2019 yılında Medyatava'nın sorularını cevaplayan ünlü yazar ve yapımcı Canol Balkaya hayata gözlerini yumdu. Ankara'da vefat eden Balkaya'nın ölüm haberi sosyal medya hesaplarından duyuruldu. Peki, Canol Balkaya kimdir, neden öldü, hastalığı neydi? Yazar ve Yapımcı Canol Balkaya'nın hayatı...
CANOL BALKAYA KİMDİR, NEDEN ÖLDÜ, HASTALIĞI NEYDİ?
Canol Balkaya 2019 yılında Medyatava'ya hayatını şu sözlerle anlatmıştı:
"Muş’ta doğdum, Ankara’da büyüdüm. Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölümü’nden mezun olduktan sonra eğitimime Hollanda Kraliyet Akademisi’nde devam ettim. Ardından, New York Institute of Technology’de sinema yüksek lisansı yaptım. Amerika’da özel ve yerel kanallarda çalıştım. Yurtiçinde ve dışında altmışa yakın festival ve karma sergilere konuk sanatçı olarak davet edildim. Ulusal ve uluslararası pek çok sergi yönettim. Birçok yerli ve yabancı uzun metraj film projesinin yapımcı ve koordinatörlüğünü üstlendim. Kompartıman ikinci kitabım. Ziyaret ettiğim her ülkeden, Albert Camus’nun Yabancı adlı romanını edinmeyi seviyorum. Şu an elimde, farklı dillerden elliye yakın Yabancı var."
Canol Balkaya'nın ölümünü İletişim Yayınları, "Yazarımız Canol Balkaya hayatını kaybetti, çok üzgünüz. Ailesine, okurlarına ve tüm sevenlerine sabır dileriz" sözleriyle duyurdu.
Balkaya, KARAR'da yer alakn habere göre; geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybetti. Ankara'da hayata gözlerini yuman Balkaya'nın cenazesi, yine Ankara'da defnedildi.
YAZAR VE YAPIMCI CANOL BALKAYA'NIN HAYATI
Canol Balkaya'nın, Medyatava'ya verdiği röportajda öne çıkanlar şöyle:
Yurt içinde ve dışında birçok alanda işler yapıyorsunuz. Çoğu yerli ve yabancı uzun metraj film projesinin yapımcılığını ve koordinatörlüğünü üstlendiniz. En keyif aldığınız alan hangisi?
"En bağımsız üretim halinde olabildiğim alanlar. Sinema gerçekten keyifli fakat süreçli ve kollektif bir bilinçle var olabiliyor. Sadece sizin zamanınız, enerjiniz, emeğiniz yetmiyor. Yazı yazmaksa tam aksine sadece kendiniz ve kitapta yarattığınız karakterleriniz var. Kimseye bağımlı değilsiniz, üretim sürecinin her aşamasında sadece kendiniz var. Sanırım yazı yazmak en keyiflisi benim için."
"İkinci kitabın hikayesini bir de sizden dinleyelim?"
"Musa isimli kanser hastası bir adamın çetrefil zamanlardan geçmesine rağmen yaşama aşkını hiç yitirmeyişini ve ömrünün son günlerinde planladığı gibi sevdikleriyle beraber Ankara Ekspresi’ne binip ebedi bir yolculuğa çıkmak istemesini konu alıyor. Vasiyeti üzerine annesi, babası, kız kardeşi, nişanlısı ve en yakın arkadaşı dışında Musa’nın davet ettiği Fikret adında gizemli bir adam da bu yolculuğa eşlik ediyor. “Fikret’in herkesi tanıdığı ama kimsenin Fikret’i tanımadığı” muamma yüklü, seksenlerin kaotik atmosferiyle örülü bu roman. Kompartıman karakterlerin dışında aynı zaman da bir anlatıcısı olan bir roman. Anlatıcının dilini, sözcüklerini seçerken biraz olaylar, biraz da hangi karakteri anlattığı ile pararel ilerledi."