Gazeteci yazar Zülal Kalkandelen Cumhuriyet'te " Umutcan, Gece ve insanlığın yüzkaraları" başlığıyla kaleme aldığı yazısında Şanlıurfa-Mardin yolu üzerinde tecavüz edilmiş bir sıpa bulunduğunu yazdı.
İşte Zülal Kalkandelen'in o yazısı:
Yılbaşından iki gece önce Şanlıurfa-Mardin yolu üzerinde tecavüz edilmiş bir sıpa bulundu. Her yeri dikenli otlarla kaplı olan beş aylık sıpa, uğradığı şiddet yüzünden anüsü parçalanmış, ayağa kalkamaz ve yemek yiyemez haldeydi. Yaşadığı stres ve korku, insanlardan kaçırdığı bakışlarına yansıyordu.
Semra Küçük adlı öğretmenin sosyal medya aracılığıyla benden yardım istemesiyle olaydan haberim oldu. Aynı okulda çalıştığı arkadaşı Hanife Tuğba Tiryaki adlı öğretmen bulmuş sıpayı...
Bir gönüllünün yardımıyla Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi’nin ambulansı ayarlanmış, belediye aranmıştı ama kentte özel klinikler bu hayvanlara bakmadığından benden sıpanın bir an evvel tedavi için daha donanımlı ve güvenli bir yere alınmasını istiyorlardı.
ŞİDDET MAĞDURU İKİ HAYVAN BİRBİRİNE SARILDI
Gece boyunca, sıpaya gereken özeni gösterebilecek derneklerin işlettiği barınaklarla temas kurdum. Harran Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi’ndeki ilk tedaviden sonra yola çıkabileceği söylenince, yılbaşından bir gün önce hafta sonu olmasına karşın, Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi’nden daire başkanı Remzi Sonekinci’ye ulaştım.
Sağlanan destek sayesinde sıpayı ambulansa koyup bulabildiğimiz en yakındaki yer olan Haydiko’nun (Hayvanları Doğayı ve İnsanları Koruma ve Yaşatma Derneği) Artvin’de kurduğu Mucizeler Diyarı’na gönderdik. Sıpaya bütün gece sıcak bir ortam yaratıp yiyecek veren ambulans şoförü Emin Kırmızı, onca yolu katederek gece yarısı 1’de yani yılbaşı günü Artvin’e ulaştı.
Haydiko Derneği Yönetim Kurulu üyesi Yasemin Yılmaz, beş aylık sıpanın isim annesi olmamı isteyince adını Umutcan koydum. Bedeninde yüksek oranda enfeksiyon olduğu ve gördüğü şiddetin sonucunda kalçasında hasar oluştuğu bildirildi ama bu masum canın iyileşip yaşama sarılacağını umut ediyorum.
Çünkü Umutcan, tedavisinin sürdüğü Mucizeler Diyarı’nda, ihtiyacı olan sıcaklığı bir başka şiddet mağdurunda buldu. Uğradığı şiddet yüzünden çenesi, leğen kemiği ve bacağı kırılan Gece adlı köpek ile birbirlerine sokulup iyileşmeye çalışıyorlar...
HAYVANLARA YÖNELİK ŞİDDET, İNSANLIĞIN UTANCI...
TBMM’deki yasa çalışmaları sırasında AKP Grup Başkanvekili Özlem Zengin’e, “Hayvana karşı şiddet ve tecavüz cezasız kalamaz, ceza para cezasına çevrilmemeli, ertelemesiz hapis cezası olmalı” dediğimde bana, “Hiçbir yasa şiddeti önlemez” diye karşılık vermişti. Hayvana şiddet uygulayanlara verilen cezanın üst sınırı üç yıl olarak belirlendiğinden, CMUK’ye göre bu suçu işleyenler çoğu durumda elini kolunu sallayarak toplum içinde gezmeye devam ediyor.
Hayvanlara tecavüzün Anadolu’da yaygın olduğu, bu suçu işleyenlerin hapse atılması söz konusu olursa cezaevlerinde yer kalmayacağını söyleyenlerle bir arada yaşıyoruz. Bunları duyduğumda hissettiğim tiksinti ve öfkeyi yeniden hissederek girdim yeni yıla...
Türkiye’de ve dünyada şiddet ve tecavüz mağduru nice hayvan var. Bu insanlığın utancı!
Ama aynı zamanda, Umutcan ve Gece’ye yardım edilmesi için çaba harcayan ve onu yalnız bırakmayan iyi ve onurlu insanların da olduğunu biliyor ve Umutcan’ın Gece’ye sarıldığı gibi ben de bu umuda sarılıyorum.