Wallraff, kılık değiştirip 2 yıl boyunca Türk işçisi “Ali Levent Sinirlioğlu” takma adıyla çalışacak, böylece misafir işçilerin çalışma şartlarını yakından görmüş olacaktı. Siyah bir peruk ve lens taktı. İnsanlara, Türk bir babanın Yunanistan’da büyüyen oğlu olarak Türkçesinin az olduğunu söyleyecekti. Tüm hazırlıklarını tamamladıktan sonra gazeteye ilan verdi: “Sağlam ve yapılı yabancı işçi iş arıyor. Ağır ve pis işlerde çalışırım. Ücret önemli değil.”
Bir Alman gazeteci ortaya çıkardı: 80'lerde Türklere yapılan ayrımcılığın hikayesi
Alman gazeteci Günter Wallraff, 1980'lerde Türkiye'den Almanya'ya göç eden Türklere yapılan muameleyi göstermek için çok zor bir işe soyundu. İş bittiğinde ömrü boyunca çekeceği bir hastalığa da yakalandı. Wallraff, Türklere yapılan ayrımcılığı ortaya çıkardı. Onun yaptığı tam anlamıyla bir gazetecilik idi.
İlk bulduğu iş bir inşaat firmasındaydı. Wallraff o günlerini yazdığı kitapta şöyle anlattı: “Bir inşaat firmasında işe başlıyorum. Bana buyrulan ilk iş, öteki işçilerden farkımı ortaya koyuyor. Öyle ya yerimin neresi olduğunu başından bilmeliyim! Tuvaletler temizlenecekmiş! Görevim işçilerin kullandığı en az 1 haftadır tıkalı olan tuvaletleri temizlemek…"
Dizlerime kadar dışkının içerisindeyim. Şef bağırıyor: “Kovayı küreği al, temizle şurayı fazla sallanma.” İçeride inanılmaz bir koku var, işin sırf eziyet olsun diye verildiği belli. Ustabaşına gidip boruların tıkanık olduğunu, tesisatçıların girmesi gerektiğini söylüyorum.
Bana “Sen işine bak, düşünmeyi eşeklere bıraksan iyi edersin, ne de olsa onların kafaları daha büyüktür” diyor. Pekala! Elimde kova-kürek tuvalet temizlerken girip çıkanlar da oluyor. İki Alman laflıyor: “Hep aynı, bizim tuvaletimizi sizlere temizletiyorlar.”