Murathan Mungan’ın “Biz büyüdük ve kirlendi dünya” dizelerini Özkan Uğur’un ölümünden sonra bambaşka yorumladım. Evet biz büyüyüp dünyayı kirletiyorduk fakat öte yandan dünyayı temizleyen insanlar ölüyordu ve yerlerine kimse gelmiyordu.,
Zeki Müren göçeli 27, Kemal Sunal veda edeli ve Ahmet Kaya’ya veda bile ettirmeyeli 23 yıl olmuş misal. Geldi mi bu isimlerin yerine başka birileri. Değil boşluklarını doldurabilmek şöyle kıyısından köşesinden geçebilenler oldu mu?
Olmadı.
Özkan Uğur’un gidişi de kocaman bir boşluk açtı kalbimde. Her ölümde çocukluğum eksiliyor. Henüz büyümemişliğim, kalbi kirletmemişliğim, kimseye boyun eğmemişliğim, korkmayışlarım, dünyaya kafa tutuşlarım hepsi eksiliyor parça parça. Yetişkinlerin dünyasına bir adım daha atıyorum ve içimdeki çocuk buna küsüyor.
Küçükken Barış Manço’yu ve MFÖ’yü çok severdim. Elbette bizim evde de banyo günleri pazardı ve sadece misafirlere kapısı açılan bir salonumuz vardı. Annemin evde olmadığı günlerde salona girer kaset çaları çalıştırır elime bir saç fırçası alır ve bağıra bağıra şarkı söylerdim. Barış Manço’ya vokal yaparken Özkan Uğur’un çıkardığı sesleri çıkarmaya çalışırdım. Yok, olmazdı. Kendimi beceriksiz zannederdim. Şimdi anlıyorum ki bunu Özkan Uğur’dan başka kimse yapamazmış.
Mesleğim gereği çok ünlüyle tanıştım. Özkan Uğur’la hiç tanışmadım. Bu konuyla ilgili herhangi bir keşkem yok. Çünkü onu ekranda, sahnede, beyaz perdede her nerede gördüysem zaten tanışmışız gibi hissettim. Kocaman gülümsemesi, bitmeyen enerjisi, her role girebilmesiyle bizden biriydi. Hem bizdendi hem de bambaşkaydı. Büyük müzisyendi, büyük oyuncuydu, büyük insandı. Ölümünün ardından onun müzisyenliğini eleştirenleri gördüğümde dedim ki keşke bu yazıyı İlber Ortaylı yazıyor olsa da “çok cahilsiniz keşke ölseniz” dese. Ben demem. Ben Özkan Uğur’u eleştirebilenlerin aksine haddimi bilirim.
Dünya bir anlık. Bugün var yarın yokuz. Tam da bu nedenle ben kimsenin mevkiisine, makamına saygı duymam ve korkmam. Dün Karun kadar zengin olsanız bugün her şeyinizi kaybedebilirsiniz. Bir tek iyilik kalıcı bu dünyada. Öldüğünüzden sonra bile kalan tek şey iyilik. Adınızın geçtiği yerde bir rahmet okunması… Özkan Uğur’un arkasından yazılanlara baktığımda hayattaki en büyük koltukta oturduğunu anladım. Ne çok sevilmiş. Ailesi, dostları, dinleyenleri ne de hayranlarmış ona. Şimdi böyle bir insana öldü denir mi? Ancak yaşadı denir.
Yoğun bakımdaki doktoru, son günlerinde bile ne kadar kibar olduğunu yazmış. Veda mesajını her şeyi yaptık ama olduramadık diye bitirmiş. Ben de bu yazıyı şöyle bitirmek istiyorum. Gözyaşlarımızı bitti sanmıştık; bitmemiş. Özkan Uğur; sen çok kral abimizdin. Şimdi her neredeyse biliyorum ki oraların da kralı olacaksın.