Türkiye'nin ilk astronotu Alper Gezeravcı'nın da içinde bulunduğu Axiom-3 (Ax-3) ekibi, Dragon kapsülüyle Uluslararası Uzay İstasyonu'ndan (ISS) ayrıldı. Axiom Space, aralarında Türkiye'nin ilk astronotu Gezeravcı'nın da içinde yer aldığı Ax-3 ekibinin, Dragon kapsülüyle ISS'den ayrılışını canlı olarak yayınladı. Dönüş yolculuğunun yaklaşık 48 saat sürmesi bekleniyor.
Türkiye'den uzay bilimine merak arttı. İnternette vatandaşlar birçok soruya cevap arıyor. Uzayda cinsel ilişki de merak edilen konulardan biri.
Uzayda seks deneyimi üzerine çalışmalar başladı.
NASA, yakın bir gelecekte insanların Ay ve Mars'a uzun bir süre geçireceği öngörüldüğü için, uzayda seks üzerine çalışmalar yürütebileceğini açıkladı.
Bu doğrultuda, yerçekimsiz ortamdaki seksin, potansiyel olarak Dünya'dan uzakta uzun yıllar geçirmek zorunda kalan astronotlar için "çok önemli" olacağı belirtildi.
Bununla birlikte, şu anda uzaya giden insanlar profesyonel astronotlardan oluşuyor. Ancak, Jeff Bezos, Elon Musk ve Richard Branson gibi milyarderlerin uzay turizmi atılımları ile gelecekte çok sayıda sivilin uzaya seyahat etmesi bekleniyor.
NASA’nın açıklaması, uzay organizasyonlarını yeni 'uzay seksolojisi' disiplinini benimsemeye çağıran beş Kanadalı akademisyenden oluşan bir ekip tarafından yapılan bir çalışma önerisine yanıt olarak geldi.
The Sex Journal of Sex Research adlı bilimsel dergide çalışmalarını yayınlayan Concordia Üniversitesi'nden akademisyenler, "Cinselliği ve düşük yerçekimi ortamında nasıl çalışacağını anlamak, derin uzay görevlerinin başarısı ve dünya dışı yerleşimler inşa etmek için çok önemlidir" açıklamasını yaptı.
Diğer taraftan NASA, daha önce 'hiçbir insanın uzayda seks yapmadığını' belirterek, "Öncelikle mürettebat üyelerinin uzayda uzun süre sağlık ve güvenliğini sağlamakla ilgileniyoruz. İnsan Araştırma Programımız, insanlı uzay uçuşlarının beş tehlikesini azaltmak için çalışıyor ve ekiplerin birlikte çalışmasına ve yolculukları sırasında duygusal olarak hazırlıklı olmalarına yardımcı olacak yolları araştırıyor” denildi.
Şu anda insan uzay uçuşunun beş tehlikesi radyasyon, izolasyon ve hapsedilme, Dünya'dan uzaklık, yerçekimi eksikliği ve sıradışı ortamlar olduğunu belirten NASA, "Uzayda üreme sağlığı konusunda daha derinlemesine bir çalışma için gelecekte bir ihtiyaç tespit edilirse, NASA uygun adımları atacaktır" değerlendirmesinde bulundu.
ABD Uzay Ajansı, şu anda konuyu ayrıntılı olarak araştırmak için bir saha projesi olmadığını, ancak insanları Mars'a ayak basmaya yaklaştıkça bunun değişebileceğini de aktardı.
Kızıl Gezegen’in yüzeyinde kubbelerin altında Mars'a yapılacak bir yolculuğun her iki yönde yedi ile dokuz ay sürmesi bekleniyor.
DAHA ÖNCE HAYVANLARIN ÇİFTLEŞMESİNE İLİŞKİN ÇALIŞMALAR YAPILDI
Kanadalı bilim insanları, "Roket bilimi bizi uzaya götürebilir, ancak başarılı olup olmayacağımızı insan ilişkileri belirleyecek" dedi. Uluslararası Uzay İstasyonu (ISS) üzerinde hayvanlar arasındaki çiftleşmeyi inceleyen bazı küçük çalışmalar olsa da, insanların yörüngede nasıl üreyebileceğine dair ayrıntılı bir inceleme yapılmadı.
Bir NASA sözcüsü, ortaklarının ISS'de meyve sinekleri, solucanlar, salyangozlar, denizanaları, balıklar, kurbağalar, tavuk yumurtaları ve kemirgenler dahil olmak üzere çeşitli türlerde üreme fizyolojisinin temel bilimini ve boğa ve insan spermini kullanan diğer çalışmaları incelediklerini söyledi.
Ancak, hayvanların üremesinden elde edilen veriler insanlar için geçerli değil ve bir uzay ortamındaki veriler, Mars'a yapılacak bir yolculuk üzerinde uzun vadeli herhangi bir etki hakkında bilgi vermiyor. Bu nedenle Kanadalı araştırmacılar, uzayda insan uyarılması konusunda daha iyi organize edilmiş, yaygın çalışmalar için çağrıda bulundular.
Kanada çalışmasının yazarlarından Simon Dubé, "Sosyo-kültürel ve psikolojik bileşenleri de dahil olmak üzere, uzayda insan yakınlığı ve cinselliği üzerine araştırma neredeyse yok. Hiçbir araştırma, ne yakın ilişkileri ne de uzaydaki cinsellik deneyimini ya da bunların herhangi birinin mürettebat performansını nasıl etkileyebileceğini araştırmadı" dedi.
Bununla birlikte, SpaceX’in CEO’su Elon Musk, insanları Mars'a yerleştirme hedefiyle insanlığın "gezegenler arası bir tür" haline gelmesine yardımcı olmak istiyor, bu nedenle uzayda cinsiyetin mekaniğini ve etkilerini incelemek çok önemli olabilir. Aralık 2020'de Musk, SpaceX'in 2026 yılına kadar insanları Mars'a indirmesinin mümkün olduğunu açıkça belirtmişti.