"Hayat evi aramaktan ibarettir"

İnsan hayatı boyunca arayışta olur. Arayış da bir yoldur. Konfor alanını aramak, evini aramak, yolunu aramak. Yolu ararken yolda olmak.

Evde olmayı ihtiyaçları giderebilmek olarak düşünmek ev ve arayış kavramını metalaştırmaktan başka hiçbir şeye yaramaz. Benliğini bulmak kişinin evini bulmasıdır. Hayat evi aramaktır. Hayat evi aramakla geçer. Evi bulduğun zaman arayış biter. Hayat sona erer.

Aborjin atasözlerinde geçtiği gibi, “Biz bu zamana ve yere misafiriz. Geçip gidiyoruz. Amacımız; gözlemek, öğrenmek, büyümek, sevmek ve sonra eve geri dönmek.” Biz, bu zamanın içinde evini arayan yolcuyuz.

Doğum yaşam ve ölüm temeldedir. Bunların üzerine eklenen her şey arayışa girer. Evi bulmak, ne istediğini bulmak kimi istediğini bulmak. Bu eylemler hayatı var eder. Yaşam arzusu arayıştan geçer. Denemekten geçer. Öğrendiğimiz ve içine doğduğumuz yaşam koşulları konfor alanına sıkıştırır insanı. Konfor alanını bulmak ölümü seçmekle eş değerdir bana göre, Konfor alanından çıkmak ise kişinin kendine ait evini bulma çabasıdır. 

Kişi kendine meta muamelesi gösterirse metalaşır Katılaşır somutlaşır. Konfor alanını ihlal etmeyen kişi bana göre, yerinde sayar doğar nefes alır ve ölür. Yaşamak denen şey ise arayıştan geçer. Tutku, heyecan ve istek yaşam arzusunu tetikler. İnsanın benliğini kışkırtarak yoluna devam etmesi yaşamak için temel yoldur. Kışkırtmak, mücadele etmek, tetikte olmak ve uyanmak.

Uykuda kalmak ölümle eş değerdir. Bildiğimiz biyolojik saatimize göre planlanan uyku değil elbette. Yaşamı bir ömür uykuda geçirmek. Hayatta kalmak ya da aramak bize sunulan iki yoldur. Ya doğar ve ölürsün ya da yaşar ve ölürsün. Seçimler de böyledir. Seçimler ve sonuçlarına göğüs gerebilme cesareti arayışın içindedir. Arayışın bitmesi ise ölüm.

Ya da Nilgün Marmara'nın büyümek olarak benim ise ölmek olarak adlandırdığım gibi: 

"Eskiden yaşansa dokuz köyü ateşe vereceğin şeylere zamanla kibrit bile yakmıyorsun. Tahammül etmeyi ve şaşırmamayı öğreniyorsun. Artık hiçbir şeye şaşırmadığını fark ettiğin gün büyüdüğünü de fark etmiş oluyorsun aslında."

Hep şaşırabilmek istemiyle...