Dolandırıcılıkta çığır açtılar: Yeminli Satış! Aman Dikkat

BURHAN PAZARLAMA YAŞASAYDI UTANÇ DUYARDI

Yeni Pazarlama Taktiği:

“Yemin ediyorum bu ürün tam size göre. Akarı kokarı yok!”

Yaşı 40 – 50 civarında olanlar çok iyi anımsayacaktır. 1970-2000 yılları arasında oldukça aktif bir pazarlamacı vardı İstanbul’da. Nam-ı diğer İşportacı Burhan Pazarlama.

Mekanı cennet olsun, 2 yıl önce kaybettik kendisini. Öyle muhteşem bir adamdı ki; aradan o kadar zaman geçmesine rağmen müşterisine olan saygısı, sevgisi, duruşu, etrafına saçtığı pozitif enerjisi ve ağdalı Türkçesi ile nicelerimizi kıskandıran biri olarak hafızalarımızda yer edindi.

Şehir hatları vapurlarında “Bakın! Şu elimde gördüğünüz kalem…” diye başlayan pazarlama serüveni sayesinde milyonlarca yolcu her sabah onun güler yüzüyle güne başlar, hiçbir şey alacağı yoksa da abimizin tatlı dili sayesinde alışverişini yapar, huzur içerisinde işine gücüne giderdi.

Öyle çetrefilli ürünler de değildi sattıkları! Kalem, silgi, tıraş bıçağı, plastik limon sıkacağı ya da plastik mutfak gereçleri gibi buna benzer akla ziyan ürünler…

Buna rağmen hayatını sığdırdığı o çantasını vapurun tozlu koltuklarından birine bıraktığı an, yolcuların hepsi heyecanlanır, duygu dolu gözlerle bir an önce o tarihi seramoninin başlamasını beklerdi. “Acaba Burhan abimiz bugün bize neyi tanıtıp, satacak” diye gülen gözlerle birbirlerine bakarlardı. Halbuki ürünler aynı olurdu. Arada renk olsun diye farklı bir şeyler elbette katardı ürün portföyüne ama, buna pek ihtiyaç duymazdı. Çünkü yolcular olarak onun sattığı ürünlerden ziyade bizzat kendisi ile ilgilenirdik.

Hiçbir şey almasak bile onun o tatlı dilli pazarlama cümlelerini keyifle dinlerdik. Neden derseniz? Bir kere düzgün bir adamdı. Alaylı bir pazarlama gurusuydu. Yalanla dolanla işi olmazdı. Hele ki; yemin ederek yalan söyleyen bir adam hiç değildi.

Yolcular Burhan abiyi kendilerinden biri olarak görürlerdi. Çünkü vapurlar onun mağazası, yolcular ise sadık müşterileriyle. Her sabah birbirlerini görmeye alıştıkları için de karşılıklı bir güven oluşmuştu aralarında. Ürünü beğenmediniz mi ya da almaktan vaz mı geçtiniz, kendisini vapurda görmedin yeterli. Anında yanına gidip, maruzatı anlatıp; ürün iadesi yapabilirdiniz.

Valla sizleri bilmem ama ben çok özledim Burhan abiyi. Keşke bir yerlerden çıkıp gelse de zamane pazarlama sahtekarlıklarını görebilse ve onlara kendi penceresinden güzel bir ders verebilse. Ama maalesef yok. O nedenle de yine iş bize düşüyor.

Son zamanlarda, bana göre, yeni bir dolandırıcılık yöntemi ortaya çıktı. İnternet alışverişlerinde “Yeminli Satış”.

Valla doğru. Hiç denk gelmediniz mi?

Bu yaşıma kadar Yeminli Mali Müşavir, Yeminli Tercüman gibi ifadeleri çok duydum, ama ilk kez yeminli satış ve pazarlamacılara rastlıyorum. Sizce de tuhaf değil mi?

“Allah sizi inandırsın bu ürün çok kaliteli (!). Her derde deva!”

“Yemin ediyorum bu ürün tam size göre (!). Akarı, kokarı yok. Alacaksın kullanacaksın!”

Pazarlama cümleleri hep bu şekilde…

Hortum satanı mı dersin zayıflama kürü mü, kulaklık pazarlayanı mı dersin kir sökücü kimyasallar mı?  Çok şükür ne ararsan var. Yeminle bak, var yani.

Bir de ürünlerin pazarlama ve satışını kendi alanlarında nam salmış profesörlerin ağzından “yapay zeka kullanarak” yaptırıyorlar ki, bu işin daha da vahim yanı. Bildiğin sahtekarlık!

Ağırlıklı olarak sosyal medya üzerinden yürütülen “Yeminli Pazarlama Yöntemi” o kadar çok yalanla dolu ki; resmen insanları kandırıyorlar. Hadi yalan söyledin ve insanlar da size kandı; be Allahtan korkmaz, kuldan utanmazlar! Neden yalanınızı yeminle süsleyerek satışınıza insanların dini duygularını alet ediyorsunuz?

Ürünü aldınız diyelim ki; ürün ayıplı çıktığında karşınızda sizi dinleyecek, anlayacak ve ürünü iade edebileceğiniz bir muhatap bulamıyorsunuz. Sadece siparişinizi teyit ederken sizi arıyorlar, sonrası tıs. Giden gidiyor, olan yine paranıza oluyor tabi.

Bir de yaşlı başlı adamlarsınız… Ne demek;

“Allah sizi inandırsın bu ürün çok kaliteli. Her derde deva”

“Yemin ediyorum bu ürün tam size göre. Akarı yok kokarı yok. Alacaksın kullanacaksın”

Bu nasıl bir satış ve pazarlama taktiği? İçerisinde bilimin B’si yok, ama yeminler havada uçuşuyor.

Muhakkak sizlerin de karşısına çıkmış, ürünü alıp deneyeninizde bile olmuş, benim gibi “Lanet olsun sizin sattığınız sahte ürünlere” demişliğiniz vardır.

Acaba denetleyen var mıdır ‘yemin billah satış yapan’ gözü dönmüş pazarlamacıları?

Tüketici Birliği Federasyonu, Tüketici Hakları Derneği, Tüketici Koruma Derneği, Tüketiciler Derneği, Tüketici Sorunları Derneği…

Birçok vatandaş bu tür satıcılar nedeniyle mağduriyet yaşarken, sizler ne yapıyorsunuz, ne gibi adımlar atıyor ya da adımların atılmasına öncülük ediyorsunuz?

Ticaret Bakanlığımız gelen bu yöndeki şikayetler için nasıl bir yol izliyor? Bu satıcılar aleyhine cezalar kesiliyor mu?

Açıkçası ben bunları merak ediyorum. Allah rızası için beni bu konuda birileri aydınlatabilir mi?

Bir yanda elinde çantası ve içindeki umutlarıyla her gün o vapurdan bu vapura koşarak, müşterisini memnun etme çabası içerisinde olan Burhan Pazarlama, diğer yanda ise satış stratejisini bile dine dayandırmış ne idüği belirsiz yeminli pazarlamacılar. Gelinen nokta içler acısı.

Birileri bunlara dur demedikçe, daha çok duyarız yeni mağduriyetleri… İlgili tüm taraflara duyurulur.