Geçtiğimiz günlerde Ankara'da 4 sınıf öğrencisi Tunahan Yılmaz sabah 08.45 sıralarında okula giderken sokak köpeklerinin saldırısına uğradı. Talihsiz çocuk ağır yaralandı. Hacettepe Üniversitesi Çocuk Hastanesi'ne sevk edilen Tunahan'ın tedavisi sürüyor.
Bu olayın ardından yıllardır süren tartışma yeniden alevlendi farkındaysanız.
Türkiye'deki başıboş sokak köpekleri.
Bazı hayvan düşmanlarına bakarsanız sayıları 20 milyon civarında; ve her gün de milyon milyon artıyor. Garip.
Özellikle sosyal medyada tartışma aldı başını gitti. Kimi bütün sokak köpeklerinin toplanarak itlaf edilmesini savunuyor, kimi başıboş sokak köpeklerinin toplanarak barınaklara tıkılmasını ve orada uyutulmasını savunuyor. Kimi fanatik hayvan severler ise başıboş sokak köpeği diye bir sorun olmadığını savunuyor, hatta barınakların tamamının kapatılmasını filan istiyor.
Evet; öncelikle şunu kabul edelim. Türkiye'de kesinlikle bir sokak hayvanları sorunu var.
Ancak bu sorun köpeklere ait değil. Yani; sokağa atılan, dövülen, tecavüze uğrayan, şiddet gören 4 ayaklı can dostlarımızda değil problem.
Tunahan gibi çoluk çocuk, kadın erkek sokak hayvanlarının saldırısına uğrayan herkesin sorumlusu görevini doğru düzgün değil, hiç yapmayan belediyelerdir. Kimse kusura bakmasın; sokak hayvanlarının kısırlaştırılması, gerekirse barındırılması, tedavileri, sahiplendirilmeleri bütün bu sorumluluk belediyelerde.
Anayasada yer alan Hayvanları Koruma Kanunu'na göre tüm hayvanlar eşit ve kanun hükümleri çerçevesinde yaşam hakkına sahiptir. Bakın; yaşam hakkına sahip. Bu hayvanlar insanlara saldırıyor, zarar veriyorsa bunun tek sorumlusu belediyelerdir. Geçenlerde bu tartışmalarla ilgili bir yazıda okudum; arılar da insanları sokuyor, hatta ölümlere neden oluyor. Tüm arıları toplayıp itlaf mı ediyoruz? Yapmayın Allah aşkına.
Eğri oturup doğru konuşalım. Ankara'da yaşanan korkunç olay sonrası Tunahan hastanede can çekişirken, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş çıkıp hayvan derneklerine seslenerek; "Hayvan severler de elini taşın altına koysun" diyebiliyor.
Bu ülkede zaten vatandaşlar elini taşın altına koyuyor. Deprem olur Kızılay mesaj atar 10 lira gönder, sel olur hop vatandaş 10 lira atsın, heyelan olur vatandaş sahip çıksın.
Sayın Mansur Yavaş; bu ülkede sivil toplum örgütleri ve hayvan dernekleri zaten 10 yıllardır bu soruna çözüm arıyor. Yeri geliyor kısırlaştırıyor, yeri geliyor tedavi ediyor, yeri geliyor sahiplendiriyor. Ama bu ülkenin 'sevilen' ve hatta neredeyse Cumhurbaşkanı olsun denilen bir büyükşehir belediye başkanı kalkıp "Hayvan severler de elini taşın altına koysun" diyebiliyor.
Bu ülkede sokak köpeklerinin bakım, tedavi, barınma, sahiplendirme sorumluluğu belediyelere ait. Yasalarla da bu belli. Belediyeler sokak hayvanları için barınak yapmak zorunda. Yaptıkları barınaklarda da o canlıların yaşam haklarına saygı göstermek zorunda.
Ama belediyeler sağa sola para yedirmekle, vatandaşa hizmet etmek ve görevlerini yapmak yerine koltuğa yeniden oturabilmek veya rant için emek harcarsa sahipsiz sokak köpeği sorunu da büyür gider.
Şimdi hayvan düşmanlarına gelelim. Sosyal medyada troll de diyebileceğimiz bu vicdansızlar ise sokaktaki hayvanların katledilmesi için resmen savaş veriyor. Kendilerini duyarlı anne, duyarlı baba olarak gösteren ve "çocuklarımızı korumak istiyoruz" gibi bir argümanla sokak köpeklerine adeta savaş açan bu tiplere ise diyecek hiçbir şeyim yok. Biraz vicdan bolca akıl fikir diliyorum.
Onlara kalsa her yıl 10 binlerce kişiyi sokak köpekleri yiyor, parçalıyor, öldürüyor. Birisi diyor ki bilmem kaç yüz kişi köpek saldırısında öldü, birisi diyor ki bilmem kaç bin kişi tehlike altında, öteki diyor ki 5 yıl sonra 50 milyon sokak köpeği olacak.
İçlerinde gram hayvan sevgisi olmayan ve dolayısıyla da insan sevgisi barındırmayan bu kişiler nedeniyle de hali hazırda sokakta yaşayan 4 ayaklı dostlarımız tehlike altında.
Eğer çocuğunuzu, annenizi, babanızı, kardeşinizi, kendinizi düşünüyorsanız köpekleri öldürmeye kalkmaktan vazgeçin. Güvenle yaşamak hakkınız ve bu hakkınızı sağlamak zorunda olan belediyelere ve yetkililere baskı kurun, sokakta yaşamaya çalışan can dostlarımıza değil.