Bu fotoğrafı pazartesi öğle namazından sonra ben çektim.
Yer Gaziosmanpaşa Pazariçi mahallesindeki Hacı Mehmet Demirkapı Camii.
Eyüp’te oturan bir tanıdığımız vefat etmişti ve öğle namazından sonra kılınacak cenaze namazının ardından toprağa verilecekti.
İstanbul’da şiddetli yağışın olduğu bir gündü, caminin olduğu sokağa gittim.
Herkes yağmur altında binaların saçakları altına sığınmış, öğle namazının bitmesini bekliyordu.
Sokak trafiğe kapatılmış, naaş cenaze arabasının içinde sokağın ortasında duruyordu.
Tanıdıklara ilk sorum şu oldu; “Bu caminin avlusu yok mu?”
Yokmuş!
“Peki cenaze namazı nerede kılınacak?”
“Burada” deyip, sokağı işaret ettiler.
“Ya musalla taşı?”..
O da yokmuş.
Şaşkınlığım daha da arttı, avlusu -hadi geçtim avluyu- önünde küçük bir alanı olmayan ve musalla taşı bulunmayan bir camide ilk kez bir cenaze namazı görüyordum.
Ama birazdan şaşkınlığım daha da artacaktı.
Öğle namazı bitti, cemaat camiden çıktı, bir görevli iki adet uyduruk demir sehpa getirdi.
Dört beş kişi naaşı araçtan indirip sokağın ortasındaki o demir sehpaların üzerine koydu, cemaat de tabutun arkasında saf tuttu.
Bir süre sonra imam geldi, “Başı kıbleye bakacak, şöyle biraz çevirin” dedi.
Dört kişi tabutu kaldırdı, iki kişi demir sehpaları hizalamaya çalıştı.
Bir musalla taşı olmadığı için kıblenin tam ne tarafa düştüğünü bilen yok.
İmam, “Biraz sola, biraz daha… Biraz bu tarafa” talimatlarıyla yönlendirdi cemaati.
Şimdi o demir sehpalar dengesiz olacak, tabut düşüp naaş yere yuvarlanacak diye yüreğimiz ağzımızda izliyoruz olayı.
Neyse korkulan olmadı, tabut yeni yerine kondu.
Yağmur altında sırılsıklam olarak, kimi şemsiyeler açarak cenaze namazı kılındı.
Namazdan sonra cemaate sorunca öğrendim; Yakın geçmişte yeniden yapılmış cami, çok eski değil yani…
Eski halinde arka tarafında bir küçük avlusu ve musalla taşı da varmış.
Yeniden yapılırken o bölüm binaya katılmış, avlu ve musalla taşı yerine şimdi bir dükkan yapılmış.
Diyanet İşleri bu işe ne diyor çok merak ediyorum.
İnsanların cenaze namazının sokak ortasında kılınması kimseyi rahatsız etmiyor mu?.. Bir camiye inşaat ruhsatı verilirken cemaat için bir küçük alanı, musalla taşı olması gibi kıstaslar aranmıyor mu?.. Gaziosmanpaşa Belediyesi zamanında bu cami yapılırken neden dur demiyor?
Bu ülke insanı son yolculuğuna böyle derme çatma demir sehpalar üzerinde, sokak ortasında kılınan cenaze namazlarıyla çıkmayı mı hak ediyor?..
Ya geride kalanlar, sevdiklerini bir musalla taşına bile saygıyla yerleştiremeyenler.
Son söz:
Dirisine saygısı olmayanın ölüsüne saygısı olmaz.