Hastalığına karşı verdiği mücadele ile herkesin takdirini kazanan ve kanser hastalarına umut olan Neslican Tay, 20 Eylül Perşembe akşamı yaşamını yitirmişti.
Acı haber Türkiye'yi yasa boğarken, Neslican'ın ölümünün ardından yapılan bazı yorumlar tepki toplamaya devam ediyor.
Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan'ın yaptığı skandal paylaşımların ardından Yeni Şafak yazarı Ergün Yıldırım'ın bugünkü köşe yazısında yaptığı yorum da büyük tepki topladı.
"YOK OLAN BEDENİNİ SOSYAL MEDYADA KURTARMAYA ÇALIŞTI"
Neslican Tay'ın ölümüyle ilgili olarak "Yok olmaya doğru akan bedenini sosyal medyada yeniden ikame ederek kurtarmaya çalıştı" yorumunda bulunan Ergün Yıldırım, Nevzat Tarhan'ın paylaşımlarına da destek verdi.
Yıldırım ayrıca, bu tip davranışların 'temel bir sorun' olduğunu savunarak, ölüm ve müslümanlık ilişkisinin tepetaklak olduğunu iddia etti.
Ergün Yıldırım'ın "Neslican Tay ve sekülerleşen ölüm kültürü" başlıklı yazısından ilgili kısımlar şöyle:
"Neslican Tay, hayatının baharında dünyadan göçtü. Dört kez kansere yakalandı. Bu hastalığa karşı direndi. Güler yüzüyle ve iddialı giyimiyle sosyal medyada gündem oldu. Şimdi üzerinde tartışmalar yapılıyor. Aslında tartışılan Neslican Tay değil. (Elbette ölüm acısının tazeliği karşısında insanın söz söyleme kudretine de sahip olması epey zor). Fakat Neslican Tay, bir sosyal olguya dönüştü.
Yok olmaya doğru akan bedenini sosyal medyada yeniden ikame ederek kurtarmaya çalıştı. Türkiye’de ölümün değişen kültürünü temsil ettiği için tartışılıyor. Aslında toplum ölüm ile kurulan ilişkinin değişimini tartışıyor. Mesele, ahlaki olmaktan ve ölüye saygı duyup duymamanın çok ötesinde. Bir psikiyatri profesörü olan Nevzat Tarhan, hastanın ölümle kurduğu ilişkinin yeni tarzına dikkat çekti. Çok önemli bir konuyu, en hassas noktada tartışma cesaretini gösterdi. Belki hastanın ölümünden sonra tartışsaydı ahlaki açıdan daha iyi olurdu. Ancak bu kadar farklılık üretebilir miydi? Hiç sanmıyorum. Çünkü insanların hızlı inanıp ve hızlı unuttuğu bir dönemden geçiyoruz."
'NESLİCAN ÜRETTİĞİ SOSYAL VARLIĞIYLA BİZE BİR TARTIŞMA BIRAKTI'
"Neslican Tay, ölümüyle yok olmadı! Ürettiği sosyal varlığıyla arkasından bize bir tartışma bıraktı. Bu tartışma artık onun şahsi özelliklerini de aşan bir vaziyet aldı. Temel sorun, ölümle kurduğumuz klasik Müslümanlık ilişkisinin tersyüz olması ve bunun yerine seküler bir ilişki tarzının gelmesidir. Bu ilişki insanlarımızı ölüme karşı daha dayanıklı mı yapacak, yoksa tamamen farklı bir duruma mı savuracak?
Yıllar önce “Ölüm Sosyolojisi” diye bir makale okumuştum. Hocam Ümit Meriç vermişti okumam için. Hâlâ aklımda kalan bir tarafı var bu makalenin. Hastanelerde ölümü bekleyen kişiler üzerine yapılmıştı. Araştırmacı, hastaların ölümden aşırı biçimde korktuklarını ve bunu aşabilmek için de ölüm kelimesinden ve çağrışımlarından arındırılmış bir ortam üretildiğini söylüyordu. Zincirlikuyu Mezarlığı’nda seküler kesimlerin 'her benlik ölümü tadacaktır' yazısından rahatsızlık duymaları da onların derin seküler bilincini anlatıyor."