Yaşar Üniversitesi akademisyenleri, sosyal medya kullanıcılarının twitter ve YouTube'da ürettiği ve yorumlarıyla yaygınlaştırdığı "nefret söylemini" araştırdı Yaşar Üniversitesi akademisyenleri, sosyal medya kullanıcılarının twitter ve YouTube'da ürettiği ve yorumlarıyla yaygınlaştırdığı "nefret söylemini" araştırdı. 1 milyon kişi tarafından izlenen onlarca video, yüzlerce kişi tarafından yapılan yorumlar incelenerek yapılan araştırmaya göre, twitter kullanıcıları YouTube kullanıcılarına göre daha hoşgörülü ve daha objektif bir duruş sergilerken, erkek kullanıcılar kadın kullanıcılara göre daha çok "nefret odaklı söylemlerde" bulunuyor.
Sosyal medya kullanıcılarının Türkiye gündemine oturan konularda yaptıkları yorumları inceleyen Yaşar Üniversitesi Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Özlem Aşman Alikılıç ile Araştırma Görevlisi Göker Gülay, sosyal medyanın günümüzde adeta stres atma platformu olarak kullanıldığını ifade etti. Akademisyenler, "Twitter kullanıcılarının, YouTube kullanıcılarına göre daha hoşgörülü ve objektif bir duruş sergilediklerini tespit ettik. Buna karşın YouTube kullanıcılarının, yaptıkları yorumlarda genellikle takma isimlerle, daha çok nefret içerikli söylemlerde bulunduğunu belirledik" dedi.
YouTube ve twitter kullanıcılarına yönelik yapılan araştırmada, incelenen toplam bin 831 yorumda, erkek kullanıcıların kadın kullanıcılara göre daha çok "nefret odaklı söylemlerde" bulunduklarını tespit edildi.
TWITTER KULLANICILARI DAHA HOŞGÖRÜLÜ
Nisan 2013'ten Temmuz 2013'e kadar geçen sürede twitter ve Youtube'da Türkiye gündemine ilişkin konularda gerçekleştirilen yorumları incelediklerini belirten Yrd. Doç. Dr. Özlem Aşman Alikılıç, "Türkiye'de sosyal medya kullanıcı sayısının arttıkça nefret kültürünün de artığını görüyoruz. Araştırmamızda 4 aylık bir dönemi ele aldık. Bu süre zarfında hem YouTube'da hem de Twitter'da gerçekleştirilen yorumların içerik analizini gerçekleştirdik. Buna göre Twitter kullanıcılarının YouTube kullanıcılarına göre daha hoşgörülü olduğunu ve daha objektif bir duruş sergilediklerini tespit ettik. YouTube'da 1 milyon kişinin izlediği çeşitli videolara yapılan yorumların yüzde 42'si negatif söylem içeriyor, bunların da yüzde 91,6'sında ise nefret söylemi var. twitter'da ise bu oran çok daha düşük, aynı konularda yapılan bin 65 yorumun yalnızca yüzde 7,5'i negatif söylem içeriyor. You Tube'da nefret söyleminin fazla olmasının nedeni, hesap açmaya gerek duymadan gerçek kimliğini saklayarak yorumlarda bulunan kişiler. Gerçek hayatta birbirlerine ve çevresine söylemeyeceği nefret söylemlerini sosyal medyada çok rahatlıkla söyleyebiliyorlar. Bir bakıma sosyal medyayı stres atma platformu olarak da görebiliyorlar. twitter'da sayının düşük olması ise insanların birçok kişi tarafından takip ediliyor olması. Görüşlerinin takipçileri tarafından izlendiği bilen ve genelde gerçek kimlik kullanan twitter kullanıcıları daha duyarlı" dedi.
DENETİM MEKANİZMASI ŞART
Geleneksel medyada olduğu gibi sosyal medyada da bir denetim mekanizması olması gerektiğini belirten Araştırma Görevlisi Göker Gülay ise şu önerilerde bulundu:
"Beğenilmeyen veya hoş görülmeyen bir paylaşım nedeniyle tüm sistemin kapatılması anlamsız ve çözüme hitap etmeyen bir tercih olabilir. Ancak sosyal medya araçları içerisindeki kullanıcı denetimlerinin ve şikayet mekanizmasının daha aktif hale getirilmesi gerekiyor. Ülkemizde bu konudaki yasal düzenlemeler henüz her kurumu ve herkesi tatmin edecek düzeyde değil. Geleneksel medyada olduğu gibi sosyal medyada da bir denetim mekanizmasının olması gerekli." ANKA