Ülkenin en sevilen dizilerinden olan Kurtlar Vadisi'nin efsane karakteri Süleyman Çakır, ölümünün üzerinden 20 geçse de unutulmadı. 20. ölüm yıldönümünde Oktay Kaynarca da dahil binlerce kişi İstanbul'un Sefiri'ni andı.
Süleyman Çakır ölüm yıl dönümü nedeniyle sosyal medyada gündem oldu.
Kurtlar Vadisi'nde Çakır lakaplı mafya babası Süleyman Çakır, 8 Nisan tarihinde hayatını kaybederek 45. bölümde diziye veda etse de dizinin en efsane karakteri olmaya devam etti.
Çakır, X'te #SüleymanÇakır hashtagiyle gündem oldu.
Oktay Kaynarca ise her sene olduğu gibi bu sene de efsane karakteri andı.
SÜLEYMAN ÇAKIR KİMDİR?
Süleyman Çakır 1964 yılında doğar. Küçük yaştayken cami avlusunda babasının vurulduğuna şahit olur. Babasının vefatından sonra annesinin yaptığı nohut pilavı satarak hem kız kardeşi Derya'ya hem de annesi Emine Çakır'a bakar. Satış yaptığı bir gün kız kardeşine zor kullanan bir zabıtayı öldürür. Hapse girince annesi ve kız kardeşine bakacak kimse kalmaz. Çakır, hapiste Duran Emmi ile tanışınca Duran Emmi ona ve ailesine kol kanat gerer. Süleyman Çakır, Duran Emmi aracılığıyla mafyaya girer ve namı büyük bir kabadayı olur. Çakır, armatör Laz Ziya'nın kızı Nesrin Yılmaz ile evlenir ve iki çocuğu olur.
SÜLEYMAN ÇAKIR NEDEN ÖLDÜ?
Zararlı maddeye savaş açan ve İstanbul'da bir konferansta Baron'a suikast düzenlenleyen Süleyman Çakır, Kurtlar Konseyi'nin hedefi haline gelir. Baron Mehmet Karahanlı, Testere Necmi'den Cerrahpaşalı Halit'in Süleyman Çakır'ı öldürmesini ister. Halit tarafından pusuya düşürülerek ağır yaralanan Süleyman Çakır, tüm müdahalelere rağmen 8 Nisan 2004'te tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybeder.
EN SEVİLEN SÜLEYMAN ÇAKIR REPLİKLERİ
-Ne güzel İstanbul be!
-Dostun dostumdur düşmanın düşmanım.
-İstanbul'un Sefiri benim!
-Yürü be Hekimoğlu, ölümden öte köy mü var?
-Buralara gelmek hiç kolay olmadı Can Polat.
-Ölenin arkasından ağlama ki sen öldükten sonra arkandan ağlayan bırakma.
-Kim ne oluyorsa Allah mübarek etsin dayı. Azdan az çoktan çok gider.
-O bileğini bükerler reis boynumuz bükülmesin de bileğimizin bükülmesi önemli değil.
-Her şeyin, zamanı var; yaşamanın, sevmenin, hatta ölmenin bile...
-Benim vermediğimi sen alamazsın.
-Kabadayı'nın yumuşak bir yeri olursa, namı büyük ömrü kısa olur.
-Silahımız da yüreğimiz de bir olsun.
-Bardak zaten dolu, damlayana yazık olacak.
-Ya yanımda dur, ya ardımda ama karşımda durma karşımda durunca göremiyorum önümü kapatıyorsun.
-Bizim bir adımız var, ezanla kondu selayla silinir biz iki günlük adamlara isim sildirmeyiz.
-Paranı kaybedersen geri kazanırsın gücünü kaybedersen geri alırsın namını kaybedersen her şeyini kaybedersin.
-Kimse benden çalamaz.
-Geldiğim yerlere planlarla gelmedim vura vura, kıra kıra, yıka yıka, yıkıla yıkıla ama tek gün bile yarın ne olacak demeden yani bileğimin hakkıyla.
-Benim bu alemdeki raconum; belimdeki silahı çektikten sonra, mermim bitene kadar yerine koymamaktır.
-Biz racon bilen adamız racona göre yaşarız karşımızda da racon görmek isteriz raconumuza para gibi pis şeyler halel getiremez.
-Geçmişini unutan geleceğini bulamaz...
-Yaşamak için yalvarmadık, ölmek için de yalvarmayız!
-Bizim hedefimiz belli: Mafya kalmayana kadar devlet, mafya bittikten sonra Mehmet.
-Böyle adamlar ölümden kaçmaz ölümle yaşar...
-Bir yerde küçük insanların büyük gölgeleri oluşuyorsa orada güneş batıyor demektir.