Sosyal medya üzerinden 24 saatte 100 kişiyle cinsel ilişkiye gireceğini söyleyen Süt rumuzlu Azra Ay Vandan ve eşi Pedram Behdar Vandan tutuklanmıştı. Çift iki kadar tutuklu kaldı ve tahliye oldu.
Serbest kalan çift sosyal medya paylaşımlarında gaza bastı. Azra kendisine özelden yöneltilen sorulara yanıtladı.
Azra, özelden çok soru geldiğini tek tek yanıtlayamadığı için bu şekilde topluca yanıt verdiğini dile getirdi.
İşte o sorular ve Azra'nın verdiği yanıtlar...
-Boşandığın kocanla barıştınız mı?
Boşanmamıştık boşanma sürecindeydik bir yılı doldurmadan anlaşmalı boşanılmıyordu ancak yaşadığımız süreç ilişkiye ve birbirimize tekrar bir şans vermemiz gerektiğini hissettirdi. Bu konularda bazen tepkili oluyorsunuz, anlamıyorum. Evlenmek de, ayrılmak da, barışmak da, bizim kararımız. Birbirimize yanlışlar yaptık ve özürler kabul gördü. Affedilmeyen şeyler sürece bırakıldı. Şu an ihtiyacımız olan tek şey özlem gidermek.
-Nasıl geçti içerisi biraz anlatır mısın neler yaşadığını?
Ben sevdim. Farklıydı. Vicdanım hep rahattı. Suç işlemediğimi biliyordum bu yüzden sadece mahkemeye kadar beklemem gerekiyordu. Vaktimi değerlendirdim, dışarıda alıştığım uyarıcılar yoktu ama pek zorlanmadım. Hijyen, sağlık koşulları ve nitekim çevre etkisi dezavantajlarımdı. Kitap okudum. Yoga yaptım. Mektup ve günlük yazdım. Radyo dinledim. Haber okudum, izledim. Bulmaca çözdüm. Elbette endişelendim çünkü bu sürecin ne kadar süreceğini bilmiyordum. Suçsuz yere içeri atılamazsın sanarken kendimi içerde buldum ve yaşadığım şiddet olayı benim için travmatikti. Toplum ve devlet baskısını çok net hissettim. Yine de ben benim. Onlar da onlar. Olduğum insan için seçimlerim için sürekli bu mücadeleyi yaşamak zorundayım. Ama ciddiyetsiz de bi yanım var, muzip, yaramaz, azgın, sadece sevişmek isteyen o tarafımı beslemeyi de seviyorum. Çünkü sevişmek gerçekten güzel ve bunları umursamadan söylemek de öyle...
-Biz seni yetişkin içeriklerini tanıdık. Bu kimlik haricinde başka neler yaparsın günlerin nasıl geçer?
Bence çok tatlı ve saf bir insan sorusu çünkü genelde insanlar bir mesleğin insanın tüm kimliği olduğu yanılgısına çok kapılıyor. Özellikle benim gibi neşe sahip insanlar binlerce yıllık toplumsal nefret ve ötekileştirmeyle hâlâ karşılaşıyor.
Ben özellikle şuyum buyum bu değilim demeyi sevmiyorum. Yaptığım birçok iş var. Hayallerim var. Kendimi geliştirmeye çalışıyorum. Yaşım gereği de kendimi tanıma sürecindeyim ki muhtemelen bu süreç hiç bitmeyecek. Film izliyorum. Okuyorum. Dans hayatımda ama profesyonel değilim. Yemek yapmayı çok seviyorum. Köpeğim ve kediler var. Kedileri sahiplenmedim ama bizle yaşıyorlar. Ev işlerinden nefret ederim ama her gün ev temizlerim. İngilizce çalışıyorum. Gündemi takip ediyorum ve her şey ilgimi çekiyor. Dünya hakkında ve yakın gelecek hakkında faydasız teoriler üretiyorum zihnimde. Delirmemeye çalışıyorum ama geç kalmış olabilirim.
