta diliyorum, ne kadar güzel olabiliyorsa!