Narin davasında ikinci duruşmada savcı mütalaası okundu. Savcı, ailenin organize hareket edip, iştirak halinde Narin’i öldürdüğünü savundu. Mütalaada anne Yüksel Güran, ağabey Enes Güran, amca Salim Güran ile itirafçı Nevzat Bahtiyar’ın ağırlaştırılmış müebbet hapsi istendi, “İyi hal indirimi uygulanmasın.” denildi. Savcının taleplerinin ardından mahkeme salonu karıştı. İşte detaylar...
Baba Arif Güran mahkemede ağlayarak ifade verdi. Güran şunları söyledi...
Olay günü Batman’daydım. Sabah 08.30 gibi evden çıkıp davetiye dağıtmaya gittim. Akşamüstü beni komşum aradı, 'Neredesin?' dedi. 'Hayırdır?' dedim. 'Yok, sormak istedim' dedi. 'Bismil’deyim' dedim. Sonra, 'Narin gözükmüyor ama endişelenecek bir şey yok' dedi. Bu saatte Narin nasıl kaybolur dedim. Sonra bir telefon daha geldi, 'Narin kayıp' dediler. Ben oradan eve gelene kadar 3-4 kez kaza yapıyorduk.
Kızım benim için çok önemliydi. 5 oğlum vardı ama Narin benim için farklıydı. Annesi için de öyleydi. Eğer ben Narin’e ne kadar önem gösterdiysem, annesi bin kat daha fazla göstermiştir.
Burada şu an bir anneyi evladıyla sınıyorlar. Hem evladını aldılar hem sınıyorlar. Bunu yüce Allah biliyor. Ben 22 yıllık eşimi tanırım.
Biz köye yetiştik. Jandarma geldi, Allah razı olsun, köpekler geldi. Ben bir süre kendimden geçtim. 'Bu insanlar hepsi buradaysa benim kızımın başına bir şey gelmiştir' dedim. Herkese bağırdım, 'Ne oluyor?' diye. 'Narin gözükmüyor' dediler. 'Neden duruyorsunuz?' dedim, 'Herkes aramaya katılsın.'
O gece hiç durmadık. Köpek kanala, mısırın oraya nereye vurursa, ben oralara baktım. 20-30 genç ile mısırın içine girdik. Osman, Enes, Muhammed, oğullarım da oradaydı. Köydeki başıboş köpekler mi acaba kızıma saldırdı bile diye düşündüm.
Keşke ben bu dakikalarda ölsem. Mısırın içerisinde bir koştuk, 3-4 tur gidip geldik.
Gece saatlerinde Memorial Hastanesi’ne gittik. (Kaza yaptığı söylenen küçük kız çocuğu ile ilgili olarak.) Benim telefonumu her yere paylaşmışlar. Telefonum çalmaya başladı, sürekli arıyorlardı. Öyle bir hal aldı ki artık telefonuma cevap veremez hale geldim.
Sürekli ihbar geliyordu, 'Kızın benimle' diyenler bile oldu. Hatta bana çocuk sesi dinleten insanlar bile oldu.
Jandarma bana kimle sorunum olmadığını sordu. Nevzat’ın olayını anlattım. Bana '50 bin TL için adam öldürmez' dediler. Ben de 'Size bildiğim her şeyi anlattım, başka husumetim yok' dedim.