Bir derginin konuğu olan Sam, Müziğe, albümlerin yapım sürecine, bazı konserlere dair hikâyelerini kaleme alacağı bir kitap yazacağını da müjdelerken “Benim hayatımda hep odaklandığım yer hikâyeler oldu. Yaşadığım her sıkıntılı, travmalı hatıra hikâyeye dönüştü ve iyileşti. Esas mesele bir hikâye anlatıcısı olmak,” şeklinde konuşuyor. Şevval Sam’ın, 30 yıllık sanat hayatı hakkında merak edilenleri içtenlikle cevapladığı söyleşinin tamamı, Milliyet Sanat’ın Ağustos 2024 sayısında!
Seyirci karşısına ilk kez, unutulmaz “Süper Baba” dizisinin Deniz öğretmeni olarak çıkan Şevval Sam, sanatla dolu dolu, her dönemi bir öncekinden öğrendikleriyle inşa edilerek, her daim seyircinin saf sevgisiyle kucaklanarak geçen 30 yılın kutlamasını Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Sahnesi’nde 5 bin mendilin sallandığı devasa bir konserle yaptı.
“Hiç kariyer peşinde koşmadım”
Geçen 30 yıla baktığında özündeki Şevval’in çekirdeğinin hep aynı kaldığını, bunu korumak ve deforme olmadan gelişmek için büyük çaba sarf ettiğini söyleyen başarılı sanatçı “Eskiden daha fazla savunma mekanizmalarım, korkularım, eksikliklerim vardı. Güç ihtiyacım vardı ve gücümü kendimi geliştirmekle kazandığımı gördükçe, öğrendikçe, birtakım şeyleri daha iyi bilmeye ve yapmaya başladıkça kendi varlığımın gücüne ulaştığımı gördüm. 30. yıl da benim için biraz bunun kutlaması oldu,” diye anlatıyor.
“Ben hiç kariyer peşinde koşmadım,” diyen Şevval Sam yolculuğunu, “Daha anarşist ruhlu olduğum için, bana kurallar dayatıldıkça o kuralları nasıl kıracağımı ve kendi inandıklarımı nasıl hayata geçirebileceğimi düşündüm. Hata yapmaktan korkmadan, çünkü kaçarım yok, herkesin gözünün önündeyim, oradan ne öğrendiysem bir sonraki aşamada onu neye dönüştürebilirim diye çalıştım,” sözleriyle özetliyor.
“15 sene öncekinden daha güzel hissediyorum
”“İnsanın içindeki enerji yüzüne yansıyor,” diyen Sam “Tatlı bir muhabbet kuran, içi boş olmayan, demlenmiş, bir hikâyesi olan biriyle bir araya geldiğin zaman beş dakika sonra güzellik devre dışı kalıyor. 15 sene önceki fotoğraflarıma bak, suratımda bir çiğlik var, ifademde bir eksiklik var. Bugün kendimi daha güzel hissediyorum,” diye devam ediyor ve ekliyor: “Ama zaten hiçbir zaman güzelliği servis eden biri olmadım.”
“Müzik bana verilmiş hediye”
Dostoyevski’nin “Sadece insana dair bir beceriksizliktir yaşayamamak, yoksa serçenin damdan düştüğü, balığın boğulduğu görülmüş müdür?” sözünün kendisini çok etkilediğini söyleyen Şevval Sam “Ben de yaşamayı becermeye çalışan biriyim insan olarak ama müzik bana verilmiş hediye,” diyor ve “Benim şarkı söyleme hâlim kuşların uçması kadar doğal bir şey,” diye ekliyor.