Münir Özkul, eve gelen üçüncü evlattı. İlk ikisi kız olunca ailenin heyecanı ve düşkünlüğü bir başka oldu. Henüz çocukken, babası kararını vermişti bile. Küçük Münir büyüyecek asker olacaktı. Henüz kundaktan itibaren evdeki adı paşamdı.
Hepimizin Mahmut Hocası: Münir Özkul. Özkul dünyaya veda edeli 6 yıl oldu
Yeşilçam'ın iyilik yüzü, hüznün, öfkenin, masumiyetin ve inancın oyuncusu, güldüren bir meddah, herkesin kendinden bir şeyler bulduğu bir sanatçıydı Münir Özkul... Sadece Hababam Sınıfı öğrencilerinin değil çoğumuzun Mahmut Hocasıydı.
Ancak Münir büyüdükçe, hayatı tanıdıkça, ufku genişledikçe içinde alev alev yanan volkanı bastırmaya çalıştı. Madem ki büyükler onun asker olmasını istiyordu olacaktı. Ama içinde büyüyen sanat aşkı ne olacaktı?
Münir sabah evden okula çıkacakmış gibi hazırlanıyor lakin soluğu ya kütüphanede ya da sinemada alıyordu. Küçük Münir sinema akşamları yatağa yattığında kendini izlediği oyuncuların yerine koyuyordu.Münir Özkul ortaokula bitirip liseye geçtiğinde ise artık ideallerini gizlemiyordu. Varlık nedenini bulmuş, saygı görmek istiyordu. Sahnede olmak için yaratılmıştı. Ya oyuncu olacaktı ya da hiç bir şey yapmayacaktı. Aklında oyuncu olmak düşüncesi varken okul hayatını önemsemedi. Ona kalsa okulu anında bırakırdı ama biricik annesini üzmek istemedi Bir kaç lise değiştirdi ve en son İstanbul Erkek Lisesi'nden mezun oldu. Ardından İstanbul Üniversitesi'ni kazandı ama sanat aşkı öyle ağır bastı ki üniversiteyi yarım bıraktı.
Münir Özkul ilk olarak Bakırköy Halkevi'nde ''Mahcuplar'' adlı komedide amatör bi sanatçı olarak sahneye çıktı. Sahnede, gündelik yaşamında o mahcup, çekingen ve kalabalıklara pek karışmayan Münir gitmiş, yerine sahneye hükmeden, bu çocukta iş var dedirten bir delikanlı gelmişti.