Türk kahvesi ile ilgili detaylı araştırmalar 5 Aralık Dünya Türk Kahvesi Günü olması dolayısıyla hız kazandı. Kendine özgü kokusuyla, tadıyla, sunuş biçimiyle adeta bağımlılık yapan ve genellikle su ve lokumla ikram edilen Türk kahvesi, Türk kültüründe oldukça önemli bir yere sahiptir. Osmanlı İmpasartorluğu'ndan günümüze kadar gelen, bilinen en eski kahve hazırlama ve pişirme yöntemidir. Türk kahvesi ile ilgili oldukça çok araştırma yapılmıştır. Peki, siz hiç Türk kahvesinin nasıl ve nereden hayatımıza girdiğini merak ettiğiniz mi? İşte, "Türk kahvesi nasıl ortaya çıktı, hangi ülkeye ait? Türk kahvesi kültürü ve geleneği nedir?" sorularının cevabı...
Türk kahvesi nasıl ortaya çıktı, hangi ülkeye ait? Türk kahvesi kültürü ve geleneği nedir?
Her yıl 5 Aralık Dünya Türk kahvesi günü olarak kutlanıyor. Bu özel günde, Türk kahvesi ile ilgili araştırmalar hız kazandı. Türkiye'de neredeyse hemen hemen herkesin her gün tükettiği bir içecek olan Türk kahvesinin kökenlerinin nereye dayandığı sık sık tartışılıyor. Sabah akşam demeden, misafirliklere gidildiğinde, arkadaşlarla buluşulduğunda Türk kahvesi masalardan eksik olmuyor. Peki, Türk kahvesi nasıl ortaya çıktı, hangi ülkeye ait? Türk kahvesi kültürü ve geleneği nedir?
TÜRK KAHVESİ NASIL ORTAYA ÇIKTI, HANGİ ÜLKEYE AİT?
Osmanlı İmparatorluğu döneminde oldukça popüler bir içecek olan Türk kahvesinin Osmanlı'ya nasıl ve nereden gelmiş olabilir? Yapılan araştırmalar kahvenin 14. yy'da Habeşistan'dan tüm dünyaya yayıldığını söylüyor. Kahvenin Habeşistan'ın 'Kaffa' yöresinden çıktığı belirtiliyor.
Bazı araştırmalar ise Türk kahvesinin Etiyopya kökenli kahve çekirdeklerinin Yemen'den Osmanlı topraklarına gelmesiyle şekillendiği söyleniyor. 16. yy'da Yemen Valisi Özdemir Paşa, Türk kahvesini Osmanlı İmparatorluğu'na getiren kişidir. Türk kahvesi zamanla sarayda ve halk arasında popülerlik kazandı ve kahvehanelerin açılmasıyla da sosyal bir içecek halini aldı. Ondandır ki birçok buluşmamızda Türk kahvesi içiyoruz.
Rivayet edilir ki 6. yüzyılın sonlarında, Habeşistan’ ın “Etiyopya Kaffa” bölgesinde “Kaldi” adında bir keçi çobanı yaşar. Bu çobanın keçileri, henüz o zaman adını bilmediği bir ağacın meyvesi ile beslenmektedir. Kaldi’ nin bile ismini bilmediği bu ağaç “Buna” olup, meyvesi ise “kahve kirazı” dır. Çoban Kaldi, keçilerinin bu meyveyi yedikten sonra uyumak istemediklerini fark eder. Bu duruma önce şaşırır ve daha sonra dönemin alim kişilerinden icazet ve bilgi almak için “Buna” meyvesini zamanın sufilerine götürür, Sufiler önce pek anlam veremezler ve meyvenin çekirdeklerini ateşe atarlar. Ateşe atılan çekirdekler kavrulur ve o hayranlık uyandıran kokusunu odaya salar. Bundan etkilenen Kaldi ve Sufiler çekirdekleri taş ile öğütür ve ilk kahveyi demlerler.