Tüketilmesi halinde ciddi zehirlenme vakalarıyla karşılaşılabilir
İzmir Körfezi'nde geçmişte de lokal balık ölümlerinin yaşandığını ancak bu yıl ölümlerin görüldüğü alanın genişlediğini aktaran Tanrıkul, ölen balıkların çoğunun dibe ya da yarı dibe bağımlı türlerde olduğunu saptadıklarını ifade etti.
Tanrıkul, şunları kaydetti:
"Bizim daha çok gördüğümüz sargoz, çipura, lidaki, isparoz, dil ve mırmır gibi dibe bağlı yaşayan balıklar ölüyor. Bunun haricinde kefal gibi orta sularda gezen hatta çevre kirliliğine çok dayanıklı olan türler dahi artık yaşamını devam ettiremiyor. Onlar içerisinde de ölümler var. Bununla beraber levrek gibi tamamen etçil olarak beslenen hem su yüzeyinde hem suyun dibinde etçil avcılıkla beslenen balıklarda da ölümler var. Ancak kefal ve kaya balıkları gibi çevre kirliliğine çok dayanıklı türlerin dahi etkilenmesi olayın ciddiyetini gösteriyor."
Ölümlerin İzmir Körfezi'ndeki balık popülasyonunu olumsuz etkilediğini aktaran Tanrıkul, sonbahar aylarında sıcaklıkların düşmesiyle su altı yaşamının normale döneceğini tahmin ettiklerini anlattı.
Körfezden tutulan balıkların tüketilmemesi gerektiğine de dikkati çeken Tanrıkul, "Ölen balıklar taze dahi olsa tüketilmemesi gerekiyor. Çünkü bunların üzerindeki mikrobiyolojik ve kimyasal yük çok fazla. Balığın kendisi zaten dayanamayarak ölüyor. İnsanların tüketmesi halinde ciddi zehirlenme vakalarıyla karşılaşılabilir." diye konuştu.