Peters, Yeni Zelanda'da İki Camiye Yönelik Terörist Saldırı ve
Müslümanlara Karşı Nefret ve Tahammülsüzlükle Mücadele Konusunda
İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Dışişleri Bakanları Düzeyinde Açık
Katılımlı Acil İcra Komitesi Toplantısı'nın ardından, basın
toplantısı düzenledi.
Basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Peters, Türkiye'nin
daveti üzerine kabineden onay alarak toplantıya katıldığını
belirtti.
Peters, terörle mücadele konusunda Yeni Zelanda'nın olaylara tek
başına yanıt veremeyeceğini, sorumluluğun uluslararası boyutta
benimsenmesi gerektiğini dile getirdi.
Terör saldırısı gerçekleştirildikten 5 dakika sonra polislerin olay
yerinde olduğunu, 21 dakika sonra teröristin etkisiz hale
getirildiğini aktaran Peters, teröristin uzun süredir bu konuda
hazırlık yaptığını belirlediklerini kaydetti.
Peters, "Suçlaması yapıldı. Mahkeme tarafından suçlamalar
yönlendirildi. Aynı zamanda parlamento yeni bir oylama yaptı.
1959'dan beri bizim ülkemizde idam cezası yok. Yeni Zelanda'da yine
de yapılacak suçlamalar şimdiye kadar görülmemiş ciddiyetle
hazırlanıyor, iddianameler hazırlanıyor. İlk suçlama yönlendirildi.
Burada her bir öldürülün kişi için teker teker cinayetle
suçlanacak, diğerleri için de cinayete teşebbüsle." diye
konuştu.
"HALKIMIZ GEÇMİŞTE DE OLDUĞU GİBİ HER ZAMAN ÇOK OLUMLU BİR BİÇİMDE KARŞILANACAK"
Anzakları anmak için Yeni Zelanda'dan her yıl Türkiye'ye çok
sayıda vatandaşın geldiğine değinen Peters, "Yeni Zelanda'ya artık
çok ikna olmuş biçimde dönüyoruz. Anzakları anmak amacıyla buraya
gelen halkımız, geçmişte de olduğu gibi her zaman çok olumlu bir
biçimde karşılanacak." değerlendirmesinde bulundu.
Peters, İTT toplantısı vesilesiyle çeşitli görüşmeler yaptığını
hatırlatırken, "Burada İslam İşbirliği Teşkilatı'na üye olan bütün
ülkelerin heyetleriyle görüştük." dedi.
Terör saldırısının ardından sadece Batılı ülkeler değil, Müslüman
ülkelerden gelen desteğin de çok büyük olduğunu vurgulayan Peters,
"Pakistan, Türkmenistan'dan, Yeni Zelanda'da hiç vatandaşı
olmayanlara kadar, Somali'den, Suudi Arabistan'dan Türkiye'ye
kadar... Türkiye ilk telefon edenlerden biriydi. İlk telefon eden
Sayın Mevlüt Çavuşoğlu'ydu. Sonrasında hem kendisi geldi hem de
Türkiye bir heyet gönderdi. Dolayısıyla çok ciddi bir empati,
taziye ve destek gördük. Bunun dışında hiç görünmeyen bir kriz
yaşayan ülkemiz için de bu çok önemliydi." diye konuştu.
"BU DA BİZİM İÇİMİZİ RAHATLATTI"
Yeni Zelanda Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Peters,
İstanbul'a gelme amaçlarını, "Yeni Zelanda'da ne olduğunun ve buna
nasıl müdahale ettiklerinin açıklanması" şeklinde ifade ederek,
"Bazı yanlış anlamalar olmuş olabilir, ancak bütün bunlar artık
ortadan kaldırıldı ve içimiz rahat bir şekilde geri dönüyoruz.
Buraya geldiğimizden itibaren İslam İşbirliği Teşkilatı, Türkiye
Cumhurbaşkanı ve Dışişleri Bakanının bize gösterdiği teveccüh bunu
aşmamızı sağladı." dedi.
"Genç Avusturalyalılar ve Yeni Zelandalılar, Anzakları anmak
için buraya geldiklerinde endişe duyabileceklerini söylüyor. Bu tür
bir ziyaret sırasında saldırıya uğrayabileceklerine dair endişe var
mı? Ek güvenlik sağlanıyor mu?" şeklindeki sorular üzerine Peters,
şöyle konuştu:
"Henüz buradaki toplantıda, size ek güvenlik sağlanması konusunda
görüş bildirmem için çok erken. Türk hükümetine bunu sormak lazım
ama Cumhurbaşkanı net bir şekilde 104 yıldır çok özel bir ilişkimiz
olduğunu ve bunun devam etmesini öngördüğünü belirtti. 'Buraya
gelen kişiler 2019'da, geçmişte gördükleri konukseverliği tekrar
göreceklerdir.' dediler. Bu da bizim içimizi rahatlattı."
Peters, "Seyahat planlarını iptal etmesinler mi diyorsunuz?"
sorusuna, "Ben bir şey demiyorum, insanlar bireysel olarak kendi
şahsi kararlarını veriyor. Buraya gelmeleri, seyahatleri onların
bileceği iştir. Ben sadece burada bulunduğumuz anda bize verilen
teminatlardan söz ettim." karşılığını verdi.
"EL ELE VEREREK BİR DAHA OLMAMASINI SAĞLAYABİLİRİZ"
"Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Anzaklarla ilgili sözleri nasıl değerlendiriliyor? Siz ne düşünüyorsunuz?" sorularına Peters, "Ben burada bir bakanlar kurulu üyesi olarak bulunuyorum ve iki kişilik bir heyetiz. Ne benim ne de diğer arkadaşımın görüşü önemli. Bakanlar kurulunun görüşü önemli, onu da bakanlar kurulu dile getirecektir." yanıtını verdi.
Peters, törenlerin tek taraflı bir iptalinin söz konusu
olamayacağını, ancak ortak alınacak kararla iptal edilebileceğini
dile getirerek, "Bizim yapabileceğimiz tek şey, buradaki
temsilciliklerimize gelen herkesin güvende olmasını sağlamak, bu
konuda garanti vermektir. Ancak bunun garantisi yok,
Christchurch'te olan buydu. Elimizden gelen her şeyi yaptık. Din
özgürlüğü, vicdan özgürlüğü bizim gördüğümüz türde nefretten
arındırılmış bir toplumda yaşama özgürlüğü ve ifade özgürlüğünü
sağladık ve neticede Yeni Zelanda'yı da koruyamadık. Bizim başımıza
böyle bir şey geldi, ancak herkes el ele vererek bir daha
olmamasını sağlayabiliriz." diye konuştu.
"Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan, saldırı videosunu göstermemesini rica
ettiniz mi?" sorusu üzerine Peters, "Hayır, bu soruyu sormadım
çünkü bunu sormam gerekmediğini düşündüm." dedi.
Peters, bütün uluslararası toplumdan dayanışma beklediklerini ifade
ederek, şunları kaydetti:
"Yeni Zelanda'da bizim açımızdan görülmemiş bir olaydı, şoka
girdik. Bize olmaz diye düşünüyorduk ama bu uluslararası bir sorun
ve bizim kapımıza da bir gün gelecekti, geldi diye düşünmeye
başladık. Böylesine şiddetli bir olay olduğunda bazı tepkiler biraz
erken verilebiliyor, vakitsiz olabiliyor. Şu anda daha istikrarlı
bir şekilde ilerlemek istiyoruz. On yıllardır devam ettiğimiz
dengeli dostluğumuzu sürdürmek istiyoruz. Mustafa Kemal Atatürk'ün
Yeni Zelandalı askerler için ne kadar bağışlayıcı olduğunu
biliyoruz, Avustralya askerlerine de aynı şekilde yaklaştı,
Türkiye'yi bu şekilde düşünüp hatırlamak istiyoruz."