Kuşadası'nın Gökçealan Mahallesi'nde doğup büyüyen ve askerden geldikten sonra da topraktan ayrılamayan 'Pala Fuat' lakaplı 80 yaşındaki Fuat Özgür hayata gözlerini yumdu. Özgür'ün ölüm haberini sosyal medyada yaptığı paylaşım ile duyuran Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği (EKODOSD) Başkanı Bahattin Sürücü, "Kuşadası’na yarım saat uzaklıktaki Gökçealan köyünde doğan Fuat Özgür, çocukluğu koyunların başına çoban olarak geçmiş. Askerden geldikten sonra köyüne dönmüş.
Aydın'ın simge ismiydi. Toprak benim hayatım demişti. Pala Fuat hayatını kaybetti
Aydın'ın Kuşadası ilçesinde yaşayan şehrin simge ismi Pala Fuat hayatını kaybetti. Pala Fuat, "Toprak benim her şeyim, toprak olmazsa insanlık da olmaz" sözleriyle tanınmıştı.
O dönemlerde köyle Kuşadası arasında yol olmadığından, develerle patika yoldan yük çekmiş. Karşılığını alamayınca işi bırakarak kendi köyüne geri dönmüş. Kendi çabalarıyla, dişiyle tırnağıyla çalışarak kendi toprağını işlemeye başlamış. Fasulye, biber, patlıcan, bamya, domates, karpuz gibi ürünler yetiştirerek, bunları Kuşadası pazarlarında satmış.
Pazarın ilginç karakteri olan Pala Fuat ayağında körüklü çizmesi, başında yağlığı eksik olmazdı. Pala Fuat toprağa olan sevgisini, 'Toprak benim her şeyim, toprak olmazsa insanlıkta olmaz. Toprak benim için canlıdır. Onun içinde böcek yaşar, kurt yaşar. Yediğimiz birçok besini topraktan alırız. Toprak ana gibidir, doğurur her zaman bereket verir. Ama insanlar toprağa zarar veriyorlar, zehirliyorlar onu. Tarım ilaçlarından geçilmez oldu her yer. Bu ilaçlar çok zararlı kurdu, kuşu öldürüyor. Bu ilaçlı sebzeleri yiyenler ne oluyor bilmem artık. Pazarda benim mallara bakanlar biraz pahalı diyorlar. Bunlar ilaçsız, harmanı yok, dermanı çok, elinde fermanı yok diyorum, çoğu inanmıyor. Ama beni tanıyanlar biliyor' diyerek dile getirirdi" ifadelerini kullandı.
Özgür'ün hayatını kaybetmesinden dolayı üzgün olduklarını kaydeden Sürücü, "Pazarın ilginç karakteri olan Pala Fuat ayağında körüklü çizmesi, başında yağlığı eksik olmazdı. 'Efe gibisin dayı' diyen müşterilerine 'önemli olan kıyafet değil, ruhunda olmalı efelik insanın' derdi. İki şeye çok önem verirdi. Toprağa, ürettiği ürüne ilaç atmaz bir de çiftini çubuğunu sürdüğü beygirine çok iyi bakardı. 'Toprak bize mirastır, mirasa sahip çıkıp iyi bakmazsak bize küser, bereket biter.