Yerel seçimlere sayılı günler kala partiler adaylarını tek tek açıklamaya başladı. Herkesin merakla beklediği, zaten malumun ilanı olan AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı da resmen açıklandı. Eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum İBB koltuğuna aday oldu.
2019 seçimlerini kazanan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu da CHP'nin İstanbul Belediye Başkan Adayı doğal olarak. Bir önceki seçimler gibi yine kıran kırana başa baş bir seçim yaşanacağı tahmin ediliyor.
Göreceğiz; bakacağız, neler olup bitecek.
Tabii seçim turları da başladı. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu zaten başkan olduğu için hemen hemen her açılışı bir nevi cevap verme mekanizmasına çevirdi doğal olarak. AK Parti adayı Murat Kurum da önce iş insanlarıyla bir araya geldi, sonra İstanbul Valisi'ni ziyaret etti. Bugün ise spor kulüplerini geziyor.
Tabii ki İBB başkan adayları her kuruma gidecek ziyaret edecek. Ancak burada spor kulübü başkanlarına büyük görev düşüyor. Neden diyeceksiniz; şöyle, adayların zaten bu ziyaretleri yapmasını doğal karşılıyoruz sıkıntı yok. Burada sıkıntı kulüp başkanlarının, yetkililerin gösterecekleri tepki ve davranışlar.
Bunun en güzel örneğini sayın Murat Kurum'un Galatasaray'a yaptığı ziyarette gördük. Galatasaray Başkanı Dursun Özbek, Kurum'un ziyaretinde kameralara söylediği bir cümle gündem oldu: "Şahsi kanaatim sayın Bakanım İstanbul için bir şans..."
Bu cümleyi Galatasaray logosunun önünde kurması büyük bir hata. Orada Galatasaray'ı temsil ediyorsan "Şahsi kanaatim" diye başlayan bir cümle kuramazsın sayın başkan. Şahsi kanaatinizi tabii ki açıklayabilirsiniz ama o logonun önünde açıklamanız etik değil.
Bu cümle tabii ki hemen sosyal medya platformlarında gündem oldu. Zaten son yıllarda futbolun içine düştüğü durum belli. Hangi kulüplerin nasıl maç kazandığı, verilen verilmeyen kartların maçlara etkisi, görülen görülmeyen penaltılar, faul kararları... Artık sahada hakemin atacağı yanlış bir adım bile "Vay bilmem hangi takıma nasıl bu adımı atarsın" moduna girmiş, Galatasaraylısı da Fenerbahçelisi de Beşiktaşlısı da birbirinin oynadığı futbolla değil, hatır şikeleriyle eleştirmekte.
Kimse futbolu konuşmuyor. Futbol diye bir şey kalmadı zaten. Bir de şimdi Dursun Özbek'in İBB adayı Murat Kurum'a bu sözleri söylemesi, "Şahsi kanaatim" demesine rağmen ortalığı karıştırdı. Florya'daki, Riva'daki arazilerden Galatasaray'ın şampiyonluğuna kadar Beşiktaş ve Fenerbahçeli bazı taraftarlarca dakikalar içinde onlarca komplo teorisi üretildi bile.
Bunun sadece İBB Adayı Murat Kurum'la da alakası yok; üç gün beş gün sonra İBB Başkanı ve seçimde aday olan Ekrem İmamoğlu da ziyaret ettiğinde aynı durum yine yaşanacak. Söylenen bir laf, uzatılan uzatılmayan bir el komplo teorilerine neden olacak.
Zaten ligde de gördüğümüz gibi hangi başkan daha çok ağlıyorsa o başkanın kulübü haftayı rahat geçiriyor.
Futbola siyaset karıştırmamak gerek. Zaten futbola her şey karıştı, futbol bir keyif, tutku, zevk olmaktan çıktı. Futbol nefret kusulduğu, herkesin birbiri üzerinden komplo teorileri çevirdiği hatta son örnekte gördüğümüz gibi hakemlerin yumruklandığı saçma sapan bir arenaya döndü.
Daha önce de benzer durumlar yaşadık. Futbola siyaset karıştığında sporun, futbolun, kulüplerin ne kadar zarar gördüğünü gördük. O yüzden siyasetle futbol arasına keskin bir çizgi çekmeli.
Süper Kupa finali oynayamadık mesela. Galatasaray ve Fenerbahçe'nin Suudi Arabistan'da başına gelenleri ne çabuk unuttunuz? Futbola siyaset karışınca neler olduğunu gösterecek bundan daha taze bir örnek olabilir mi?
Sanırım biraz geç kaldık; ama "Şahsi kanaatim" Dursun Özbek bir açıklama yaparak Galatasaray Başkanı olarak değil de İstanbullu biri olarak görüşlerini aktardığını tekrar eder.