Zeki Müren’i ilk kim keşfetti? Müjdat Gezen o bilgiyi verdi

Usta sanatçı Müjdat Gezen, "sanat güneşi" Zeki Müren'in keşfedilme hikayesini kaleme aldı. İşte Müjdat Gezen'in verdiği o bilgiler...

Google Haberlere Abone ol
Zeki Müren’i ilk kim keşfetti? Müjdat Gezen o bilgiyi verdi

Sanatçı Müjdat Gezen, Zeki Müren'in keşfedilme hikayesini Cumhuriyet gazetesindeki köşesinde anlattı.

"Bazı rastlantılar insanın hayatını değiştirir. Şimdi anlatacağım hikâye tam da böyledir" diyen Gezen şu ifadeleri kullandı:

"Yıl 1950’lerin başı. Beyoğlu Mis Sokak. İstanbul’un tanınmış ailelerinden birinin oğlu olan Hüsnü Tatari bir kahvehanede çay içerken yoldan elinde küçük köpeği ve koltuğunun altında nota kâğıtlarıyla bir genç geçiyor.

Hüsnü gence yaklaşarak “Köpeğinizi sevebilir miyim?” diyor. Konuşmaya başlıyorlar. Genç henüz 19-20 yaşlarında. Güzel Sanatlar Akademisi öğrencisi olduğunu, müzik dersleri aldığını söylüyor. Notre Dame de Sion Kız Lisesi’nin hemen arkasındaki sokakta oturuyormuş.

Hüsnü, “Ben sizi bırakayım” diyerek az ötede park etmiş olan arabasına alıyor genci. Yolda konuşuyorlar. Devrin en büyük bestecilerinden ve klarnet üstadı Şükrü Tunar’ı tanıyor Hüsnü. Eve giriyorlar. Hüsnü Şükrü Bey’e telefon ediyor. “Gelin bana” diyor Şükrü Tunar. Gidiyorlar Tunar’ın evine. Sesine hayran kalıyor üstat. “Yeni bir beste yaptım, sen bunu plağa oku” diyor.

PLAKÇIYA GİDİLİYOR

Yeşilköy plak fabrikasında şarkı plağa okunuyor. Bir anda bomba gibi patlıyor gencin sesi. Hüsnü ve o genç yakın dost oluyorlar. Birlikte İtalya seyahati, geziler, yakın bir dostluk. Genç şarkıcı İstanbul Radyosu sınavını da kazanıyor ve o sıralar hep canlı yayın var. Devrin ünlü sanatçısı Perihan Altındağ Sözeri o gün hastalanıyor. Şükrü Tunar diyor ki: “Bir genç var, benim bestemi de okudu. Onu çağıralım.” O genç geliyor. İlk radyo canlı yayını. Dinleyenler bu sese hayran kalıyorlar.

"RASTLANTILAR ÖNEMLİDİR"

Bazen rastlantılar insan hayatında işte bu kadar önemlidir. Ama her zaman değil. Bazen... Şansı açılıyor gencin ve çok çok ama çok ilerliyor. Adı artık gazino neonlarının en başındadır. Ayrıca diğer sanatçılardan en az on kat büyük yazılmaktadır. Eğer o gün o sokaktan o genç geçmeseydi, Hüsnü Tatari onu görmeseydi belki o genç yine ünlü olacaktı, orasını bilemeyiz ama Zeki Müren olur muydu bilemeyiz. Bu hikâyeyi başka yerde bulamazsınız. Bana birinci ağızdan Ateşböceği Ercan anlattı.

Ona da Hüsnü Tatari ve Şükrü Tunar anlatmışlar. Rastlantılar bazen böyle sonuçlar getirebilir. Ama hayat salt rastlantılara bırakılamayacak kadar ciddidir."

 

Sıradaki Haber İçin Sürükleyin