Medyatava'nın YouTube kanalı "Medyatava TV"ye özel röportaj veren Gökçe çok özel açıklamalarda bulundu. Gizem Ertürk'ün sorularına samimi yanıtlar veren Gökçe, müzik piyasasının geldiği son noktayı da kendine has ifadelerle değerlendirdi.
Bozulmakta olan, yıpranmış, uzamış toksik bir ilişkiyi anlattığı yeni çalışması "Öptüm Bi Kere" de ünlü prodüktör Genco Arı ile çalışan Gökçe; "Çok sevdi şarkıyı. O bir şeye heyecanlandığı zaman hiç uyumaz ama hemen sabahına sürpriz yaptı hemen gönderdi" ifadelerini kullandı.
"KENDİ ŞARKINI YAPMIYORSAN TARZIN OLMAZ"
Solistlikte kendine ait beste yapmanın önemini vurgulayan sanatçı; “Bir de sen beste satın alan biri değilsen her zaman kendi tarzın vardır. Mesela bir şarkı duyarsın bu onun tarzı dersin. Çünkü kendisi yapıyor, sağdan soldan şarkı satın alanların bir tarzı olmaz” diye konuştu.
Son şarkısı Öptüm Bi' Kere'nin hikayesini anlatan Gökçe'nin MedyaTava TV'ye yaptığı açıklamalardan satır başları şöyle:
"Benim yıllar önce yaptığım bir şarkıydı. O zaman canım çıkarmak istememişti. Yani ben bu dönem böyle bir tarz tutuyor onu yapayım diyen biri değilim. Canım ne isterse onu yapıyorum.
Kendime karşı çok acımasızım. Tüm yaptığım şarkılar için hepsi benim bebeklerim diye bir algım yoktur. Beğenmediysem hemen silip yok ederim. Bu şarkının enerjisini çok sevdik. Senelerdir hep acıklı şarkı çıkıyor. Ölüm, aşk acısı… Hep böyle arabesk bir sound var. O tuttuğu için herkes böyle şarkı çıkarıyor. Bayadır değişik, eğlenceli bir şarkı yok.
Bir tane albümüm var adı Matruşka adında, ben de tam olarak öyleyim. İçimde bir sürü kadın var. Bu renklilik müziğime de yansıyor. Sadece rock yapsaydım çok sıkılırdım. Sadece pop da sevdiğim bir şey değil. Balkan da değil zaten Türkiye’de Avrupa’da olduğu kadar sevilmiyor. Ben hepsinden minik minik koymayı seviyorum.
Müzisyen olmak günümüzde çok zor. Star ol ya da olma herkes büyük bir mücadele veriyor. Besteyi yapmak en kolayı. Yeteneğin varsa yaparsın ama her hafta 1000’in üzerinde şarkı çıkıyor. O şarkıların içinde kendi sesini duyurabilmek çok yorucu.
70'LERDE OLSAM YEŞİLÇAM YILDIZDIYDIM
Mesela ben 70’li yıllarda çıkmış olsaydım Yeşilçam yıldızıydım. O 70’ler, 80’ler,90’larda hakikatten güzel bir şey çıkardığın zaman değer görüyordun.
90’larda mesela şu an çıksa kimsenin yüzüne bakmayacağı bir sürü şarkı var. Ne kadar şanslılar… Biraz da kırgın olduğum bir şey bu açıkçası, 90’lar sanatçısı olup -içlerinde benim de çok sevdiğim arkadaşlarım var- ama tüm festivallerde 90’lar şarkılarının çalıyor olması 2024 yılında çok büyük bir haksızlık olduğunu düşünüyorum. İnsanlar çok takılı kaldı. 2000’lerin başında da çok güzel şarkılar çıktı. DJ’ler de hep onları çalmak zorunda gibi hissediyor. Sen 90’lardaki gibi şarkı yaptığında da eski tip diyorlar. Böyle garip bir durum var. Biz nasıl ilerleyeceğiz peki?
BESK POP DENEN TÜR YÜZÜNDEN İNSANLAR GEÇMİŞE DÖNDÜ
Türkiye’de pop hala kısır döngüde, arabesk pop yani besk pop denen bir tür çıktı. Kenan Doğulu’nun “ne yaparsan yap aşk ile yap” gibi naif pop şarkıları çıkmıyor insanlar bu yüzden eskileri özlüyor.
Ben 70’lere tapıyorum. Bu yüzden de Tanju Okan gibi şarkıları tiyatral yorumladığım bir albüm hayalim var. Konsept olmadığı sürece albüm yapmak istemiyorum.
"7'DEN 77'YE BÜYÜK BİR TRAVMA YAŞAYACAĞIZ"
Lülü ve Fadik adında bir kedi ve bir de köpeği bulunan sanatçı; sokak hayvanlarını katletmenin önünü açan yasa tasarısına dair şöyle konuştu. "Öldüremezsin. Yasayı asla tasvip etmiyorum. Böyle bir şey olduğu takdirde 7’den 77’ye büyük bir travma yaşayacağız. Özrü yok. Dünyanın neresinde olursa olsun. Amerika’da mesela barınakların 80’i dolduğu zaman sahiplenilmediyse uyuturlar. Tabii onların barınakları da var. Koca koca araziler bir sürü yeşil alan var bizde de bu kadar zor muydu barınak yapmak? Bir sürü işsiz insan var, onlara bir iş kapısı da olurdu. Çok mu zor günde iki kere mama vermek? Zaten kısırlaştırılsalardı sayısı da çok az olurdu. 4 milyon evsiz köpek var… O kadar hayvanı toplayabilecek bir alanımız yok? İnsanlar acaba öldürmeyeceklerini mi zannediyor? Bu kadar kötü olamazlar diye mi düşünüyorlar? Lütfen bu kadar kötü olmasınlar…"
-