Dünyamızın altında tuhaf bir hareket sürüyor. Gezegenimizin Plüton'dan daha büyük olan iç çekirdeği, yalnızca dönmekle kalmıyor, neredeyse on yıl süren bir döngü içinde, tıpkı bir tepenin dengesini kaybetmesi gibi sallantılı bir rutin yapıyor.
Her ne kadar Dünya'nın yapışkan merkezi daha az yoğun olduğu izlenimini verse de durum hiç de öyle değil.
Kabuğumuzun yoğunluğunun 4-5 katı olan demir kaplı iç çekirdeğimiz erimiş durumda. Ancak elementlerini yarı-akışkanlara dönüştüren kavurucu sıcaklıklar, Dünya'nın kalbindeki muazzam basınçla dengeleniyor ve onu olağanüstü derecede katı bir küre halinde katılaştırıyor.
Dünyanın çekirdeği soğudukça, büyüdükçe ve girdaplar oluştururken, ısı açığa çıkararak, içindeki çalkalanan sıvı Dünya'nın dış çekirdeğine güç verir.
Bu bir mekanik enerjiyi elektrik enerjisine dönüştürerek koruyucu enerji üretirmanyetik alan bizi, kötü güneş fırtınalarından korur.
Çekirdeğin tuhaflıklarını anlamak çok önemlidir, çünkü çok küçük değişimler bile yüzeysel etkilere sahip olabilir.
Günlerimizin uzunluğundaki küçük değişikliklerin bile bu iç hareketlerden kaynaklandığını biliyor muydunuz?
Aslında, son araştırmalar çekirdeğin her altı yılda bir dönüş yönünü değiştirdiğini ve bunun da gün uzunluğu üzerinde gözle görülür bir etki yarattığını ortaya çıkardı.
En son keşif, bu bilgiye bir katman daha ekleyerek Dünya'nın kutuplarının titrek yollarına ışık tutuyor.
DÜNYANIN ÇEKİRDEĞİNDEKİ SALLANTI
2019'da araştırmacılar Dünya'nın hareketlerinde, kabaca her 8,7 yılda bir meydana gelen başka bir farklı ritim yakaladılar.
Ekip, hem kutup hareketini hem de Dünya'nın dönüş değişikliklerini titizlikle analiz ederek ilgi çekici bir şeyi ortaya çıkardı.
İç çekirdeğin eğimi ve mantoyla hafifçe yanlış hizalanmış ekseni, her 8,5 yılda bir meydana geldiği hesaplanan yalpalamaya neden oluyordu.
Yalnızca 0,17 derecelik eğim, bazı jeodinamik modellerin daha önce varsaydığı 10 derecelik eğimden de uzaktı.
Dahası, veriler çekirdek-manto sınırında daha keskin bir yoğunluk değişimine ve çekirdeğin kendi içinde potansiyel olarak eşit olmayan yoğunluğa işaret ediyordu.
Araştırmacılar bu faktörlerin dış çekirdeğin akışını etkileyebileceğine ve sonuçta Dünya'nın manyetik alanını şekillendirebileceğine inanıyor.
Dünyanın çekirdeği hala örtülü bir alan, ancak bu yeni çalışma karmaşık bulmacanın başka bir parçasını ortaya çıkarıyor.