Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, 1055 gümüş sikkenin Yunanistan'dan teslim alınarak Türkiye'ye geri kazandırıldığını duyurdu. Yunanistan makamlarının tespiti sonucu kaçakçıların elinden kurtarılan ve Türkiye'ye ait olduğu belirlenen Lidya medeniyetine ait 1055 sikke, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy'a Yunanistan'ın başkenti Atina'da teslim edildi.
Ersoy, "Yunanistan’da teslim aldığımız bu eşsiz kültürel mirasımızı bugün vatanımıza getirdik. Bakanlığımızın yoğun çalışmaları ve Yunanistan ile yapılan iş birliği sayesinde tarihin bu kıymetli parçalarını ülkemize geri kazandırdık." açıklamasını yaptı.
Ersoy, "Bu sürecin başarıyla tamamlanmasında gösterdikleri iş birliği için Yunanistan Kültür ve Spor Bakanı Sayın Lina Mendoni’ye ve Atina Nümismatik Müzesi yetkililerine şükranlarımı sunuyorum. Ayrıca, emeği geçen başta Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğümüz olmak üzere tüm ekip arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum. Kültürel miras, insanlığın ortak değeridir. Bu değerlerin korunması ve ait oldukları topraklara dönmesi için çalışmalarımızı kararlılıkla sürdüreceğiz." ifadesini kullandı.
Ardından Bakan Ersoy, Atina Nümizmatik Müzesi'ne geçerek burada Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni ile bir araya geldi.
Burada Yunanistan'ın Kipi Sınır Kapısı'nda Yunan makamlarınca şüphe üzerine yapılan bir aramada bulunan ve Türkiye'ye ait olduğu tespit edilen M.Ö. 7'nci yüzyıldan M.Ö. 5'inci yüzyıla kadar süren tarih aralığında basılmış 1055 sikkenin teslimi için tören düzenlendi.
"AİT OLDUKLARI TOPRAKLARA DÖNÜYOR"
Ersoy, buradaki konuşmasında, "Bu gümüş sikke grubu, tarihte ilk madeni parayı basan Anadolu uygarlığı Lidyalılara ait olan; ayrıca Tarsus, Side, Aspendos ve Soli-Pompeiopolis gibi şehirlerde basılan örnekleri içeriyor ve şimdi bu güzel işbirliği sayesinde ait oldukları topraklara dönüyorlar." dedi.
Bakan Ersoy, Türkiye ve Yunanistan'ın 2013'te "Kültür Varlığının Yasadışı İthali ve İhracının, Transitinin ve Mülkiyet Transferinin Yasaklanması ve Önlenmesine İlişkin" ikili anlaşma imzaladığını hatırlatarak, "Bugün iadesi gerçekleştirilen sikkeler vesilesiyle bu işbirliğinin sonuç verdiğini görmek çok değerlidir ve ülkelerimiz adına ciddi bir kazanımdır. Bunu korumak ve güçlendirmek adına Yunanistan ile daha yakın işbirliği mekanizmaları ve kurumlar arası iletişim kanalları oluşturmak için çalışmaya devam edeceğiz." diye konuştu.
TÜRKİYE İADE TALEBİNDE BULUNDU
Yunanistan'ın Türkiye'ye teslim ettiği 1055 sikkenin, uzmanlar tarafından yapılan inceleme sonucu Anadolu kökenli olduğunun belirlendiğini dile getiren Ersoy, bu bilgiler ışığında Türkiye'nin iade talebinde bulunduğunu belirtti.
Ersoy, UNESCO Sözleşmesi hükümleri ve iki ülke arasındaki ikili anlaşma çerçevesinde yürütülen adli sürecin tamamlanmasıyla sikkelerin Türkiye'ye iade edilmesine karar verildiğini anlattı.
YUNANİSTAN'DAN TÜRKİYE'YE İLK KEZ ESER İADESİ GERÇEKLEŞTİ
Yunanistan'dan Türkiye'ye ilk defa bir eser iadesi gerçekleştiğine dikkati çeken Ersoy, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ülkelerimizin tarih ve medeniyet zenginliğini korunmak adına ortaya koyduğumuz bu güçlü işbirliğiyle çok önemli bir eşiği geçtiğimizi düşünüyorum. Zira, nice medeniyetin köken ve geçiş coğrafyası olan ülkelerimiz, insanlığın binlerce yıllık hafızasını topraklarında muhafaza ediyor ve bizler varisi olduğumuz bu mirası korumak için kültür varlığı kaçakçılığı gibi çok ciddi bir tehditle sürekli mücadele ediyoruz. Tehdit ortak olunca onun üstesinden gelmek için tarafların da ortak bir duruş sergilemesi, bundan ödün vermeden güçlü bir işbirliği halinde olması gerekiyor. Türkiye ve Yunanistan olarak bu farkındalığa sahip olduğumuzu; gerekli adımları atacak irade ve kararlılığı taşıdığımızı bugün burada bir kez daha herkese göstermiş oluyoruz. Bu titiz ve suçla mücadeleye odaklı örnek yaklaşımı bütün pazar ve geçiş ülkelerinden görmek en büyük temennimizdir."
İktidarımızda daima ilkeli davrandık. Bölücü örgütün şehirlerimize ve belediyelerimize çökmesine izin vermedik. Terör özgürlüğün, hukukun demokrasinin düşmanıdır. Demokrasi ile terör hiçbir yerde bir arada bulunmaz. Sen seçil ama belediyeyi Kandil'den biz yönetelim anlayışına en küçük müsahamız yoktur. Sayın Özel ve CHP bu yalın gerçeği görmek istemiyor. Geçici görevlendirme yapılan şehirlerimizde olan budur. Bu kurallar yok sayıldı. Devlet önlem alınca birileri istismara başladı. Biz kendi kabahatini devlete yıkma peşinde olanlara eyvallah demeyiz. Sandıkta milletten alan yetkiyi millete hizmet için kullananlarla sorunumuz yok. Kurallara uyanlarla sorunumuz yok. Terör baronlarınla boyun eğmeyenlerle sorunumuz yok. Belediyeleri bölücü örgütün arpalına çevirmeyenlerle sorunumuz yok, ama bunları yapanlarla sorunumuz olacaktır.
Bölgemizde kritik gelişmeler yaşanırken Türkiye'nin kılına zarar gelmemesi için hassas adımlar atıyoruz. 910 km uzunluğunda sınırımız olan Suriye ile hep yakından ilgilendik. Bir avuç ülke dışında dünyanın sırtını döndüğü Suriye'yi kaderine terk etmedik. Suriye halkını biz bu topraklarda misafir ettik. CHP "gelir gelmez sizi tekrar Suriye'ye süreceğiz" derken ben onlar bizim misafirimizdir, ensar olarak görevimizi yapacağız dedik. Son asrın en çetin sınavını vermeyi başardık, ey batı siz ne yaptınız. Siz böyle bir kapı açmadınız ama biz açtık. Bizim kültürümüzde ensar olmak farklı bir şey. 61 yıllık karanlığın ardından Suriye'de özgürlüğün şafağı sökmeye başladı. Suriye halkı geleceğine artık daha güvenle bakıyor. CHP dikkat et, biz bu kardeşlerimizi kovmadık. Arzu eden gönüllü olarak evine dönebilir dedik. Suriyeli kardeşlerimiz özgürlük coşkusunu paylaşırken dualarında bizi ve milletimizi unutuyor. Bizi eleştirenler bugün bize hak veriyor. Zalimin karşısında mazlumun yanında durarak tarihin de doğru tarafında biz yer aldık. Başka konularda da zaman bizi haklı çıkaracaktır.
Mazlumun yanında saf tuttukça rabbim de milletimizin önünü açacaktır. Onlar her türlü tuzağı yapabilir. Tuzakların üzerinde bir tuzak vardır ki o da Allah'ın tuzağıdır. Onun üzerinde yok.
Muhalefetin çapını görmek için Suriye'deki gelişmelere bakmak bile yeterli. Kendi küçük dünyalarının ötesinde neler yaşandığından haberleri yok. Bölgemizde olup bitenleri takip etmiyorlar. Belediye rantlarına öyle kaptırmışlar ki kendilerini kıyamet kopsa haberleri olmaz. Esad'ın kaçtığı saatte genel başkanları devrik rejim ile görüşme çağrısı yapıyor. CHP'den tutarlı mantıklı hiçbir açıklama gelmedi. CHP, Şam'daki dostlarını bir gecede kaybetmenin şokunu atlatamadı. Özel'in ne dediği zaten belli değil. Kulağına ne fısıldanırsa önüne ne gelirse onu yorum diye paylaşıyor. Anlaşılıyor ki akıl verecek yetkin bir isim de yok. CHP'de başkanlar değişse de cehalet, iş bilmezlik varlığını devam ettiriyor. CHP seçmeni bay Kemal'i arar hale geldi. Bunların cilaları daha da dökülecek, foyaları daha da ortaya çıkacak, kurdukları her cümlede makyajları dökülecek.