Unutkanlığı sakın hafife almayın. Altında çok daha ciddi problemler yatıyor olabilir. Uzmanından konuya ilişkin önemli açıklamalar geldi...
Günlük yaşamında unutkanlıktan şikayetçi olan kişiler en çok isimleri, telefon numaralarını, randevularını, yapılacak işleri, alışveriş listelerini unuttuklarından ve sakladıkları eşyaları bulamamaktan yakınıyor.
Yaşlanmayla birlikte beyin hücrelerinde kayıplar gözlendiğini ve bunun fizyolojik bir süreç olduğunu belirten Nöroloji Bölümü’nden Uzm. Dr. Gülten Özdemir, yaşadığımız çağda unutkanlıksorununun gençleri de etkilediğine dikkat çekti.
Özdemir, “Unutkanlık, son zamanlarda hemen her yaş grubunda görülen ortak bir sorun haline geldi. Günlük hayatın getirdiği yoğun stres, zihinsel ve fiziksel yorgunluk unutkanlıkların artmasına neden olan başlıca etkenler arasında.
Unutkanlığın mutlaka ciddiye alınması ve hekime danışılması gerekir. Unutkanlıklar kişinin ve çevresindekilerin günlük hayatını olumsuz etkilemeye başladığında, bir sorun var demektir. Özellikle yaşlılarda unutkanlık doğal bir sonuç olarak görülmemeli ve tüm unutkanlıklar mutlaka değerlendirilmeli.
Unutkanlığın hastalık boyutunda olup olmadığına, gerekli testleri yaparak bir uzman hekim karar vermeli” diye konuştu.
YAŞA GÖRE NEDENLERİ DEĞİŞEBİLİR
Uzm. Dr. Gülten Özdemir, unutkanlığın nedenlerinin yaş gruplarına göre farklılık gösterdiğini şu sözlerle aktardı:
“Genç yaş grubunda daha çok konsantrasyon eksikliği, iş yükü, psikolojik ve fiziksel stres etken olabiliyor. Bunların dışında kansızlık, bazı vitamin eksiklikleri (B12, tiroit gibi), bazı hormonal düzensizlikler unutkanlığa yol açabiliyor.
İleri yaşlarda ise daha çok beyin hücrelerinin harabiyeti ile seyreden hastalıklar, beyin damar hastalıkları, vitamin eksiklikleri ve hormonal yetersizlikler unutkanlığa neden olabiliyor.”
Her türlü unutkanlığın ‘Demans’ ya da ‘Alzheimer’ gibi ciddi hastalık riskine karşı araştırılması gerektiği uyarısında bulunan Uzm. Dr. Özdemir, “Aynı zamanda hafızayı güçlendirmek için bazı basit ama etkili önlemler alınabilir.
Günlük hayatta uygulayabileceğimiz bazı formüllerle hem hafızamızı güçlendirebilir hem de beynimizi genç tutabiliriz.”
KAFEİNİ AZALTIN, UYKUNUZA DİKKAT EDİN VE BOL BOL GÜLÜMSEYİN
Uzm. Dr. Gülten Özdemir, unutkanlığa iyi gelecek tavsiyelerde bulundu:
“Bol bol gülümseyin. Gülümsemek; depresyon, kaygı ve stresi en aza indirir. Güldüğünüzde mutluluk hormonu seratonin çok yükselir; seratonin konsantrasyon ve dikkati artırır.
Fiziksel egzersiz yapın. Yürüyüş, yoga, fitness, yüzme, bisiklet, dans gibi sporlar beyin sağlığına da iyi gelir.
Ara vermeyi öğrenin. Aşırı bedensel yorgunluk, zihinsel yorgunluğu da getirir, stres ve anksiyeteye neden olur. Dinlenmek ve tatil yapmak; stres, kaygı ve anksiyeteyi azaltır, bilişsel fonksiyonları kuvvetlendirir.
Kafeini azaltın, sigarayı bırakın, alkolü ölçülü tüketin.
Bulmaca, zekâ soruları, tavla, satranç oyunları ile yaratıcı düşünmeye yönelten zihin oyunları oynayın.
Anksiyete giderici amaçla verilen ilaçların uyumak için gereğinden fazla kullanılması bellek fonksiyonlarını olumsuz etkiler. Hafızada etkili bir madde olan asetil kolin denen sinir hücreleri arası bağlantı kuran kimyasal maddenin azalmasına neden olarak hafızayı bozarlar.
Hobilerinize, sosyal ilişkilerinize ağırlık verin, arkadaş, akraba ve diğer insanlarla sosyal ilişkilerinizi sürdürün, eğlenmeye vakit ayırın. En önemlisi de ailenize vakit ayırın.
Kurşun, alüminyum, böcek zehiri, insektidler, organik çözücüler, çevresel küf ya da herhangi toksik zehirlerden uzan durun.
Aşırı kahve tüketmek de stresi ve unutkanlığı arttırır.
Uykunuza dikkat edin. Kalitesiz uyuyanlarda; gündüz dikkat eksikliği, ciddi konsantrasyon kaybı, uykusuzluğa bağlı aşırı anksiyete ve sonuçta unutkanlıkta artış olur.”
GLİSEMİK İNDEKSİ YÜKSEK BESİNLERDEN UZAK DURUN
Uzm. Dr. Gülten Özdemir, “Vitamin ve mineraller, vitamin B12, folik asit, vitamin C, tiyamin ve riboflavin eksikliği; kaygı, endişe, sinirlilik, depresyon ve unutkanlığı artırır.
İçerisinde bu vitamin ve mineralleri yeteri kadar içeren gıdalar tüketin. Dengeli beslenemiyorsanız, bu vitaminleri takviye olarak almalısınız” diyerek şu önerilerde bulundu:
“Beyin sağlığınızı korumak için kan şekerinin yükselmesini önleyin. Bunun için de glisemik indeksi yüksek besinlerden uzak durun.
Haftada en az iki kez balık yiyin. Balıkta hafızayı kuvvetlendiren asetil kolin maddesi ve dikkat ve konsantrasyonu artıran, depresyona iyi gelen Omega 3 bulunur. Omega 3 içeren yiyecekler, antioksidan meyve ve sebzeler tüketin, zeytinyağı kullanın.”