Kış mevsiminin gelmesiyle yaşanan ani hava değişiklikleri, solunum yolu hastalıklarında büyük artışa sebep oluyor. Özellikle influenza ve Covid vakalarındaki artışlara karşı uzmanlar uyarıyor.
Bu mevsimlerin hastalıkların en yaygın olduğu dönemler olduğunu belirten Uzm. Dr. Aslı Azakoğlu Karaca influenza, adenovirüs, RSV ve yeni koronavirüs varyantı Eris’e dikkat çekti:
“İnfluenza, kişiden kişiye doğrudan solunum yoluyla geçen veya ortamda bulunan damlacık şeklindeki partiküllerin solunması ile de yayılabilen son derece bulaşıcı bir hastalıktır.
Adenovirüs enfeksiyonları ise, genellikle influenza virüsleri gibi temas yoluyla kişiden kişiye bulaşan, ancak genellikle gözleri veya üst ya da alt solunum yollarını etkileyen bir virüstür. Hafif veya şiddetli hastalıklara neden olabilen adenovirüs enfeksiyonları genel olarak soğuk algınlığı, kırmızı göz, zatürre ve akut bronşit gibi durumlarla da kendini gösterebilir.
RSV (Respiratuvar Sinsityal Virüs) ye gelecek olursak; ateş, burun akıntısı, öksürük, kırgınlık gibi soğuk algınlığı semptomlarıyla ortaya çıkan RSV, ciddi solunum yolu hastalıklarına da neden olabilir. Özellikle okulların açıldığı döneme denk gelen Kasım ve Mart ayları arasında yayılan RSV salgını, çocuklarda zatürre, orta kulak iltihabı ve üst solunum yolu enfeksiyonuna yol açabilir.
Yeni koronavirüs yani Eris varyantı, Omicron varyantının bir alt türüdür. Virüs insanlar arasında yayılırken zamanla mutasyona uğrar ve bu mutasyonlar virüsün davranışını, özelliklerini değiştirmektedir. Tüm bu virüsleri ayırt etmek için iyi bir anamnez ve fizik muayene şart olup, yapılacak viral antijen testleri ile tanı netleşir. Tedavide ise genelde antiviral ilaçlar önerilse de genelde şikâyetlere yönelik, semptomatik tedavi uygulanır.”
NASIL TEDBİR ALINMALI?
Tedbir amaçlı olarak aşağıdaki hususlara dikkat etmenin önemine de değinen Uzm. Dr. Aslı Azakoğlu Karaca, “Kalabalık ortamlarda (okullar, etüt merkezleri, spor salonları, toplu taşımalar gibi…) kişilerin eşyaları ortak kullanması engellenmelidir, tuvaletlerde kâğıt havlu kullanılmalı ve bekletmeden atılmalıdır, sınıflar ve kapalı ortamlar sık sık havalandırılmalı, kişilerin yakın teması önlenmelidir. Yuvalardaki oyuncaklar ve diğer kullanılan malzemeler sık sık yıkanmalı ve dezenfekte edilmelidir, ayrıca duvarlara hatırlatıcı hijyen kuralları asılmalıdır. Hasta kişiler evde istirahat etmeli bir süre toplumdan izole durmalıdır” dedi.
GEREKSİZ İLAÇ TÜKETİMİNE DİKKAT!
Dr. Aslı Azakoğlu Karaca, tüm bu viral hastalıkların yanında koenfeksiyon denilen bakteriyel enfeksiyonların da tabloya ilave olduğunda durumun çok daha ciddi bir hal alabileceğine dikkat çekti: “İşte o zaman zatürre gibi daha ağır seyreden ve kalıcı hasar bırakabilen tabloların görülmesi kaçınılmaz olacaktır. Şikayetlerinizin yoğunluğu ve genel sağlık durumunuza göre hekime başvurma sürenizi geciktirmemeniz önem arz eder" diyor.
Karaca, "Gerekli tetkikleri yaptırın ve unutmayın, fizik muayene en önemlisidir. Bir puzzle ya da yapbozun parçaları gibi düşünebilirsiniz. Fizik muayene, laboratuvar testleri, boğaz kültürü, kan vb… görüntüleme işlemleri sonucunda hekiminiz size detaylı bilgi verecek ve gerekli tedaviye başlayacaktır. Bazen fizik muayene tedaviyi düzenlemek için yeterli olabilir ve başka tetkik gerekmez, bazen de elde veri yoktur ama semptomlar üzerinden tedaviye başlanır. Yani semptomatik tedavi dediğimiz şikayetleri hafifletmeye yönelik tedavi desteklenirse hastalık daha rahat ve konforlu bir süreçte atlatılır" diyor.
Karaca, "Biliyoruz ki, hastalık yok, hasta vardır. Yani hepimizde aynı virüs farklı şikâyetlere yol açabilir. O yüzden standart bir tedavi ve gereksiz ilaç tüketimi uygun değildir. Yani herkese her ilaç verilmez, o yüzden hekim önerisi ile akılcı ilaç kullanımı önemlidir ve gereksiz antibiyotik alımını engelleyecektir. Biliyoruz ki antibiyotikler çok önemlidir, ancak gereksiz kullanımları yarardan ziyade başta bağırsak floramız olmak üzere vücudumuza ciddi zarar verir ve bu zararın onarımı epey zaman alır. Mutlaka antibiyotikleri hekim önerisi ile kullanmalıyız.”
KORUNMAK İÇİN NE YAPILMALI?
Bağışıklığı güçlü tutmak ve aşıların bu hastalıklardan korunmada en etkili yollar olduğuna vurgu yapan Uzm. Dr. Aslı Azakoğlu Karaca, “Her zaman hijyen kuralarına dikkat etmek, özellikle D vitamininin az olduğu kış sürecinde bağışıklığı güçlü tutmak adına önemlidir" dedi.
Karaca, "Elleri yıkamak, ağız hijyeninin iyi olması, ortamı havalandırmak, bol su tüketmek, egzersiz yaparak bağışıklığı ayakta tutmak, uyku düzenimizin olması, sağlıklı beslenme alışkanlıklarını sürdürmek sağlıklı olma hali için yapılabilecek en güzel rutinlerdir. Tabi besin takviyelerini de unutmamak gerekir. Genelde her zaman doğal yoldan vitamin ve minerallerin alınması ilk öneridir, ancak bağırsak hasarı nedeniyle emilim bozulmuşsa, işte o zaman mutlak eksikliği olan vitamin ve minerallerin desteklenmesi mühimdir" dedi.
Karaca, "İnfluenza ve diğer viral bulaşıcı hastalıklardan korunmada en etkin yol tabi ki önerilen aşıların uygun yaş ve gruplara uygulanmasıdır. Mutlaka risk grubu içindeyseniz ve hekiminiz size aşı olmayı önermişse bu uyarıyı dinleyin ve korunma amaçlı etkenle karşılaşmadan aşınızı yaptırın” dedi.