Kimileri 8, kimileri 19 yaşında! Hepsi can, hepsi canan…
Kendinizi hiç kapana kısılmış gibi hissettiğiniz oluyor mu? Hele ki; şu son zamanlarda yaşadıklarımız, duyduklarımız ve şahit olduklarımız karşısında. Her yanımız çaresizlik içerisinde. Elimizi nereye atsak dökülüyor, tutunamıyoruz. Her çabamız boşa gidiyor. O kadar mutsuz bir dönemden geçiyoruz ki; huzur desen bini bin para. Ara ki bulasın.
O kadar can sıkıcı bir süreçten geçiyoruz ki; birileri bizi sınıyor, ama kim? Bulabilsek soracağız kendisine. Ancak ortalarda yok maalesef. Muhatabı bulunamayan bir hayatın içerisinde dön dolaş yaşıyoruz.
Artık haberlerin ‘h’sini bile ne izlemek, ne duymak ne de takip etmek istiyoruz. Çünkü güzel haber yok. Hepsi kana bulanmış. İşin acı tarafı daha pıhtılaşmadan da üzerine sürekli yenileri ekleniyor.
Etrafımızda bizleri mutlu edebilecek bir tane bile güzel haber kalmadı. Hepsini eledik. Elimizde sadece ne idiği belirsiz cinayetler kaldı. Kimileri 8, kimileri ise 19 yaşında. Gencecik kızlarımızı elimizden alıyorlar. Hem de sorgusuz, sualsiz.
Artık öyle bir hale geldi ki; gün ağarırken kendimize, “Acaba bugün hangi goncamızın canına kast edecekler” diye sorar olduk. Çaresizce o berbat anları bekler gibi bir ruh halindeyiz.
Narin canımızın neye kurban gittiğini bile henüz öğrenememişken, peş peşe başka canlarımızın cinayet haberlerini alıyoruz. İşin acı tarafı bunlar ayak sesleri ile birlikte geliyor. Göz göre göre, bile bile yaşanıyor süreçler. Gözü dönmüş caniler sosyal medya üzerinden işleyecekleri suçu afişe ediyorlar.
Maalesef kulaklarımız çaresiz kadınlarımızın sessiz çığlıkları ile dolu. Duyuyoruz, ama koruyamıyoruz. Göz altına alıyoruz, ama salıveriyoruz. Bir şeyler yetersiz kalıyor o an. Olan yeni canlara oluyor.
Acaba mahkeme salonlarında canilerin hangi hareketi ya da sözü inandırıcı geliyor da ellerini kollarını sallayarak aramızda gezmelerine imkan veriliyor. Kanunun hangi maddesidir bu, onları özgür kılan. Bunu çok merak ediyorum. Bu canilere hak ettikleri cezayı verebilmemiz için daha kaç fidanımızın katledilmesi gerekiyor?
Verilere göre ülkemizde sadece bu yılın ilk yarısına kadar 213 kadın cinayeti gerçekleştirilmiş.
Utanç verici bir durum değil mi bu? Dikkat ederseniz azalmıyor, artmaya devam ediyor. Durdurulamıyor çünkü, caydırıcılığı bir türlü sağlayamıyoruz. Üstelik bu cinayetlerin neredeyse tamamı eşleri, boşanma sürecinde oldukları kişiler, aile bireyleri, partnerleri ya da eski partnerleri tarafından işleniyor.
Gerçekten yazık. Hani adalet, hak, hukuk? Öyle bir ülkede yaşıyoruz ki; hepimiz sınıfta bırakılmış çocuklar gibiyiz.
Peki bu işin sonu nereye gidecek? Orasını kimsenin bildiğini sanmıyorum. İzninizle buradan bizleri yönetenlere naçizane seslenmek isterim;
Etrafımız ateş yerine döndü. Neredeyse her gün bir ailenin ocağına kor düşüyor. Allah aşkına uğruna canınızı bile feda edebileceğiniz koltuk sevdanızı bir kenara bırakın, vatandaşın gündemine odaklanın. Ucu kaçmış durumdayız. Başıboş kalmak ya da bırakılmak kimsenin işine yaramaz.