Suç örgütü lideri Sedat Peker’in son videosunun ardından YouTube’dan açıklama yapan gazeteci Can Dündar, Suriye’ye giden TIR’lar konusunda yaptığı haber nedeniyle cezaevinde yatarken, kendisine “Vatana ihanet ettin, asılmayı hak ettin” şeklinde yazılı bir mesaj geldiğini ve bu mesajın Sedat Peker tarafından gönderildiğini söyledi. Can Dündar öte yandan, Sedat Peker’in “Seninle konuşacağız Tayyip abi” sözlerini de yorumlayarak, “Tayyip abi' için uykusuz bir hafta başlıyor. Sonunda alnımız açık döneceğiz ülkemize ama siz yargılanacaksınız” dedi.
Gazeteci Can Dündar, Genel Yayın Yönetmeni olduğu Özgürüz Radyo’nun YouTube kanalından Sedat Peker’in 8’inci videosunda anlattıklarıyla ilgili bir anekdot paylaştı.
Suriye’ye giden silahlar konusunda yaptığı haber nedeniyle hapse girdiğini hatırlatan Dündar, kendisine hapisteyken suç örgütü lideri Sedat Peker’in not yolladığını ve bu notta “Vatana ihanet ettin, asılmayı hak ettin” şeklinde tehditte bulunduğunu dile getirdi.
Can Dündar, YouTube'da yayınlanan videoda şunları söyledi:
“Ne diyor şimdi Sedat Peker, beni Türkmenlere yolladığım TIR’ların arasına SADAT, kendi TIR’larını ekledi, benim üzerimden El Nusra’ya silah gönderdiler. Biz bunu yazdık diye, başımıza gelmedik kalmadı. Sorgulandık, yargılandık, hapsedildik, kurşunlandık, ailemizden ayrı kaldık, sürgüne geldik. Bütün malvarlığımıza el kondu. Ne vatan hainliğimiz kaldı ne cemaatçiliğimiz. İnfaza da az kalmıştı. Cezavindeyken gelen yazılı mesajı hiç unutmuyorum. ‘Sen vatana ihanet ettin, asılmayı hak ettin’ diyordu. Kimdi yazan biliyor musunuz, Sedat Peker. Sonunda o haberden dolayı 27 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Bugün doğruluğu birinci ağızdan tescillenen haberin bedelini sadece ben değil, o TIR’ları yakalayan savcılar ve yargıçlar da ödedi. Araştıran milletvekilleri de haberi yayınlayan Cumhuriyet gazetesinin bütün yöneticileri de…”
Can Dündar öte yandan, Sedat Peker’in “Seninle konuşacağız Tayyip abi” sözlerini de yorumlayarak, “Tayyip abi için uykusuz bir hafta başlıyor” dedi.
SEDAT PEKER NE DEMİŞTİ?
Peker, bugün yayımladığı 8. videosunda, Suriye'ye giden silahlarla ilgili şu ifadeleri kullanmıştı:
"MİT TIR’ları yakalandıktan sonra benim kendi kafamda şey oluşmuştu. Biz oraya hem toplumun duygularını yükseltmek hem de oradaki kardeşlerimize yardımcı olmak için Bayırbucak Türkmenleri’ne, diğerlerine İHA, kıyafetler, telsizler, çelik yelekler bu projeyi düşündük, milletvekili arkadaşımız da iletmesi gereken yerlere iletti.
Sonra dediler ek TIR’lar verelim. Bizim TIR’lar Sedat Peker yardım konvoyu diye gidiyor, basına da resimler veriyoruz. Benim adıma giden diğer araçlar var. Onlar da başka yerdeki Türkmenlere gidiyor diye biliyoruz ama biz o araçların içinde ne olduğunu bilmiyoruz. Silah var. Bu MİT ve askeriye tarafından organize edilmiyor. SADAT tarafından organize ediliyor. Şimdi biz bunları yollarken, bunların hepsini kendi paramla alıyorum, onlar hariç. Ama benim adıma gidiyor. İşlem yapılmıyor, kayıt yapılmıyor, direk geçiş yapılıyor. Ben bizim yüklü miktarda araçlar yollayınca bize de verir misin dediler.
Türkmenler her yerden teşekkür ediyor. Bir iki tanesi Arapça konuşuyorlar. Bizim Türkmen arkadaşlardan biri ‘Bunlar El Nusracı’ dedi."
Bizim diğer arkadaşlar da bana ‘Bu gidenler El Nusra’ya gidiyor’ diyor. Evet benim üzerimden gidiyor. Ama ben yollamadım SADAT’çılar yolladı. Kibrit kutusuna sokacağım sizi, hem de devleti de yargılatmayacağım.
"Pandora’nın ilk kutusunu açalım bakalım. Siz Suriye’de ticaret yapmanız için ne yapmanız lazım biliyor musunuz? Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanı Metin Kıratlı, Külliye’de ona gideceksiniz. Ama bir iki kamyonluk alışverişli söylemiyorum. Büyük olanlar. Kaçak ham petrol, çay, şeker, alüminyum, bakır, ikinci el araba. Bunlar milyarlarca dolarlık para, büyük para.
Suriye mücadelesi için parayı kim verdi? Biz, devlet. Kim şehit oldu orada millet. Şimdi orada yapılan ticareti anlatacağım. Siz oradan onay aldıktan sonra sizi şeye yolluyor Murat Sancak, Ramazan Öztürk. Tüm hiyerarşi orada. Onların da onayı geçtikten sonra El Nusra’nın iktisat sorumlusu var Ebu Abdurrahman. Şu anda da ticaret böyle yapılıyor biliyor musunuz?
Ben o zaman ‘Bu silahları bunlara veriyorsunuz bunlar bizim Türkmenlerle savaşıyor, bizim insanımız’ dedim. Bir bilelim, bizim üstümüzden gidiyor. Yeni bir dengeler kuruluyor, şöyle, böyle. Bana anlatacaksınız."