Ötanazi: Izdırapsız ölüm. Kimin için neye göre?

ÖTANAZİ: IZDIRAPSIZ ÖLÜM! KİMİN İÇİN, NEYE GÖRE?

Yasayı geri çek, hayvan katili olma!

Huzursuz ses çıkarma!

Çabalama!

Kaçmaya çalışma!

Terleme!

Titreme!

Kas spazmı!

Tükürük salgısı artışı!

Altına kaçırma!

Göz bebeklerinin büyümesi!

Kalp çarpıntısı!

İskelet kasılmaları!

Bunlar nedir biliyor musunuz? Az sonra katledilmek üzere olan bir sokak köpeğinin fiziksel ve ruhsal davranışları! Sizin de içiniz ürpermedi mi? Her davranışı okuduğumda içim parçalanıyor adeta. Yazık değil mi?

Yüce meclisimiz sahipsiz hayvanlara ötanazi yapılmasını öngören 'Hayvanları Koruma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi oylaya dursun, birçoğumuzun psikolojisi bu durumda. Tarif edilemez duygular içerisindeyiz.

Yıl 1623. İngiliz bilim insanı ve hukukçu Francis Bacon’ın hayvanlar için ötanazi kelimesini kullandığı utanç yılı. Tanımı daha iğrenç! “Izdırapsız Ölüm”…

1986 ve 1993 yılları ise bana göre Bacon’ın ötanazi tezinin çürütüldüğü yıllar. Yazımın girişinde belirttiğim, ötanazi sırasında hayvanların yaşadığı fiziksel ve duygusal davranışlar Smith ve Adnrews isimli bilim insanları tarafından yapılan deneyler neticesinde tespit ediyorlar.

Demek ki; hayvanların da bir canı varmış ve çok kıymetliymiş.

İnternette araştırma yaparken konuya ilişkin bazı rakamlara rastlıyorum.

Dünya Sağlık Örgütü’ne göre sokaklarda yaşayan köpek sayısı insan nüfusunun yüzde 10’una karşılık geliyor. Bu da demek oluyor ki, Dünya genelindeki köpek sayısı 800 milyon civarında. Aynı araştırmaya göre köpeklerin yüzde 75’i sahipsiz; yani sokakta yaşıyor.

Veteriner Hekimler Derneği de bu yönde araştırmalar yapmış. Mesela hayvan sahiplenmenin yeterince gelişmediği ülkemizde sahipsiz köpek sayısı 6.5 milyonu buluyormuş. Buna karşılık yerel yönetimler tarafından kurulan 254 adet barınak varmış ve buralarda 100 bin civarında sahipsiz köpeğe bakılıyormuş.

6.5 milyon nerede (!) 100 bin nerede? Aranın kapatılması neredeyse imkansız!

Peki bu konuda kimlerin eli taşın altında?

-Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü altında 7 ayrı Daire Başkanlığından biri olan Yaban Hayatı Daire Başkanlığı / Kanun kapsamındaki hayvanların korunması…

-Belediyeler / Sokaktaki sahipsiz hayvanların toplanıp yakalanması, tedavisi aşılanması kısırlaştırılması, barındırılması, alındıkları yere geri bırakılması, sahiplendirilmesi, hayvan sevgisinin yaygınlaştırılması…

-Sivil Toplum Kuruluşları / Toplumda hayvan sevgisini yaygınlaştırmak, hayvan haklarına ihlallere müdahale etmek, hayvan hakları konusunda kamuoyu oluşturmak, mevzuat düzenlemelerine müdahil olmak…

-Hayvan severler / Beslemek için hele ki para verip aldığınız köpekleri sıkılma ya da bakamama bahanesiyle sokağa atmamak. Onları iyi sahiplenip, hastalıkta ve sağlıkta sonuna kadar yanlarında olmak…

Toplumun önemli bir kısmı hayvanlarda ötanaziye karşı. Neden ağzı ve dili olmayan can dostlarımızın katli için bu kadar acele ediyorsunuz? Çözüm için başka seçenekler yok mu?

Bakın Veteriner hekimleri Derneği çözümleri madde madde açıklamış;

-Sahipsiz Sokak hayvanı popülâsyonunu kontrol altında tutmak için kısırlaştırma şart.

-Hayvanlar kısırlaştırılıp alındıkları yerlere bırakıldıktan sonra yerel hayvan koruma görevlilerinin zimmetli sorumluluğuna verilmesi.

-Belediyelerde hayvanlardan geçen hastalıklar için Veteriner İşleri Müdürlüklerinin bulunması.

-Ülkemizdeki tüm hayvanlar ve onlardan geçebilecek tüm hastalıklar için AB müktesebatına uygun olarak, Tarım ve Orman Bakanlığında, tek bir Genel Müdürlük altında Veteriner İşleri Genel Müdürlüğü kurulması.

 -Ölçme ve değerlendirmeye dayalı bir takip sistemi oluşturulmalı, sorumluluğunu yerine getirmeyenler cezalandırılmalı, başarı gösterenler ise ödüllendirilmeli.

-Milli Eğitim Müdürlüğü ile koordineli ilkokul öğrencilerine hayvan sevgisi, bakımı, yaklaşımı dersleri verilmeli.

 -Yerel yönetimler; hayvan davranışı, beden dili, bakım ve beslenmesini öğreten ücretsiz kurslar vermeli, hayvanlardan geçen hastalıklar konusunda toplumu bilgilendirmeli.

-Sorununun çözümü için uzman kişilerin doğru argümanları ile kamuoyu yaratılmalı, medya ve basın organları doğru kullanılmalı. Toplum doğru bilinçlendirilmeli.

-Sahipsiz hayvanlar, isteyenin istediği şekilde baktığı hayvanlar şeklinde olmamalı. Hayvan koruma gönüllüleri, sorumluluklarını yerine getirip getirmedikleri konusunda üç ayda bir İl Hayvan Koruma Kurulu tarafından denetlenmeli.

-Sahipsiz hayvanlar için, hayvan sever olarak yardım paraları toplanması engellenmeli, bu şekilde davrananlara yasal işlem başlatılmalı.

-Merdiven altı üretim ve kayıt dışı kazanç engellenmeli.

-Köpek sahipleri köpeklerini gezdirmeye çıkarttıklarında, sahibinin kontrolü altında tutabileceği mesafede bir uzatma takarak ve sosyal uyumu yoksa bir ağızlık ile köpeğini gezdirmeli, sokakta dışkı bırakmamalı ve bunlara uymayanlara cezalar uygulanmalı.

Daha ne desinler? Her bir maddesi çok kıymetli, alkışlanacak detaylar…

Bizi yönetenler! Lütfen, yalvarıyoruz; acele etmeyin. Ötanazi dediğiniz şey öyle mecliste el kaldırıp indirmeyle alınacak bir karar değil. Ağır sorumlulukları var.

Gelin sokak hayvanlarının çığlıklarına ses olalım. Yasayı geri çekip, aklıselim davranalım…