Dün aslında Türkiye'de gazetecilik yapmaya çalışanlar için son derece normal, ancak 'gazetecilik' için son derece anormal bir olay yaşandı. Ankara'da gazeteci denince akla ilk gelen isimlerden biri olan, mesleği başarılarla dolu, yıllardır yaptığı işte bir ufak siyah noktası olmayan bir usta gazeteci yazdığı yazı nedeniyle önce gözaltına alındı, daha sonra da tutuklandı.
Evet; Tolga Şardan dün yazdığı bir yazı nedeniyle, gazetecilik görevini ifa ederken yazdığı bir makale nedeniyle tutuklandı. Tolga Şardan "Halkı Yanıltıcı Bilgiyi alenen Yayma" suçundan çıktı hakim karşısına.
31 Ekim 2023 günü yayınlanan "MİT'in Cumhurbaşkanlığı'na sunduğu yargı raporunda neler var?" başlıklı yazı; içerisinde "Halkı Yanıltıcı Bilgiyi Alenen Yayma" suçunun unsurlarını oluşturacak nitelikte söz ve beyanlar bulunduğu için Tolga Şardan tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Önce şunu eksiksiz söylemek gerek. Tolga Şardan; basın camiasında, özellikle şu andaki basın camiasında üzerinde toplu iğne kadar siyah nokta olmayan, tecrübeli, deneyimli usta bir gazetecidir. Bu saydıklarım içinde üzerinde tartışılabilecek bir nokta yok.
Kendisi de söylüyor; "35 yıldır Türkiye Cumhuriyeti'nin yargı ve güvenlik bürokrasisini yakından takip eden bir gazeteci olarak hangi konuların suç teşkil edeceğini, hangi konuların suç teşkil etmeyeceğini bilecek tecrübeye sahibim."
Devam edelim. Bir gazeteci "halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma" suçu işlediği için tutuklandı. Peki; kabul edelim Tolga Şardan yalan haber yaptı.
Her yalan haber yapan hapse mi atılacak?
Bu ülkede Gezi Direnişi döneminde uydurulan bir Kabataş yalanını "halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma" suçunu işleyerek vatandaşa aktaran gazeteciler, Elif Çakır, Abdulkadir Selvi, Balçiçek İlter, İsmet Berkan tutuklandı mı?
Veya "Camide içki içtiler" haberini yapan gazeteciler(!) hapse mi atıldı.
Tolga Şardan; doğruluğuna emin olmadan hiçbir haberin altına imza atmaz. Bir yazı yazmış; buna itiraz edebilirsiniz, tekzip gönderebilirsiniz, dava açabilirsiniz. Ancak 35 yıldır onurla mesleğini yapan bir gazeteciyi diğer gazetecilere gözdağı vermek için alıp tutuklayamazsınız.
O yüzden Tolga Şardan gazetecidir; Gazetecilik de suç değildir!
Ayrıca; gazeteciler sandığınız kadar yalnız değildir.
Her ne kadar 25-30 yıl emek verdiği Milliyet gazetesi Tolga Şardan'ın tutuklanmasını haber değeri olarak görmeyip ne 1. sayfaya ne de gazeteye koymasa da; gazeteciler yalnız değildir.
Gün döner; baş başa kalırız.