Dün resmen CHP Genel Başkanlık yarışının küçük bir örneğini İstanbul İl Kongresi’nde gördük. Değişimciler ile genel merkezciler kıran kırana yarıştı. Açıkçası yarış benim beklediğimden daha sakin geçti.
ÖZGÜR ÇELİK KAZANDI
Bir tarafta değişimcilerin adayı Bahçelievler İlçe Başkanı Özgür Çelik vardı. Ki oturduğum yer itibarıyla Özgür Çelik’in çalışmalarını yakından izliyordum. CHP’ye göre oldukça iyi çalışıyordu. Diğer yandan iki dönem il başkanlığı yapmış ve son girdiği yarışta Canan Kaftancıoğlu’na yenilmiş genel merkezin desteklediği Cemal Canpolat vardı. Yarışı 32 oy farkla Özgür Çelik kazandı.
Buraya bir parantez açıp devam edeceğim. “Bizde demokrasi var” diye özellikle vurgulanan bir partide değişimi istemek ayıp bir şey midir? Maksat bu ülkeyi düzlüğe çıkarmak, yenilmeyeni yenmek ise sürekli kaybedenlerle yol yürümek mantıklı mıdır? Bunun cevabını size bırakarak devam ediyorum.
KONGREDE YAŞANANLAR
Kongrede CHP Genel Başkan adayları İlhan Cihaner ve Örsan Öymen söz aldı. İlhan Cihaner protokolde oturanların gözlerin içine baka baka partiyi eleştirdi, partinin elitlerden kurtulması gerektiğini söyledi. Örsan Öymen ise sözlerinin kesilmesine tepki gösterdi. CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın ile eski İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu arasında da gerilim yaşandı. Günaydın, “Genel Başkan’ın eteğine tutunarak siyaset yapmak isteyenlerin bağıra çağıra konuşma yapacağı yerler değildir buralar” derken, Canan Kaftancıoğlu bu sözlere, “Benim gibi en güçlü zamanında istifa eden varsa gelsin. Demokrasi budur. Söylediğiniz şeyi önce kendiniz yapacaktınız” diye yanıt verdi.
Verdi de ben mi yanlış biliyorum Kaftancıoğlu -hepimizin karşı çıktığı- siyasi yasağından dolayı bırakmak zorunda kalmadı mı koltuğunu?
Her neyse…
TEVFİK GÖKSU, CEMAL CANPOLAT'IN SÖZLERİNİ PAYLAŞTI
Gelelim beni en çok rahatsız eden yere. Adaylardan Cemal Canpolat konuşmasında resmen İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na ateş püskürdü. “Bu parti için 9 buçuk yıl hapisle cezalandırılmış, kendi çocuklarının hedef haline geldiği Canan Kaftancıoğlu’nun burada talimatla yuhalatılmasını kınıyorum. CHP'lilerin başka partilerin yanında işe girmesini içime sindiremiyorum. Sadece CHP'lilerin ilçe, mahalle, delege seçimlerinde işe girdiğini sevinerek duyuyorum. Sadece CHP örgütü delegeleri, size oy versin diye işe aldığınız bir dönemi kabul edemiyorum. CHP'liler İYİ Parti üzerinden işe girme dönemi pazar gününden itibaren bitecektir. Bizim ne yaptığımızı, nereden geldiğimizi İstanbul örgütü, gazi mahallesi biliyor, Küçükçekmece biliyor. Biz il başkanlığı yaptığımız dönemde, sokakta işçilerle emekçilerle beraber yaptık. Yarım bırakılan yürüyüşü tamamlamak için geliyorum. CHP delegeleri, işe girmekle, makam sahibi olmakla onurlarını haysiyetlerini satmayacaktır” dedi.
Canpolat’ın bu sözleri AK Partili Esenler Belediye Başkanı Tevfik Göksu sosyal medyasında “CHP İl Başkan Adayı, İBB Başkanının partizanlığını, liyakat yalanını ve delegelerin oylarını almak için İBB’de işe alınmasını tek tek ifşa etmiş. Bizim 5 yıldır anlattığımızı artık kendileri söylüyor. İstanbullular hizmet beklerken İstanbul’un kaynakları partizanlığa, parti içi çekişmelere harcandı” diyerek paylaştı.
BU KADAR NEFRETLE Mİ ÇALIŞACAKTI?
Kol kırılır yen içinde kalır mantığına karşı bir insanım. Bence her şey açıkça konuşulmalı. Ama partinin arka bahçesinde Ekrem İmamoğlu’ndan ihale alamadığı ya da istedikleri insanları istedikleri yere yerleştiremedikleri için İmamoğlu’na düşman kesilenlerin de destek verdiği bir isim kongre yarışında bunları söylüyorsa aklıma şu soru geliyor; Cemal Canpolat İstanbul İl Başkanı olarak seçilseydi bu kadar nefretle İBB yarışında Ekrem İmamoğlu için nasıl çalışacaktı ya da çalışacak mıydı?
Takdir de cevap da sizlerin…