İnsan sahiden de ara sıra evini yakmalı ve çıkıp seyretmeli

Bazı yükler sırtlanmaz, bazı yükler üzerine devrilir.

Omuzlarındaki yük de ağaç olmayı beklemektendir. insansın ağaç değilsin ki kök salasın. istemeden kök salan bir ağacı orman yer yutar. ormandan çıkabilen kaybolsa da yeni bir yol başlar.

Hayat denen uzun yolun daha en başındayken daha yol gidilmemişken tökezlediğin her tepe en yüksek tepe de değildir.

Yolu yürüdükçe karşına çıkan o tepeler dağlar düzlüğe de işaret değildir. bazılarımızın hayatı da engebeli bir yoldan geçmektir.

Evini aramakla geçen yolda evi bulamamaksa önemli olan bazen de eve yaklaştığın yolu geri tepmek gerekebilir.

Arayış biterse yaşam da biter. yola öyle devam etmek gerekir. Yol bitmez. Yolda gördüklerin seni değiştirse de neden başladığını değiştirmez. Yaşamak da çembere benzer. Çemberin sonu yoktur.

Bana göre çemberin en karanlık noktası; yani ev de ölümdür. Evi bulana kadar döner durur; arar durursun.

Evi bulmak başarı değil sondur. Zaten bulmak da başarı değildir.

Oruç Aruoba’nın sözü de der zaten; olmayan ve olmayacağı belli olan bir yolda gitmeyi diretmeni terk etmeden yeni bir yol belirmez.

Kafamdan geçirdiğim küçük notlara ek olarak; olduğun yer gideceğin yeri belirlemez çemberin etrafında dönüp durmak seni hiç etmez.

Tökezlediği yolların sonunu başarı sanıp eve çıkacak sanmaktan vazgeçip yolu geri dönmeli.
İnsan sahiden de ara sıra evini yakmalı ve çıkıp seyretmeli.