Zülfü Livaneli'nin suçladığı Belediye Başkanı'ndan açıklamalar: "Benim yanımda silahlı şoförün işi olmaz"

Belediye Başkanı Uğur Yıldırım Zülfü Livaneli ile aralarında yaşanan tartışmayı anlattı.

Google Haberlere Abone ol
Zülfü Livaneli'nin suçladığı Belediye Başkanı'ndan açıklamalar: "Benim yanımda silahlı şoförün işi olmaz"

Sanatçı Zülfü Livaneli konser verdiği Mersin'de belediye görevlileri ile kulisinin İsponyol Dans Grubu'na verilmesi nedeniyle tartışmış, konserinden sonra da saldıraya uğramıştı.



Ünlü sanatçının kendisine saldıranın Mezitli Belediye Başkanı'nın şöförü olduğunu söylemesi üzerine Belediye Başkanı Uğur Yıldırım bir açıklama yaptı.



İHA'ya konuşan Yıldırım olayı şu şekilde anlattı: "Konser alanında biri dans grubu diğeri Livaneli için iki tane kulis hazırlanmıştı. Ancak Flamenko grubu kızlı-erkekli olduğu ve gösterileri sırasında birkaç kez kıyafet değiştirmeleri gerektiği için ayrı bir kulise daha ihtiyaçları olmuş. Bundan dolayı dans grubu 'bu odayı da geçici olarak kullanalım' diyerek kullanmak istemişler. Aslında biz orayı kilitleyerek açılmamasını da sağlamıştık ama herhalde bizim elemanlarımızdan birinden böyle kısa süreli bir istek olunca, o kulis de açılmış. Sanıyorum oraya koyduğumuz meyveler de ekip tarafından yenilmiş. Sayın Livaneli geldiğinde odasında bunları görünce 'benim odam nasıl kullanılıyor' diye ciddi bir çıkış içerisinde olmuş"



Olayı duyunca hemen kulise giderek, Zülfü Livaneli ile görüştüğünü ifade eden Yıldırım, şöyle devam etti: 



"Bu oda size ait, verilmemesi gerekiyordu ama kısa süreli böyle bir talep için sizden önce de sahne alacakları dikkate alınarak yapılmış olabilir. Burada bir yanlışlık varsa ben belediye başkanı olarak özür diliyorum' dedim. Kendisinin bunu hoşgörüyle karşılaması ve büyütmemesi gerektiğini ifade ettim. Benden 5 dakika sonra Milletvekilimiz Sayın Vahap Seçer geldi. Ama Sayın Livaneli müthiş bir kızgınlık içerisindeydi. Bir milletvekilimiz olmasına karşın o da 'yaşadığınız olaylar nedeniyle sizden özür diliyorum' dedi. 'Belediye başkanımız da ilgililer hakkında ben gereğini yapacağım diyor' dedi. 'Lütfen biraz sakinleşiniz, sahneye öyle çıkınız' dedi. Ben de kendisinden özellikle rica ettim. 'Sizin buraya getiriliş amacınız bizim için çok önemlidir. Sizin ününüz okyanus ötesine kadar gitmiştir, bunu herkes biliyor, bu gördüğünüz kalabalığın yüzde 100'ü sizin için geldi. Böyle bir ortamda güzellikle kapatalım' dedim."



Livaneli'nin bunu kabul etmediğini ve yaşananları çıkıp halka anlatacağını söylediğini ifade eden Yıldırım, "Biz de yapmamasını kendisinden rica ettik ama kendisi, 'yapanın yanına kar kalıyor bu ülkede, bundan sonra kalmamalıdır, ben çıkıp bunları açık açık söyleyeceğim' dedi. Ardından da sahneye çıktı" diye konuştu.



Sahneye çıkar çıkmaz Zülfü Livaneli'nin, soyunma odasında yaşadıklarını anlattığını, kendisi ve belediye çalışanlarını suçladığını hatırlatan Yıldırım, "Bunun üzerine millet de bir tepki gösterdi haklı olarak. Sayın Livaneli'nden çok daha farklı bir olgunluk içerisinde bunu karşılayabilmesini isterdim. Ben kendisinden yaşça daha büyük olduğum halde, bir de milletvekilimiz, her ikimiz de defalarca özür dilemiş olmamıza karşın olgunlukla karşılanamadık. Bu davranışımız olgunlukla karşılanmadı. Böyle bir hadise oldu. Ama bu tepkisini sahnede bir kaç parça söyledikten sonra tekrar devam etti. Kapanışa yakın bir dönemde önde oturan protokole de müdahale ederek, 'Neden beni alkışlamıyorsunuz? Beni alkışlamayacaksanız çekin gidin evinize, dans izleyin, tavernaya gidin' gibi beyanda bulundu. Bizim Almanya'da kardeş şehrimizden gelen konuklarımız da vardı orada. Onlar da bizimle birlikte ön sırada oturuyordu. Milletvekilimiz, baro başkanımız eşiyle birlikte oturuyordu. Zülfü Bey'in ısrarcı konuşmaları nedeniyle haliyle bu arkadaşlarımız alkışlamadı. Böyle olunca 'neden beni alkışlamıyorsunuz, alkışlamayacaksanız kalkın gidin, halkım bana yeter' diyerek bizi bir başka boyutu ile eleştirdi. Biz tüm bu yaşananlardan dolayı sahneye çıkıp çiçek vermekten bile çekindik. Çünkü o sırada yine bir başka olumsuzluk olabilir düşüncesiyle bu cesareti kendimizde bulamadık" şeklinde konuştu.



Uğur Yıldırım, şöförünün Livaneli'ye silah çektiği iddialarını ise yalanlayarak, “Bu konuyla ilgili Sayın Livaneli'de hiçbir darp ve şiddetle karşı karşıya kalmadığını kendileri de ifade etmiştir. Şoförümün silah çekme pozisyonunda olduğu haberi, gerçekleri çarpıtma biçiminde oluşmuştur. Bir kere benim şoförüm silah taşıyamaz. Silah taşıyacak olsa ben onu zaten orada bulundurmam. Ama bütün bunlara rağmen Sayın Livaneli'ye yaptığı hareketten dolayı kendisine soracağım bazı şeyler var. Alacağım yanıttan sonra davranışımı tespit edeceğim yine. Eğer benim silahlı korumaya ihtiyacım olsa devletimden isterim. Benim silahlı korumaya ihtiyacım yok. Ben halkın içindeyim, halktan birisiyim. Bu nedenle benim şoförümün silah taşımasının hiç bir gereği yoktur. Ben bu yaşıma kadar bırakın silah taşımayı, elime silah dahi almadım. Böyle bir insanın şoförü de silahlı olamaz" dedi. (İHA)


Sıradaki Haber İçin Sürükleyin