Son dönemlerde hava kirliliği ve esasında artan tütün kullanımı dolayısıyla kanser hastalıkları ayyuka çıkmaya başladı. Kanser hastalıklarında erken teşhis en önemli konulardan bir tanesi olurken, kanser oluşumunun da pek çok farklı belirtisi bulunmaktadır.
Bu belirtiler kanserin en büyük göstericilerinden bir tanesi olurken, işte akciğer kanserinin belirtileri ve akciğer kanserine ilişkin bilinen bilinmeyen tüm detaylar...
AKCİĞER KANSERİNİN BELİRTİLERİ NELERDİR?
Akciğer kanseri, dünyada ve ülkemizde en sinsi ölümcül kanserler arasında yer alıyor. Uzmanlar uzun süren ve karakteri değişen öksürük, kilo kaybı, nefes darlığı, göğüs ağrısı, kanlı balgam gibi belirtilere dikkat çekerken, tedavilerin mutlaka kişiye özel olarak planlanması gerektiği vurgusunu yapıyor. Pekiyi akciğer kanseri açısından en riskli kişiler kimler? Erken tanı için mutlaka bilinmesi gerekenler neler? Göğüs Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Özkan Demirhan açıkladı.
Göğüs Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Özkan Demirhan, öksürüğün sebeplerinin iyi araştırılması gerektiğini ifade ederek, ”Hastalar balgamdan kan gelene kadar öksürüğü önemsemezler. Genelde kan gördüklerinde ciddiye alırlar.
Oysa öksürüğün kalple mi akciğerle mi ilişkili olduğunun araştırılması gerekir. Balgamda kanama veya çok kirli balgam çıkarma da akciğer kanserinin bir başka belirtisi olabilir. Öte yandan akciğer kanseri çok çeşitli klinik belirtiler verebilir ancak en sık görülen belirtileri sıklık sırasına göre şöyle sıralayabiliriz.
Uzun süren ve karakteri değişen öksürük, kilo kaybı, nefes darlığı, göğüs ağrısı, hemoptizi (kanlı balgam çıkarma), kemiklerde lokalize ağrı, ses kısıklığı, parmakların bombeli hale gelmesi (çomaklaşması), ateş, halsizlik, vena cava superior sendromu (VCSS-yüz ve boyunda şişlik oluşur), disfaji (yutma güçlüğü) gibi belirtilerdir.
Ayrıca akciğer kanserinin artışında çevresel faktörlerin günden güne bozulması, hava kirliğinin artması, tütün ve tütün ürünlerinin daha özendirici hale getirilmesi akciğer kanseri oranlarını arttırmaktadır” dedi.
ERKEN TEDBİR HAYAT KURTARIR
Prof. Dr. Özkan Demirhan, erken teşhisin diğer kanser türlerinde olduğu gibi akciğer kanserinde de büyük önem taşıdığına dikkat çekerek, “Akciğer kanserini erken evrede yakalamak için bilinçli ve kişiye uygun checkup yapılması ve bunun da akciğer filmi ve düşük doz akciğer tomografisi ile yapılması gerekir.
Özellikle uzun süredir tütün ve tütün ürünü kullanan 40 yaş üstü kişiler, ailesinde akciğer kanseri hikayesi olanlar düzenli olarak hekim kontrolünde olmak zorundalar. Risk altında oldukları için bu kişilere kesinlikle düşük doz akciğer tomografisi öneririm.
Eğer çok küçük boyutta bir lezyon tespit edilirse genellikle bunu akciğerde nodül olarak tanımlarız, 3 ayda bir veya duruma göre 6 ayda bir akciğeri düşük doz tomografi ile takip ederiz. Ama düşük doz tomografi olması büyük önem taşıyor çünkü hastalar radyasyona maruz kalıyor.
Tomografi ilaçsız çekilse bile hasta radyasyon alır. Erken tanıda bize yol gösteren uluslararası bir formül vardır, bu yöntem yüzde 100 olmasa da bizlere bir fikir vermekte. Filmde patoloji saptandığı zaman sigara içimi ve yaş durumu da göz önünde bulundurulur.
Sıkıntılı durumları erken tespit etmek için PET CT de önerilebilir. Lezyon tanısı için biyopsiye kadar giden bir sürece de gidebilir eğer ameliyata uygunsa mutlaka cerrahi tedavi tercih edilmelidir.” İfadelerini kullandı.
TEDAVİLER TAMAMIYLA KİŞİYE ÖZEL OLMALI
Akciğer kanseri tedavisinde kişiye özel tedavi modelini anlatan Göğüs Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Özkan Demirhan,“ Akciğer kanseri her zaman kişiye özel olmalıdır. Cerrahi tedavi de cerrahi sonrası onkolojik tedaviler de kişiye özel olarak planlanır.
Standart gibi görünse de bu tedaviler, kişiye özel bazı faktörler vardır. Bu faktörleri sıralamak gerekirse; akciğer kanserinin evresi, kanserin hücre tipi (Küçük hücreli akciğer kanserinin cerrahi tedavisi çok çok sınırlıdır), moleküler genetik testlerin durumu, kişinin performansı ( kişinin beslenme şekli ve hayat şartları, kişinin psikolojisi gibi durumlar) şeklindedir.
Son yıllarda tüm cerrahi branşlarda olduğu gibi göğüs cerrahisinde de minimal invaziv (Küçük kesi ile yapılan ameliyatlar) yöntemler tercih edilmektedir. Bunlar videotorakoskopik (VATS) ve robotik (RATS) ameliyatlarıdır.
Ancak burada bilinmesi gereken hangi yöntemle ameliyat edilirse edilsin kanser tedavisinin başarısı, kanseri tamamen temizlemektir. Miniml İnvaziv ameliyatların en büyük avantajı komplikasyonları minimuma indirmesidir.
Öte yandan ameliyat sonrası hasta daha az ağrı hisseder, hastanede kalış süresi azalır. Onkolojik tedavi gerekse bile bu hastaların tedaviye yanıtı daha başarılı oluyor.” dedi.