2011 yılında gerçekleşen tsunami felaketinden sonra hasar gören Fukuşima'daki nükleer santralde sızıntı meydana gelmiş ve radyoaktif sular oradaki dev tanklarda depolanmaya başlamıştı.
Aradan 12 yıl geçti ve santral bölgesinde bulunan su depolama tankları yavaş yavaş dolmaya başladı.
Yetkililer artık su depolayacak alan kalmadığını belirtirken, yaklaşık 1 milyon tondan fazla radyoaktif suyun okyanusa boşalttı.
Hükümet, su tahliyesinin muhtemelen 30 yıllık bir süre içinde tamamlanmasını bekliyor. Tahliye kapsamında su, oldukça küçük miktarlarda okyanusa boşaltılacak.
Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı, temmuz ayında hükümetin planının ajansın güvenlik standartlarını karşıladığını ve arıtılmış suyun serbest bırakılmasının insanlar için ciddi bir sağlık tehdidi oluşturmasının muhtemel olmadığını söylemişti.
Ancak bazı bilim insanları, Japon hükümetinin ve tesisi işleten şirket Tokyo Electric Power'ın, tutma tanklarında hangi radyoaktif maddelerin kalabileceği konusunda yeterince açık sözlü olmadığını söylüyor.
Japonya'daki balıkçı grupları ve Güney Kore halkının büyük bir kesimi de suyun okyanusa boşaltılmasına karşı çıkıyor.
Başbakan Kishida, Tokyo'da Japon balıkçılık endüstrisinin liderleriyle bir araya gelerek, balıkçıların suyun akıtıldıktan sonra geçimlerini sağlamaya devam edebilmelerini sağlayacağına söz verdi.
Başbakan Canlı Yayında Deniz Ürünlerini Yedi
Japonya Başbakanı Fumio Kishida ve bazı bakanlar, enerji santralinden okyanusa arıtılmış su boşaltılan Fukuşima bölgesinden gelen balık ve deniz ürünlerini yedi.
Japonya'dan gelen görüntüler Türkiye'de yıllarca tartışılan görüntüyü tekrar gündeme getirdi. Dönemin Sanayi Bakanı Cahit Aral Çernobil'deki nükleer santral patlamasından sonra radyasyondan etkilenen Karadeniz bölgesindeki çayı canlı yayında içmişti.
Bakan Aral'ın, halka "içiniz rahat olsun" mesajı vermek için kameralar önünde çay içmesi aylarca tartışılmıştı.